|
Kocaeli’nin en çok satan gazetesi Özgür Kocaeli’nin Genel Yayın Müdürü İsmet Çiğit dünkü yazısının bir bölümünde Sapanca Gölü’nü ve Göl’ü tehdit eden asıl tehlikeyi anlatmış.
Yıllardır Göl’e en çok zararı tehlikenin gölü besleyen dereler üzerine kurulan fabrikaların verdiğini anlatmaya çalışıyorum.
Bugüne kadar bunda çok başarılı olduğumu söyleyemem.
Sorumlu ve yetkili olanlar “Cambaza bak” taktiğiyle asıl tehlikeyi gizlemeye çalışıyorlar.
Bugün İsmet Çiğit’in kaleminden o tehlikeyi okuyalım;
“Sapanca Gölü, Sakarya’nın olduğu kadar bizimdir.
Bizim için son derece değerlidir.
Ölçüp biçmeye, bilimsel raporlar hazırlamaya hiç gerek yok.
Gidin Sapanca Gölü kıyısına gözünüzle görürsünüz.
Göl bitiyor. Sapanca Gölü tartışılırken hep “Gölden çekilen su” gündeme getiriliyor. Oysa, Sapanca Gölü için öncelikli tehlike, bu gölden çekilen su miktarının artması değil, bu göle giren su miktarının azalmasıdır.
Ben, geçtiğimiz yıllarda bu sütunlardan çok, hem de çok fazla bağırdım.
Samanlı dağlarından kaynaklanan, Sapanca Gölü’ne akan ve bu gölü besleyen irili ufaklı neredeyse bütün dereler geçtiğimiz yıllarda kiralandı.
Bu derelerin Sapanca Gölü’ne akan tertemiz, soğuk suları kesildi.
Birileri, devlete çok komik kiralar ödeyerek bu sulardan para kazanıyorlar.
Bunu sadece Kocaeli yapmadı.
Sakarya da yaptı.
Derelerin suyu kesildi, Sapanca Gölü beslenemez oldu.
Bu göl incelendiğinde, derelerden olduğu kadar, yer altı sularından beslendiği gerçeği görülür.
Hem bu kentte, hem Sakarya’da Sapanca Gölü’nü besleyen en önemli kaynak olan yer altı suları da hoyratça çekilip, kullanıldı.
Gelinen nokta ortada. Göl artık kuruyor.
Göldeki su miktarı hızla azalıyor.
Hiç kimse, “Sapanca Gölü bu. Suyu bitmez” diye düşünmesin.
Böyle giderse, bir gün gölün yerinde sadece toprak kalacak.
Kocaeli ve Sakarya kentinin yetkilileri mutlaka bir araya gelmeli, Sapanca Gölü’nü kurtaracak önlemleri alıp, ciddiyetle uygulamaya koymalıdır.
Sapanca Gölü kurumaktan kurtarılacaksa, hem Sakarya’nın, hem Kocaeli’nin haftalarca susuz kalması bile göze alınabilir.
Bizim tren ne olacak?
Yarın Başbakan Erdoğan Pendik’ten Yüksek Hızlı Tren seferlerini başlatacak.
Henüz yolu tam güvenli hale getirilmese de YHT seferlerinin başlaması sevindirici.
Umarım Pamukova’da 2004 yılında yaşanan bir kaza bir daha yaşanmaz.
Bu arada benim merak ettiğim YHT yol inşaatı nedeniyle duran Adapazarı-İstanbul treninin akıbeti.
Bu hattan TCDD vazgeçecek gibi görünmüyor.
Ama şu ana kadar hattın ne zaman açılacağı ve nereden nereye varacağıyla ilgili bir açıklama yok.
Umarım bir an önce Adapazarı-İstanbul seferleri başlar da insanımız Adapazarı-Gebze hattındaki minibüsçülerin elinden kurtulur.
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1175 | E-posta
|
