Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
İçimdeki Göç
Cuma, 27 Aralık 2013

Geçmişinde imparatorluk tecrübesi olan milletlerin ortak kaderidir göç. İnsan, kendi isteğiyle, kök saldığı topraklardan başka bir coğrafyaya kolay kolay gitmek istemez. Gitmek zorunda kalırsa da çoğu kez yanında hatıralardan başka bir şey götüremez. Talihli insanlar için bu hatıralar, yeni bir dünyada hayata tutunmanın can simidi olabilirler. Ya talihsizler için, ya çocuklar için? Ya annesini babasını, bir tek teyzesi dışında, bütün akraba ve tanıdıklarını kaybettikten sonra, çocukluk hatıralarını da arkada bırakarak başka bir coğrafyaya gitmek zorunda kalanlar için?

Batum’da doğmuş babaannem. Başta babası olmak üzere bütün erkek akrabaları imparatorluğun değişik cephelerine savaşa gitmişler. Geriye sadece Ayşe teyzesi kalmış. Tutmuş elinden yeğeninin, yanında Sakarya’ya getirmiş onu. Bu nasıl yalnızlık, bu nasıl kimsesizlik, bu nasıl çaresizliktir, yaşamayan bilemez.

Göçtükleri yer de sıkıntılarla dolu. Orada da savaş var. Millî mücadele yıllarının, Çanakkale Boğazı’ndan sonra en stratejik yerlerinden biri Geyve Boğazı. Savaş ve düşman korkusu bütün acımasızlığı ile kendini hissettiriyor burada da. Hatta savaş, zorlukların bir yüzünü oluşturuyor, diğer yüzünde açlık var, hastalık var, korku var bu yılların. Ne toprak hoş geldin diyor bu yetim çocuğa, ne ırmak, ne gökyüzü, ne coğrafya, ne gülen insan yüzleri. Herkes, herşey kederli ve kendi derdinde.

Elbette babaannemden bahsediyorum. Çocukluk cennetimden, çocukluk meleğimden. Kendi yaşayamadıklarına beni doyuran insandan. Benimle hayata bir kere daha tutunan, benimle bütün sıkıntılarını temize çeken insandan. Zaman zaman evresine gülmeyi yasaklayan, gülen insan gördüğünde ‘’neye seviniyorsunuz, niçin gülüyorsunuz, siz sıkıntı görmediniz, savaş yaşamadınız ondan’’ diye serzenişte bulunan ruh tedirginliğinden…

Dokuz çocuklu ailenin altı kızdan sonra dünyaya gelen ‘’veliaht’’ıydım. Bir Cuma günü doğduğumda koca köy bayram yapmış, pilavlar pişmiş. Bütün dikkatler, emekler, itinalar üzerimdeydi. Ben mutluydum, ama ya ablalarım? Susalım.

Şiirler yazdım, denemeler yazdım, hikâyelerde roller verdim ona. Birçok yazımda ondan izler vardı. Şiiri onunla sevdim, onunla köprü kurdum edebiyata. Her gün okuduğu destanlar, dualar; anlattığı efsaneler, hikâyeler hâlâ hatıralarımın en güzel köşesini oluşturur.

80’li yıllardı. Bir gün tanıdıklar müjde ile çaldılar kapısını babaannemin. Dediler ki; ‘’eğer, istersen, sana yetim aylığı bağlatabiliriz.’’ Bu teklif kesin bir dille reddedildi. Onu böyle bir hadiseye ikna edecek tek gerçek vardı hayatta, o da bendim. En ince, en hassas noktası bendim onun. ‘’Torununu okutursun’’ dediler. Gözleri parladı. Bu, olabilir, demekti. Bakın bu nedenle olabilir, sadece bundan dolayı olabilir, demekti.

En çok da beni okutmak için almaya ikna olduğu maaşı çekmeye gittik babaannemle Geyve’ye. Kuş gibi seke seke hızlı hızlı yürüyordu. Bir elinde ben vardım öbür elinde benimle ilgili hayalleri. Okuyacaktım, tam da onun ifadesiyle; ‘’vali, paşa, kaymakam’’ olacaktım. Ne sana ne hayallerine yetişemedim babaanne, bağışla beni.

Sonra kendi kendime söz verdim, ‘’seni anlatacağım babaanne’’ dedim. Tanıdığım, bildiğim, sevdiğim, ulaşabildiğim herkese.

Ne zaman babaannem aklıma gelse hiç durmaz içimdeki göç. Bu sefer onun olduğu dünyayı özlerim. Onun olduğu rüyayı özlerim.

Bu gün dualar senin için babaanne.


Muharrem Dayanc hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 2459 | E-posta

Yorumlar (2)
RSS Yorumlar
1. 27-12-2013 21:33
Eser Adam babaanne eser adam muharrem dayanç beyefendiyi yetiştirmiş.... Ne mutlu eser adamlara....minnet,şükran, saygı onlara....
Yazar Özcan türkmen (Misafir)
2. 27-12-2013 22:32
Çok güzel
Muharrem abi çok güzel anlatmışsın babaanneni, bi solukta duygulanarak okudum. Allah nur rahmet eylesin, nur içinde yatırsın, mekanı cennet olsun, hem senin hem hepimizin babaannelerimizin, tüm geçmişlerimizin..
Yazar Mucip ÖZ (Misafir)

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.