Pazartesi, 03 Şubat 2014 |
Cuma gecesi kardeşim aradı.
“Abi annem hastalandı, hastaneye getirdik” dedi.
Atladım gittim.
Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Acil Servisi’nde gerekli ilk müdahaleler yapılmış.
Bir hemşire annemin kolunu severek serumuna ilaç katıyor.
Gece boyunca Acil’deydik.
Bundan 5 ay önce gördüğüm ve saatlerce sıra beklediğimiz Acil Servis çok değişmiş.
Kuyruk falan kalmamış.
Aksine gece boyunca görevlilerin “Bekleyen var mı?” sesleriyle içeriye hasta çağrılıyor.
Nöbetçi doktorlar, personel inanılmaz ilgili.
Kendileri yetmediğinde uzman çağırıyorlar.
Gece boyunca Acil Servis’i gözlemledim.
5 ay önce gördüğüm Acil Servis enkazı kaldırılmış.
Yerine şıkır şıkır işleyen bir Acil Servis kurulmuş.
Bu nasıl olmuş, kim yapmış, kimin sihirle eli değmiş anlamadım.
Kim yapmışsa, bu düzeni kim sağlamışsa teşekkür ederim.
5 ay önce Acil’de yaşadıklarım sonrası yazdığım yazıyı “Acile acil müdahale şart” diye bitirmiştim.
Bu halini görünce de kendimi teşekkür etmekle borçlu hissettim.
…
İmamın yaptığı!
Yazlık Akşemsettin Camii imamı cuma namazı kıldırırken hutbede anons yapıyor;
“Akşama AK Parti’nin seçim bürosu açılışı var. Büyükşehir ve Serdivan Belediye Başkanlarımız gelecek. Siz de gelin.”
Bununla ilgili haber yaptık.
AKP’lilerden ve CHP’lilerden ses seda çıkmadı.
Bir tek MHP tepki gösterdi.
Aslında Akşemsettin Camii imamının yaptığı hiç şaşırtıcı değil.
Daha bir hafta önce Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenlediği toplantıda Başbakan siyaset yapıp, sağa sola gürlemedi mi?
Salonu dolduran yüzlerce din görevlisinden biri kalkıp tepki gösterebildi mi?
Elbette hayır.
Üzerlerinde görev kıyafetleriyle orada bulanan Diyanet İşleri Başkanı ve din görevlilerinin o sessizliği beni inanılmaz ürkütmüştü.
Demek ki; Türkiye’deki din adamları (Umarım bir bölümüdür) iktidarın hegemonyasına girmişler.
Bugün seçim ofisinin açılışının anonsunu yapan, yarın AKP için oy isterse de kimse şaşırmasın.
…
Suriye savaşı!
Adapazarı sokaklarında bir süredir Suriye mültecilerle karşılaşıyoruz.
Anladığım kadarıyla sayıları da her geçen gün artıyor.
Savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınıyorlar.
Kanlı savaştan canlı kurtarmak için Türkiye’yi tercih etmeleri doğal bir şey.
Ancak onlar savaştan kaçarak Türkiye’ye gelirken bizim evlatlarımız da savaşmak için Suriye’ye gidiyor.
Sakarya’dan 30 kadar genç Suriye’ye savaşmak için gitmiş.
El-Kaide tarafından kandırılan gençlerden haber alınamıyor.
Suriye’nin iç savaşına bizim çocukların kandırılarak götürülmesi, Suriye’nin savaşına Sakaryalı gençlerin karıştırılması hiç doğru değil.
Sanırım polisin El-Kaide’nin ilimizdeki faaliyetleriyle ilgili yapacak şeyleri vardır. Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1288 | E-posta
|
|
|