Bir köy çocuğu olarak ortaokula devam etmem neredeyse imkânsızdı.
Tek şansımız yatılı okul kazanmak ve kurtulmak…
Biraz bu fiili durumun motivesi, biraz kendim ve haliyle öğretmenimin çabalarıyla Arifiye Öğretmen Okulu’nu kazanan şanslı köy çocuklarından birisi de ben oldum.
Unutamadığım ilk şey, Pazar günü Bayrak Töreninin ardından ilk etüt için sınıflara doluştuğumuzda alt kattan gelen kesif yemek kokusuydu.
Yoksulduk…
Bir zeytini 7-8 kere ısırarak katık ederdik.
Neredeyse üç öğün ayrana doğranmış ekmekle karnımızı doyururduk.
Dolayısıyla bu koku o kadar önemliydi.
Ve bir de kitap kokusu…
Öğretmenimiz bizi okulun kütüphanesine soktuğunda Kırk Haramilerin bütün hazine karşımdaydı sanki…
Ve ben o iki kokuyu hiç unutamadım…
Bana o imkânı verenleri de…
İşte, Taraklı Pansiyonlu İlköğretim Okulu da benim gibi binlerce yoksul köy çocuğu için bu denli önemliydi.
Her biri ilk yemek ve kitap kokusunu orada duydular.
Disiplininden, düzeninden, etüdünden faydalanarak okudular, adam oldular.
Şimdi duydum ki bu okulun pansiyonu kapanmış…
İmam Hatip yapılmış…
Peki, ne olacak o çocuklar, nasıl okuyacaklar?
Sorun yokmuş!
Taşıyacaklarmış…
Peki, yatılı olmanın imkânları?
Tertibi, düzeni, disiplini ve eğitimin kalitesi?
Ve en önemlisi de ihtiyaçlarının giderilmesi?
Sıkış tepiş kurbanlık koyun misali sabah akşam taşıyacağız diye tutturduğunuz o çocuklar evlerinde ne yiyorlar biliyor musunuz?
Evlerinde çalışma ortamları nasıl, evleri kaç odalı, kaç kişi aynı odada yaşıyor biliyor musunuz?
Eğer bir ülkeyi/ili/ilçeyi yönetenler, milli eğitimin organizasyonunun tepelerini işgal edenler bir yatılı/pansiyonlu okulun stratejik önemini bilmiyorlar veya biliyorlar da bunu imam hatip okulundan daha değersiz buluyorlarsa eğer, söyleyecek bir sözüm yoktur.
Sizi Allah’a havale etmekten başka…
***
Söylemiştim;
Konjonktürel münafıklık almış başını gidiyor.
Dindar sayısını arttırıyoruz diyenlerin devri iktidarında, nasıl yapar, nasıl davranırım da beni kendilerinden zannederler beklentisi/korkusu ancak ve ancak münafık sayısını arttırıyor.
Örneğin imam hatip münafıklığı…
Bir bakıyorsunuz, bir ilköğretim okulunu ziyaret edip nasılsınız demeyenler, ilin en ücra köşelerinde arsa arıyorlar, imam hatip için…
Siz okulunuza bir sıra ilave edebilmek için çırpınırken, donanım hizmetleri imam hatiplere çalışıyor.
Sizin okullarınız pislikten geçilmezken imam hatipler bal dök yala…
Ha bir de…
Koca pankartlarla eğitime destek verdiğini söyleyen belediye, imam hatip münafıklığında adeta zirve…
Bizim bir okulumuzu hem de ilin en köklü okulunu işgal eden bu belediye, imam hatip yaptırıyormuş da, eğitime katkı sağlıyormuş!
Münafıklığın azı çoğu, tipi biçimi olmaz.
Münafıklık münafıklıktır…
Ve münafık, münafıktır…
Her şeyin, herkesin her durumun ve her dinin münafığı vardır ama en iğrenç ve korkunç olanı mukaddes dinimizi ali çıkarları için kullanan münafıklardır.
Ve onların hükmünü en iyi bilenler de imam hatip ve ilahiyat kökenli olanlardır. Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 4089 | E-posta
|