Vah ülkem vaahhh…Vah ki vaahhh!!!
Ne hallere getirildik…
Yalanları hemen yan cebinden çıkaran, yalanlarının hızına yetişilemeyen, haramibaşılara parmak ısırtan, haklının-haksız, -masumun- suçlu, vatanseverin-hain damgası yediği, her saat başı gündemin değiştiği bir ülkede yaşıyoruz.
En sonunda bu da oldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sınırları içinde, hem de Devletimizin güvencesi olan Silahlı Kuvvetlerimizin Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı kışlası içindeki Türk Bayrağı, kanı bozuk soysuzlarca gönderinden indirildi.
TSK, bayrağı indirenin çocuk olduğunu açıklayarak ‘, ''Bayrağa saldırıyı nefretle kınıyoruz. Saldırganın bulunup cezalandırılması için takipçi olacağız. Tahammül sınırlarını zorlayan bu tür eylemlere serinkanlı yaklaşılmaya çalışılmaktadır'' demektedir.
Başbakan da “Bunun çocuk olması bizi ilgilendirmez. Bir çocuk, bizim kutsalımız olan bayrağı alma marifetini gösteriyorsa bunun karşılığı olacaktır. Bedeli neyse bunun bedelini onu oraya gönderenler de, kendisi de ödeyecektir.”
Ağlamadan sorumlu Bakanımız da ‘Bunların hepsini bir saatte toplamak ve iki saat sonunda cezasını vermek mümkündür. Ama sabrediyorsak, süreci baltalamaya çalışanların amaçlarına bir an önce ulaşmaması içindir"
Bunu yapanın bir çocuk olduğunu ifade etmektedirler. Bunu yapan çocuk filan değil aslında. Farz edelim ki çocuk olsun. Ama eksik söyleniyor. Başında kocaman bir ‘O ‘ harfi bulunan çocuktur o.
Zaten sizler değil misiniz? Provokasyon olur diye ‘Bayrak asmayın, taşımayın.’diyen. Uygulamanızın da bayrak indirmekten pek farkı yok zaten.
‘Ezan dinmez, Bayrak inmez, şehit ölmez.’ Diyoruz. Ama ne yazıktır ki; Bayrağımız indirilmiştir. Şehitlerimiz de mezarlarında bir kere daha ölmüşlerdir. Bayrağı olmayanın da vatanı ve dini olamayacağına göre, ezan da susmaya mahkûm olacaktır.
Bölücü Bebek Katili’yle işbirliği, yol arkadaşlığı yapmanın sonucudur bunlar.
Bayrağımızın indirilmesi içimizi kanatırken, bir de Musul Başkonsolosluğumuz işgal edilmiş, personelin nereye götürüldüğü bilinmemektedir. Konsolosluk toprakları vatan toprağıdır. Sakarya ne ise Kerkük ve Musul da aynısıdır. İhanet zincirleri halkasına her gün yenileri eklenmektedir.
Ayrıca, polisimize ve askerimize karşı koyulmaması emrini verenler sorumlu ve suçludurlar. O halde en büyük suçlu yönetimin başında bulunanlardır.
Musul, Kerkük, Telafer işgal edilmiş kan ağlarken, Karadeniz’de kendisinin kurtuluşunu aramaktadır. Bu milletin değerleriyle alay mı ediyorsunuz? Bir parça onurunuz varsa eğer, o koltuklarda bir dakika dahi oturmamalısınız
Vah ülkem vaahhh…Vah ki vaahhh!!!
Cemalettin DİNÇER
Eğitimci Yazar Cemalettin Dincer hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1693 | E-posta
|