15 Mayýs 1919. Yunan zýrhlý gemileri Ýzmir açýklarýnda ve bir kýsým askerlerini yolcu gemileriyle getirmiþler. Karaya çýktýklarýnda saat 10:30’ du. Ýstanbul Hükümeti, Ýzmir Valisi ve garnizonlarýna ve Egedeki diðer vilayetlerin vali ve garnizon komutanlarýna ve inzibat birimlerine iþgale karþý konulmayacak emrini telgrafla bildirmiþti. Düþmanýn yerli iþbirlikçileri de, “Yunan ordusu padiþahýmýz efendimizin daveti üzerine gelmiþtir” propagandasý yapýyordu.
Yunan ordusu karaya çýktýðýnda Ýzmirli Rumlar ve yerli iþbirlikçiler ellerinde Yunan bayraklarýyla, alkýþlarla karþýladýlar.
Türklerden de büyük bir kalabalýk vardý. Öfke ve korku içerisinde bir þey yapamamanýn çaresizliði ile iþgalci Yunan Birliklerini ellerinde Yunan bayraklarý ile karþýlayan yerli Rumlarýn ve yerli iþbirlikçilerinin en önünde baþ kilisenin baþ papazý Hrisostomos arkasýnda bir gurup papazla Yunan Komutan Albay Zafiri’nin yanýna gelerek önce çizmelerini öptü, sonra ayaða kalktý, “Hoþ geldiniz” dedikten sonra Yunan milletinin 3000 yýllýk bir ayrýlýk sonunda buradaki ýrkdaþlarýný Türklerin zulmünden ve esaretten kurtardýklarýndan dolayý tanrýya minnet ve þükran duygularýný sunmuþ ve sevinç gözyaþlarý içinde gelenleri takdis ettikten sonra elindeki Ýncili havaya kaldýrarak, Yunan askerlerine, “ne kadar Türk kaný dökerseniz o kadar sevap kazanacaksýnýz” diye vaaz vermiþtir. Olanlarý izlerken aralarýndan biri bu durumu onuruna yediremedi. Baðýrdý, “Böyle elinizi kolunuzu sallayarak gelemezsiniz, vatanýmýzý böyle iþgal edemezsiniz!” diye haykýrdýktan sonra çekti belinden silahýný, beþ kurþun vardý silahýnda. Yunan bayraðýný atýnýn üstünde elinde dimdik tutan Yunan sancaktarýna doðrulttu silahýný, beþ kurþunu da boþalttý. Biri alnýnýn ortasýna, ikisi göðsüne isabet etti. Devirdi bir kütük gibi yere.
Yunan birlikleri önce panikledi. Sonra baktýlar ki bir kiþi. Çevirdiler Hasan Tahsin’in etrafýný, süngülediler oracýkta. Önce göðsünden, sonra neresine gelirse oradan… Þehit ettiler Hasan Tahsin’i. Biraz ötede panikleyen bir kalabalýðýn üzerine ateþ açtýlar. Tam 63 kiþi oracýkta þehit edildi. Garnizonlara girdiler. Ýþgale karþý bile koymayan askerleri de komutanlarýný da çýkardýlar sokaða, üzerlerinde ne varsa aldýlar. Aþaðýlarcasýna bir kýsmýný gemilerine götürdüler. Bir kýsmýný da yýðdýlar meydana, “Zito Venizelos” diye baðýrmalarýný istediler. Baðýrmayanlarý süngülediler oracýkta þehit ettiler. “Zito Venizelos” diye baðýrmayan Süleyman Fethi Bey þehit edildi. Sonra bir bir Ýzmir’in sokaklarý, ilçeleri iþgal edildi. Her girdikleri yerde zulümleri artarak devam etti. Taa ki 9 Eylülde denize dökülene kadar.
Efeler, çeteler, kahramanlarýmýz, köylüler direndiler düzenli ordu kurulana dek. Ýnönü’de iki defa püskürttük geriye, fakat tekrar toparlandýlar. Sakarya Meydan Savaþý’nda zafer bizimdi, ancak bu da kesin bir sonuç deðildi.
Baþkomutan Mustafa Kemal 26 Aðustos 1922’ye kadar orduyu hazýrladý. Yanýnda deðerli komutanlar. Savaþýn baþýndan sonuna kadar savaþýn içinde olan birde Yüzbaþý Þerafettin vardý, bölüðünün baþýnda.
26 Aðustos sabahý baþlatýlan Büyük Taarruz, 30 Aðustosta zafere dönüþtü. Artýk kaçan Yunan kuvvetlerini takip ve çevirme harekatý baþlamýþtý. Daðýlan Yunan kuvvetlerini imha ederek, esir alarak, kaçanlarý da kovalayarak Ýzmir’e geldiðimizde 9 Eylüldü. Ýzmir’e ilk giren komutan, Süvari Birliðinin baþýnda Yüzbaþý Þerafettin’di. Bir düþman kurþunu ile vücudundan yaralanmasýna raðmen Yunan kuvvetlerinin peþini býrakmadý.
O gün Ýzmir’in halini görmeliydiniz. Kaçan Yunan birlikleri her yeri ateþe vermiþ, Ýzmir alevler içindeyken vapurlara, kayýklara atlayanlar, boðulanlar… Mahþer yerine döndü Ýzmir. Yunanlýlara cehennem oldu.
Tam o sýrada Ýzmir’e ilk giren komutan Yüzbaþý Þerafettin’di. Atýndan indi. Yanýnda arkadaþý ile birlikte koþarak Konak’taki Hükümet Binasýna yöneldi. Merdivenleri hýzla çýkarak yunan bayraðýný indirip, üniformasýnýn içinde sakladýðý bayraðý çýkardý. Bayrak vücudundan sýzan kanla kanlanmýþtý. O Türk bayraðýný Hükümet Konaðýnýn gönderine çekti. O sýrada Ýzmir Rumlarýnýn baþ kilisesinin papazý Rum Metropolit Hrisostomos, Konak Meydanýna getirilip linç edildi. Baþ kilise Ayafotini’de top atýþlarýyla yýkýldý. Ve iþgal 9 Eylülde bitirildi.
Sakarya Meydan Muharebesinden sonra dünyanýn her yanýndan Türk temsilciler kutlama telgraflar, heyetler gönderip zaferimizi kutluyorlardý. O yýllarda Rusya’daki Bolþevik Ýhtilali’nden bir fýrsat bularak Buhara’da Türkler Buhara Türk Cumhuriyeti’ni kurmuþtu. Devlet Baþkanlarý bir heyet göndererek Mustafa Kemal Paþa’yý ve Türk zaferini kutladýlar. Heyet ile bazý hediyelerde gönderilmiþti. Astragan deriler, kalpaklar, Timur’un Kur’an-ý Kerim’i de Mustafa Kemal’e gönderilen hediyeler arasýndaydý. Bunlardan baþka üç tane de altýn kýlýç gönderilmiþti. Saplarý deðerli taþlarla süslenmiþ üç altýn kýlýç. Bunlardan biri Ýnönü Savaþlarýný kazanan Ýsmet Paþa’ya, diðeri Sakarya Savaþýný kazanan Mustafa Kemal Paþa’ya verilmek üzere, üçüncü kýlýç ise Ýzmir’e ilk giren komutana verilmek üzere gönderilmiþti.
Kýlýçlarýn biri Mustafa Kemal Paþa’ya, biri Ýsmet Paþa’ya hediye olarak verildi. Üçüncü kýlýç ise Ýzmir’e ilk giren komutana verilmek üzere muhafaza edildi.
Ýþte bu üçüncü kýlýç 9 Eylülde Ýzmir’e ilk giren Komutan Süvari Yüzbaþý Þerafettin’e, 11 Eylül 1922 günü yapýlan bir törenle Mustafa Kemal Paþa tarafýndan verildi.
“Bütün cihan iþitsin ki efendiler. Artýk Ýzmir hiçbir kirli ayaðýn üzerine basamayacaðý kutsal bir topraktýr.”
Mustafa Kemal Atatürk.
Ali ÇETÝNKAYA
Ali Çetinkaya hakkýndaki diðer yazýlar Gsterim: 1839 | E-posta
|