Sakarya Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Rüstem Keleş neredeyse her gün gazetelerde, televizyonlarda;
“Sapanca Gölü en kötü dönemini geçiriyor.”
Evet bunu biz de biliyoruz.
Biz de yazıyoruz ve söylüyoruz.
Ama Rüstem Keleş bu durumun bir numaralı sorumlusu.
Onun konuşmak yerine icraata geçmesi gerekiyor.
Sapanca Gölü havzasındaki su fabrikaları, kiraladıkları, tahsis edilenden fazla su çekiyor.
Aralarında artezyen açarak su alanların da olduğu söyleniyor.
Yani bu fabrikalar sadece dereleri kurutmuyor.
Yerin altından Göl’e akan kaynakları da kurutuyorlar.
Peki bunları denetlemekle görevli SASKİ ne yapıyor?
Hiçbir şey.
Sadece başındaki Rüstem Keleş konuşuyor;
“Tehlike büyük.”
Evet SASKİ TÜPRAŞ’la ilgili çok geç kalmış da olsa doğru bir duruş sergiliyor.
TÜPRAŞ’ın Göl’den su alması tümüyle hukuksuz.
Aynı şekilde Sapanca havzasındaki fabrikaların da hukuk ihlalleri var.
Ve bu fabrikaların denetim yetkisi SASKİ’ye geçtikten sonra kaynak denetimleri de son buldu.
Yaklaşık 3 yıldır bu fabrikaların ne kadar su kullandığını bilen yok.
Sorsan kağıt üstünde 2 milyon ton.
Ama sadece kağıt üstünde.
İddia ediyorum;
O fabrikalar adam gibi denetlensin 15 milyon tonun üzerinde su kullandıkları ortaya çıkar.
SASKİ Genel Müdürü sorumluluğun farkına varmalı ve Sapanca Gölü’nü kurutan fabrikaları denetlemeli.
SASKİ ayrıca havzada, orman alanlarında devam eden yapılaşmayı da engellemeli.
Daha geçen gün Sapanca’da genişçe bir orman alanı hafriyatla yerleşime hazır hale getirildi.
SASKİ eğer Sapanca ormanlarını ve derelerini korumazsa çok değil birkaç yıl içinde üziren konuşacak bir Göl de kalmayacak.
Haberiniz olsun. 

Yazılarınızı bekliyoruz

Ben de ‘yazarım’ diyenlere kapılarımızı, sayfalarımızı açtık.
Gel sen de yaz dedik.
Yazılar gelmeye başladı.
Açıklamamızı okumayanlar için bir daha belirmek istiyorum.
Hayata dair, şehre dair görüşlerinizi bizimle paylaşın.
Gazetemizde, internet sitesinde yayınlayalım.
Bekliyoruz.

Gece 01.00… Serdivan…

Bir okurum aradı.
Serdivan’da 3 gece önce yaşanan bir olayı anlattı.
Özetle sizinle paylaşayım;
“Gece arkadaşımla sıkılınca hava almak için dışarı çıktık.
Kafeteryaların olduğu Bağlar Caddesi’nde henüz dükkanlar açıktı.
2 genç adam bir genç kızı öldüresiye dövüyordu.
Müdahale etmeye çalıştık.
Çevredekiler bizi engelledi. Aman tehlikelidir karışmayın dediler. Biz bakarken genç kızı 09 DY… plakalı araca atıp götürdüler.
Yanımıza telefon almamıştık. Az ileride Serdivan İlçe Emniyet Müdürlüğü önündeki nöbetçiye gittik. Olayı anlattık. Müdahale etmelerini istedik. “Biz buradan ayrılamayız. Siz 155’i arayın” şeklinde bir cevap verdiler. Bizi geçiştirdiler. Ama aklımız o dayak yiyen genç kızda kaldı.”
İlgilenen olur mu acaba?

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum