Sakarya Üniversitesi 70 bine yakın öğrenci sayısı bakımından Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden biri.
Ancak öğrencilerin Sakarya’daki sorunları bir türlü bitmiyor.
Kampus alanına ulaşım ayrı bir dert, barınma ayrı bir dert.
Öğrenci beklediği sosyal yaşamı bulamıyor.
SAÜ öğrencisi sanki yolunacak kaz gibi görülüyor.
En büyük sorun kuşkusuz barınma sorunu.
Yeterli devlet yurdu yok.
Yüksek katlı, deprem riskli binalar öğrencilere acımasız bir şekilde kiralanıyor.
Bu binalarda kalmak istemeyen öğrenciler özel yurtlara mahkum.
Özel yurtlar da hem fiyatlarıyla, hem de hizmetleriyle şikayet konusu.
Adı nedeniyle oldukça lüks olduğunu sandığım bir özel yurttan öğrenciler ziyaretime geldi.
Öğrenciler ödedikleri binlerce liraya rağmen aldıkları hizmetin devlet yurtlarını aratır nitelikte olduğunu anlattılar.
Sıcak su sisteminden, internet bağlantısına, yemek kalitesinden hijyene kadar bir çok konuda şikayetlerini dile getiren öğrenciler şöyle konuştular:
“Yemekler yenecek gibi değil. Mutfaktaki pisliği görseniz, 40 yıl yemek yemezsiniz. Yıllık anlaşmamız olduğu için bırakamıyoruz. İlk dönem eylem yaptık. Biraz düzeldi. Şimdi durum daha da kötü. Bu yurtları denetleyen yok mu? Öğrencileri keriz mi sanıyorlar? Sakarya’ya misafir olarak gelen öğrenciler, yurtlar nedeniyle hiç de iyi izlenimlerle ayrılmıyorlar.”
Evet şikayetler böyle.
Yurdun adını özellikle yazmadım.
Sanırım onlar kendilerini anlamışlardır.
Buradan tüm öğrenci yurdu işletmecilerine çağrıda bulunmak istiyorum.
“Sizin müşteriniz olan çocuklar bu şehre emanet gelmiş çocuklar. Onlara verilecek kaliteli hizmet bu kentin geleceğine en önemli katkıdır. Sizin yurdunuzda kalan öğrencilere, sizin çocuğunuz bir başka yerde nasıl ilgi bekliyorsa ne olur öyle bakın. “
…
Komşuda vicdanlı gazeteciler var(2)
SASKİ, Sapanca ormanlarındaki dereler kururken uyuduğu gibi Kartepe’den akan Balaban Deresi’nin Yuvacık Barajı arıtma tesisine bağlanırken de uyuyor.
SASKİ yönetimi Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin bu hukuk dışı uygulamasına seyirci kalıyor.
Allah’tan Kocaeli’nde vicdan sahibi gazeteciler var da, bu kabalığa isyan ediyor.
Dün Bizim Kocaeli Gazetesi’nden Güngör Arslan’ın tepkisine yer verdim.
Bugün sıra Özgür Kocaeli’nin deneyimli yazarı Ruhan Odabaş’ta.
İşte Odabaş’ın Balaban tepkisi;
Gerçekten de yaşama düşmanlar demek ki.
Ya da, yaşamı yalnızca lüks apartman dairesi, son model araba, denizde yat falan sanıyorlar.
Bizim çevrenin, İzmit’in en güzel yerlerinden biri olan Balaban’da neler yapmaya çalıştıklarını gördünüz mü?
Balaban Deresi’nin akışını değiştireceklermiş.
Sapanca Gölü’ne akışını engelleyecek, doğrudan Kullar’daki arıtma tesisine akıtacaklarmış. Gerekçeleri de, önümüzdeki dönemlerde beklenen kuraklık ve susuzlukmuş!
Balaban ne olacakmış peki?
O deredeki kırmızı benekli alabalıklar ne olacakmış?
Bölgede sulanan meyve bahçeleri ne olacakmış?
O dereden beslenen güzelim doğa, ağaçlar, kuşlar, böcekler ne olacakmış?
Balabanlı olmayanlar, Balaban’ın dışında kalıp da AKP’ye oy akıtan köylerdeki vatandaşlar; “Bana ne Balaban’dan” mı diyeceksiniz şimdi siz?
Bekleyin, sıra size de gelecek! Sizden alacakları bir şeyler mutlaka bulacaklardır!.. Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1272 | E-posta
|