Cuma, 13 Aralık 2013 |
Askerliğimi yedek subay olarak yaptım. Ama adımız konmuş çoktan. ‘Poşet’ denilmiş. Kızmazdım bu lakaba. Zaman geçirmekti maksat. Hasıl da olunca memnun olurduk ‘poşet’ler olarak. Severlerdi poşetlerini.
Alış veriş yapıyorum güzel Geyve’min güzel esnafıyla. Eee güzel bakan güzel görürmüş. Ama göremeyenlere de sözümüz olsun. Sadece iki dükkân ötesi alış veriş yaptığım yer. İki kilo şeker bir kilo çay almışım. Sahibini tanırım yakın arkadaşım. Severiz birbirimizi. Üzerimde montumun olmadığını anladım marketten çıkarken. Elli metre yürümüşüm montumu nerede unuttuğumu düşünürken. Komşu marketin önüne gelmişim. Telefonumda montumda kaldı. Tanıdık aradım hemen. Telefon edip montumun yerini öğreneceğim. Kapısına geldiğim markette yakından tanışık olduğumuz samimiyetimizin ileri düzeyde olduğu birisi. Selam verip girdim içeri. Telefonunu rica ettim. Durumumu anlattım. Sağ olsun verdi. Kullandım. Teşekkür ettim.
Kapıdan çıkacaktım ki ‘Hocam ne kadar ayıp ettin ya. Sen bari yapma. Cahil değilsin.!’ Dedi marketçi. ‘Hayırdır’ dedim. ‘Ne kusur ettim.’
İçeri girerken kapının yanına bıraktığım poşetimi gösterdi. ‘G… Marketinin poşeti elinde ki.’dedi. ‘Eeee ne olmuş’ dedim.
‘Ne olacağı mar mı? Oradan aldın her şeyini. Telefon istemeye…’
Anladım anladım dedim. Cebimden üç lira çıkardım.(olanın hepsi çünkü) tezgaha bıraktım.
Mantıklı açıklaması elbet vardır bu başıma gelenlerin. Ama ben mantık bulamadım. Eğer borcum olsa o son markete. Buna rağmen yan marketten peşin alış verişlimi yapsam. Tamam diyeceğim. Eşeklik bende. Ama sadece senden alış veriş yapmaya kimse mecburi değil ki?
Aynı berbere tıraş olmaya mecbur muyum ya? Yumurtayı a marketinden ekmeğimi b marketinden almak istiyorum. A marketinin poşeti ile b markete girmek yasak mı?
Değil ama… E ama sı ne gardaş, bana mantıklı bir açıklama yapar mısın!
Güzel Geyve’min güzel esnafı, güzel düşünür. Değil mi dostum!
semrom hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 4465 | E-posta
|
|
|