Dün İstanbul gazetelerinde AKP Genel Merkezi’nin yerel seçimlere yönelik ilanı vardı.
‘Medeniyet Yolunda, Daima Millet, Daima Hizmet’ başlığıyla verilen ilanda büyük bir Türkiye haritası bulunuyor.
Haritada illerin simgeleri yer alıyor.
Edirne’nin üzerinde Selimiye Camii, Ankara’da Hitit Güneşi ve Atakule, Bolu’da Bolu Dağı Tüneli, Eskişehir’de hızlı tren, Nevşehir’de peri bacaları gibi simgeler var.
Haritada Sakarya’nın üzerinde ise doğalgaz santral bacası görülüyor.
Sakarya’yı ısıttığı ve havayı kirlettiği için çevrecilerin büyük tepkisini çeken doğalgaz santralinin bacasının yer alması tam bir skandal.
Bu aslında AKP iktidarının Sakarya’ya bakışını da gösteriyor.
Sakarya gibi yeşilliğiyle bilinen bir ili kalkıp santral bacasıyla simgeleştirmek kabul edilebilir bir şey değil.
AKP’ye yakınlığıyla bilinen Erdem Holding’in yeni bir santral kurmayı planladığı Sakaryamız için bu harita Sakarya’nın geleceğiyle ilgili endişe yaratıyor.
AKP Genel Merkezi’nin bu Sakarya’dan kopukluğunun sorumluluğu aslında milletvekillerinden kaynaklanıyor.
Milletvekilleri Sakarya’yı Ankara’ya hiç anlatamadılar.
Bu yüzden Ankara, Sakarya’yı santral bacasından tanıyor.
….
Başkan’a mektup
2009 seçimlerinde seçilecek Büyükşehir Belediye Başkanı’na yazdığım mektupları tekrar yayınlamaya devam ediyorum.
İşte 6 Mart 2009’da yayınlanan 4 nolu mektup;
Sayın Başkan,
Haberini aldım, güne benim yazılarımı okuyup başlıyormuşsun.
Bana söylemesen de çaktırmadan yazılarımı okuduğunu biliyorum...
İyi yapıyorsun, aferin sana.
Zehir zemberek bir zekaya sahip olmadığını hepimiz biliyoruz.
O yüzden okumaya, öğrenmeye ihtiyacın var.
Oku, öğren.
Yanındaki adamlar konuşur, konuşur, konuşur ve bu sonsuza kadar böyle devam eder.
Onlar sadece konuşur.
Konuşarak her işi çözdüklerini düşünürler ve seni de buna inandırırlar.
İnanma.
Yok öyle bir şey.
Sana hap gibi öneriler sunuyorum.
Hem de beleş tarafından.
Damdan düşer gibi aday oldun, biliyorum.
Elinde proje yok.
Ne yapacağını da bilmiyorsun.
Bir hevesle girdin bu işe, başkan da seçilirsen, tombala olacak.
Sinirlerinin bozulduğunu ve hoppala dediğini duyuyorum.
Sinirlenme.
Sakinleş.
Nasıl olsa bu şehir, içi boş cümleler kuran adamları da büyük adam sınıfından sayar.
Rahat ol.
Gerilme.
Ama bu iş ebediyen böyle gitmez.
Acil tarafından konuşmayı öğren.
Bir eğitici-öğretici bul.
Bol bol hitabet çalış.
Toplulukların karşısında konuşmaktan çekinme.
Söylediklerinin dinlenecek tarafı yok biliyorum ama nitelikli konuşmalar yapmayı öğreninceye kadar bunu sürdürmen gerek.
Zekası senden keskin, genel kültürü senden geniş insanlar ile birlikte olmaktan korkma.
Komplekse filan da girme.
Mükemmel olmak zorunda değilsin.
Ama kendi alanında en iyi olanlarla birlikte olmayı tercih etme imkanın var.
Tercihini soğan-sarımsak takımından yana kullanırsan, değil bir dönem, yüzyıl belediye başkanı olarak görev yapsan bile bu ülkede kimse senin ne dediğini umursamaz.
Eğer eline geçecek olan büyük gücü, ülke çapında söz sahibi olacak nitelikteki insanların önünü açmak için kullanırsan, sen de o insanlarla birlikte adını ’Büyükler’ safına yazdırabilirsin.
Yoksa sıfatın Büyükşehir Belediye Başkanı olur ama sen küçük kalırsın.
Sakarya kadar olursan, Sakarya’yı hiçbir yere taşıyamazsın.
Sakarya’yı aşmak zorundasın.
Ya tek başına, ya da Sakarya’nın sınırlarını aşmayı başarabilecek olanlarla birlikte.
Tercih senin. Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1314 | E-posta
|