Bugünlerimizin ve gelecek nesillerimizin mimarlarý deðerli öðretmenlerimize ithaf edilmiþ, yýlda bir kez de olsun hatýrlandýklarý gün; öncelikle tüm öðretmenlerimizin öðretmenler günü kutlu olsun. Burada üzerimde emeði olan ve olmayan Rabbin rahmetine kavuþmuþ tüm öðretmenlerimizi rahmet ve minnetle anýyorum. Bu yazýmdan da muradým eðitimimize, eðitime kýyýdan köþeden bulaþmýþ biri olarak kýsa bir göz gezdirmek.
Henüz birkaç gün önce bir TV kanalýnda Kayseri gibi eðitim seviyesi yüksek bir þehrimiz ve sunucu üniversite öðrencilerine 'Bir yýl kaç haftadýr?' diye mikrofon uzatýyor, aldýðý cevap; kimisi 48, kimisi 12, kimisi bilmiyorum ve doðru bilen sayýsý neredeyse %30'larda. Sonuç çok düþündürücü. Yine bir süre önce Niðde de üniversite öðrencilerine uzatýlan mikrofonlara öðrencilerin Ýnönü'yü hala mecliste zannettikleri cevaplarý ve insan bunlarý görünce kara kara düþünmeden edemiyor. 'Ne olacak bu gençliðin hali?' diye.
Henüz birkaç yýl önce Geyve MYO'da ders verdiðim günlerde iþletme bölümünde okuyan, 100 liranýn %4 den 1 yýllýk faizi nedir sorusuna cevap veremeyen, geliþmiþ bir þehirde özel bir lise mezunu öðrencim aklýma geliyor ve diyorum ki, "Yazýk oluyor bu çocuklara, yazýk oluyor bu anne babalara ve kendi kendime Diplomalý cahiller ordusu mu yetiþtiriyoruz?" diye sormadan edemiyorum.
Milli basýnda bir haber, devlete alýnan öðretmen sayýsý son on yýlda %24,5 artarken, polis sayýsý % 88,5 artmýþ ve insan ister istemez bu yaklaþýmla bu sonuçtan daha doðal ne olabilir ki diyor. Bütün lise tabelalarýný Anadolu lisesi yapmayla, bir müdür bir mühür zihniyetiyle okul veya üniversite açmayla eðitimin kalitelenmesi mümkün mü? Eðitimin kalitesi her geçen gün maalesef düþüyor ve bunda da sadece bu iktidarý da eleþtirmek haksýzlýk olur diye düþünüyorum. Bu yara toplumun en önemli yarasýdýr ve bu yaraya süratle el atýlmalýdýr.
Ýnsanlar kelimelerle düþünür, kelimelerle düþüncelerini aktarýr, kelimelerle karþýlarýndakilerle anlaþýr. Ankara üniversitesi Türkçe Öðretim Merkezinin yaptýðý bir çalýþmaya göre orta kültür düzeyinde insanýmýz Türkçeyi 400 kelimeyle (Kültür düzeyi düþük kesimde bu sayýnýn 100'e kadar düþtüðü söyleniyor ), bir Ýngiliz veya Amerikalý da bu rakamýn 2000'lerden baþladýðý söyleniyor. Þimdi bu þartlarda siz bir Ýngiliz veya Amerikalýyla brain storming (Beyin fýrtýnasýna) girdiðinizi düþünün ve daha baþtan 5-0 maðlup baþlýyorsunuz. Þimdi sormak istiyorum bu vokabülerle (Kelime hazinesi) bilgi çaðý nasýl yakalanýr, varýn siz cevap verin.
Bir diðer konu da Türkiye'de Ýngilizce eðitim, Allah aþkýna þimdi bir tahayyül edelim asgari 2000 kelimeyle Ýngilizce konuþan bir beyin 400, bilemedin 1000 kelimeyle Türkçe konuþan birine nasýl Ýngilizce konuþmayý, nasýl Ýngilizce düþünmeyi öðretebilir ve bu dilde eðitim almasýný saðlayabilir. Bu neredeyse imkansýza yakýn bir þeydir bence.
Oysa günümüzde bilgiye ulaþmak o kadar kolay ki,en uzak bilgiye dahi teknolojik nimetlerle sadece birkaç parmak hareketiyle ulaþabiliyorsunuz, ama maalesef o bilgiyi kullanabilecek,iþleyebilecek beyinleri maalesef yetiþtiremiyorsunuz.Ýþte böyle bilgi çaðýný yakalayamamýþ bir toplumu da manipüle etmek güçlü bir beyin için de hiç zor deðildir.
Donanýmlý ve güçlü bir neslin mimarý ancak fedakar öðretmenlerimizdir.Evet öðretmenim yarýnýn güçlü Türkiyesinin tek mimarý ancak sensin ve büyük Atatürk de sýrf bunu gördüðü için 'Muallimler, Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr muallim ve mürebbileri, sizler yetiþtireceksiniz' demiþtir.
Bu vesileyle tekrar tüm öðretmenlerimizin öðretmenler günü kutlu olsun.
Vecihi Tekin Vecihi Tekin hakkýndaki diðer yazýlar Gsterim: 4156 | E-posta
|