Nereden nereye geldik, 1920'lerde on, onbeş milyon insanımızın yaşadığı ülkemizde var olma savaşı verilirken, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk 14 Temmuz. 1921'de Ankara’da Birinci Maarif Kongresi'nin yapılması talimatını vermiş. Yetkililer "Paşam Kurtuluş Savaşı bütün ciddiyeti ile devam ediyor. Kongreyi ileri bir tarihe erteleyelim ‘’ önerisine hışımla ‘’Beyler savaş her zaman kazanılabilir veya kaybedilebilir, ama Maarif (Milli Eğitim ) Şurası asla ertelenemez. Milletin güvenini kaybederiz ve bir daha da asla güven tazeleyemeyiz. Yenik duruma düşeriz. Şura toplanacak ve ben de cepheden gelerek toplantılara katılarak görüş bildireceğim. Yolu tıkamayın. Yurdumun Öğretmen temsilcilerini Ankara’ya toplayın. Asla erteleme yok. Öğretmenlerin istek ve dilekleri dinlenerek çözüm üretilecek ve sonuç alınacak. Geleceğimizin durumu öğretmenlerle belirlenecek’’.
Daha Cumhuriyetin bile kurulmadığı, Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin hüküm sürdüğü dönemde bile Ulu Önder geleceğe öğretmenlerle çıkılacak yolda başarı elde edileceği mesajını vermiş, ölene kadar da asla benimsediği bu yoldan dönmemiştir.
Bugüne gelecek olursak: Yurdumuzun çeşitli bölgelerindeki üniversitelerde 79 Eğitim Fakültesinden yılda yaklaşık olarak 75 bin öğretmen adayı mezun olmaktadır. Halen Resmi Okullarımızda görev yapan Öğretmen sayısı 793 bin olmasına rağmen, öğretmen açığı çığ gibi büyümektedir. Halen 215 bin öğretmen adayı atama beklemekte, ama umutlar her geçen gün daha da azalmaktadır. Günümüzde ön koşulsuz olarak, yurdun herhangi bir bölgesinde her türlü donanımdan yoksun olsa da hizmete gönüllü katılmayı düşünen gençler umutları azalınca yaşam savaşlarını sürdürebilmek için akla gelebilecek her türlü hizmetlerde uğraş vermektedirler.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri 100 binin üzerinde açık olmasına rağmen Şubat 2014 yılında 10 bin öğretmen ataması yapılacağını belirtmektedir. Umutlarını yitiren ve yaşam savaşına yenik düşen 39 öğretmen adayımız ne yazık ki intihar ederek bu dünyadan göçmüşlerdir. Bunun sorumluları kimdir. Çok acı...
Türk Eğitim Sendikası (4 -16 Kasım 2013 tarihleri arasında) 16723 denekle yaptığı ankette inanılması düşünülemeyecek yürek hoplatan acı sonuçları elde etmiştir. Şöyle ki ;
*Öğretmenlerin % 89.2 si borçlu
*Devlet Okullarının eskiye oranla itibarı % 90.9 kaybolmuş
*İtibarın yeniden oluşabilmesi için Milli Eğitim Bakanlığının gayretine inanmayan %89.3
*Öğretmenlerin % 59 oranında güvencelerinin kalmadığı görüşünde
*Milli Eğitim Bakanlığının Öğretmen hak ve hukukunu koruma, adaleti sağlama inancı %78.7 yok
Öğretmenlerin çözüm bekleyen sorunlarını sıralamaya kalksak sayfalar yetmez.
Bugün 24 Kasım. Her yıl olduğu gibi bu yıl da yetkili yetkisiz ağızlardan Öğretmenleri göklere çıkaran nutukları dinlerken yürekler biraz daha burulacak. Biraz daha karamsarlık artacak. Dün Ankara’da bir grup Öğretmen dert ve dileklerini anlatmak için mensubu oldukları Milli Eğitim Bakanlığı'na giderken Polislerimiz tarafından karşılanmış, biber gazı ve coplarla hırpalanarak dağıtılmışlar. Bu elim davranış karşısında Milli Eğitim Bakanından ses çıkmıyor. Özür yok, kınama yok.Kutlamalar bir gün önceden böyle başladı, utanç verici. Öğretmenler yerlerde sürüklenirken onurlar nasıl onarılacak. Kim onaracak? Çok yazık…
Birinci Maarif Kongresi'nde yere, göğe sığdırılamayan öğretmenlerin omuzlarına yüklenen sorumlulukların başarı ile sonuçlanması için olanaklar doğrultusunda uğraş verilmiş, kararlar alınmış.. Öğretmen, hak ettiği güven ve saygıyı halkından almış, yüceltilmiş, onurlandırılmış, hizmetinden yararlandırılmış. Öğretmen bulunduğu bölgenin lideri konumuna getirilmiştir.
O günlerden bugüne kadar geçen 92 yıl, 4 ay ve 10 gün sonra nerede olduğumuz apaçık ortada. Onurlu yaşamak isteyen öğretmen ve aday gençler geçim sıkıntılarını en aza indirmek için akla gelebilecek işlerde çalışmaktadırlar.
Bugün Başöğretmen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk gönüllerden, sinsice silinmek istense de Atatürk’ün yılmaz bekçileri öğretmenler güç şartlarda da olsa çalışmalarını sürdürerek Vatan görevini yapacaklardır. Yeter ki engel olunmasın. Bekleyelim, görelim bakalım. Atatürk’ün isteği ile belirlenen 24 Kasım Öğretmenler Günü yurdumuzda nasıl kutlanacak? Yüreğim buruk, başım dik olarak ben de mensubu olmaktan gurur duyduğum öğretmen kardeşlerimi her türlü olumsuzluklara rağmen, engelleri aşarak çalışmaya ve onurlu kalmaya davet ediyorum.
Günümüz Kutlu Olsun!
İlhan BAYKAL İlhan Baykal hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 4298 | E-posta
|