Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Şeker Fabrikası satıldı, Üstün bunu duydu mu?
Çarşamba, 18 Eylül 2013

Bundan bir süre öncesine kadar Sakaryalı pancar üreticisinin olan Adapazarı Şeker Fabrikası, Ülker Grubu’na ait Yıldız Holding’e satıldı.
Şeker Fabrikası’yla ilgili en küçük bir gelişmenin bile manşetlere taşındığı günlerden bu tür bir satışın kamuoyuna duyurulmadan yapıldığı günlere geldik.
Peki, nasıl oldu bu?
Adapazarı Şeker Fabrikası’nı almaya niyetli Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi 2004 yerel seçimleri öncesi bir operasyona tabi tutuldu.
Seçim öncesi AKP Milletvekillerini halka şikayet etmeye hazırlanan APEK Yöneticileri 4 gün süreyle göz altına alındı.
Başkan Ayhan Alişan ve arkadaşları ancak seçim akşamı serbest bırakıldı.
Sonra AKP Milletvekilleri APEK Yönetimi’ni ele geçirmeye karar verdi.
Bu işte avukat kökenli Ayhan Sefer Üstün görevlendirildi.
İlk etapta kayyum ataması yapılarak, APEK’e el konulmak istendi.
Sonra mart 2005’te APEK kongresi yapıldı.
Atatürk Spor Salonu’ndaki kongre öncesi Milletvekili Üstün, TEDAŞ misafirhanesinde dönemin Valisi ve Emniyet Müdürü ile toplantı yaparak, kongreye yapılacak müdahaleleri planladı.
Polis, kongreye gelen ve Ayhan Alişan’a destek veren çiftçileri taşıyan otobüsleri şehre sokmadı.
Apaçık bir müdahale vardı kongreye.
Sakarya tarihine bir demokrasi ayıbı olarak geçecek o kongrede APEK’in başına Ahmet Mülayim ve arkadaşları geçti.
Mülayim ve ekibi bir süre sonra Şeker Fabrikası’nın özelleştirme ihalesine girdi ve yüksek faizle borçlanarak fabrikayı satın aldı.
Ancak fabrika o kadar kötü yönetildi ki APEK’in kredi aldığı bankaya borcu katlanarak arttı.
Yöneticilerin otel faturaları, onarım ve satın alma ihalelerindeki kayırmalar hep Sakarya’nın gündemindeydi.
Bu sürecin karlı çakanları da vardı.
Üstün’e yakınlığıyla bilinen bir avukat, birden vergi rekortmenleri arasına girecek düzeyde kazanç elde etmeye başladı.
Yönetim fabrikanın kara geçmesi için kotanın artırılması gerektiğini söylüyordu ama bunu umursayan yoktu.
Bu arada Şeker’in Kütahya Şeker’deki hisseleri başta olmak üzere birçok varlığı elden çıkartıldı.
APEK’in kasasındaki paralar tükenmiş, karlı APEK batak bir kuruma dönmüştü.
Alacaklı banka önce Şeker’in çok değerli arsasına çok komik bir bedelle sahip oldu.
Sonra Şeker Fabrikası tümüyle o bankanın oldu.
APEK, kasasındaki onlarca trilyonun yanı sıra arazi varlıklarını kaybetmiş, kaçak ekimin cezası olan 70 trilyonluk cezayla saha dışına itilmişti.
Bu operasyonun hemen ardından Şeker’in bir türlü çözülemeyen kota sorunu çözüldü.
Kota bir anda iki katına yakın arttı.
Tabi fabrikanın değeri de.
Şimdi Şeker Fabrikası’nı Ülker Grubu satın almış.
Acaba AKP Sakarya Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün’ün bu satıştan haberi var mı?
Veya soruyu şöyle düzeltelim
Üstün, Adapazarı Şeker Fabrikası ve APEK’in geldiği bu noktadaki vebalinin farkında mı?

Sakaryalı’nın sağlığı kimsenin keyfine bırakılmamalı

Dün SEAH acil servisinde geçen 3 saat 39 dakikalık serüvenimizi yazdım.
Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı standartlara göre 1 saat içinde tüm işlemlerimizin giderilmesi gerekirken ne yazık ki bunun 4 katına yakın bir süreyi acil serviste geçirdik.
Acilde adeta insanların sabrı sınanıyor.
Bunun izlerini kırık kapı camlarındaki tekme izlerinde görebiliyorsunuz.
Evet, SEAH berbat bir durumda.
Bunun elbette çeşitli nedenleri var.
SEAH’ın yeni yapılan modern binasında çok geniş bir alandaki acil servisin bu kadar kötü yönetiliyor olması kabul edilemez.
İnsanlara adeta eziyet edercesine acil sağlık hizmeti verilmesi, Sakarya’yı yönetenlerin büyük ayıbıdır.
Daha bir kaç hafta önce sağlık hizmetleriyle ilgili aldıkları brifing sonrası gülücükler saçarak poz verenler, SEAH acilindeki ihmalin, vurdumduymazlığın baş sorumlusudur.
Vatandaşlardan gelen onca şikayete rağmen bir kez bile acil servise gitmeyenler, bu keyfiliğin en büyük ortağıdır.
Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Ünal Küçükyılmaz iyi niyetli çalışmalar sırasında ilk müdahale etmesi gereken acile nedense el sürememiştir.
Orada oluşan kangren yapıya bir türlü müdahale edememiştir.
Önceki dönemden kalan kötü miras burada tümüyle varlığını korumaktadır.
Acil servis yönetimi, döner sermayeden daha fazla alabilmek adına, küçük sıyrıkların bile
kendilerine yazılmasını takip etmekten acil hastalarla ilgilenememektedir.
Bir kez daha yazıyorum;
SEAH acil servisi çok acil müdahaleye ihtiyaç duymaktadır.
Orada eziyet çeken, sabırla muayene olmayı bekleyen insanlar bu ülkenin insanları.
Çalışanlar da bu insanlara en güzel hizmeti vermek zorunda.
Eğer bu hizmet aksıyorsa ve sorun giderilemiyorsa sorumlular çekip gitmelidir.


Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1492 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.