Türk Eğitim-Sen üyesi müdürlerin tam kadro görevden alındığı ilçelerimizden bir tanesi de Hendek.
Hendek denilince akla ilk gelen isim Ali İnci’dir malumunuz…
Hendek’teki etkinliğinden ve öbür taraftan da adaletinden şüphe duymadığımız Ali İnci’nin şehrül emin olduğu bir beldede yaşanan zulmün sebebi ne ola dedik, gittik, konuştuk.
Belediye seçimleri öncesi, genel merkez yöneticilerimizin de katıldığı istişare toplantımızda MHP adayı ile pozlar vermemize ama kendisini davet etmememize kırıldığını itiraf etmekle birlikte bu kıyımda en küçük bir dahlinin olmadığını hatta çocukluk arkadaşı, eski yardımcısı Mehmet Gevher için ‘Mehmet Gevher demek ben demektir ha, sakın ola ki zeval gelmesin’ demesine rağmen kadim dostunun da amiyane tabiriyle çizildiğini söyledi.
Öyle mi dedik ve ilçe milli eğitim müdürüne geçtik.
Gayet pişkin bir şekilde karşıladı.
Kendisine önce bir kıssadan hisse ve ardından sorularım oldu.
Çok değil yaklaşık bir yıl öncesine kadar sözde paralel yapı ile kol kola olanlar, onların etkinliklerinde fotoğraf karesine girmek için yarışanlar, her türlü işinde onlardan referans dilenenler, bugün paralel yapı avına çıktılar.
Dün sözde darbe, Ergenekon, Balyoz ve sair gerekçelerle yapılan mesnetsiz ve hukuksuz operasyonlarda başı çekenler, bugün kendilerine yapılan operasyon için merhamet dileniyorlar.
Siz, dostlarını ve düşmanlarını tepedekilere göre belirleyen piyonlar, konjonktüre göre hareket eden iradesizler şunu iyi bilin ki bu devran döner.
Sular çekilince karıncalar balıkları, sular yükselince de balıklar karıncaları yer.
Dedim ve sorumu sordum; Bu kıyıma gerekçe olarak sürekli ‘ben sonra yukarıya hesap veremem’ gerekçesi icat ettin. Bu yukarısı neresi?
Haşa Yüce Mevla’ya yön, makam, suret belirtilmez ama biz yukarısı denilince sadece ve sadece yeri göğü yaratan Allah’ı biliriz.
Senin Allah’ın kim de bakalım? Kim bu yukarısı?
Yok öyle bir şey, ben kendi kararımı kendim veririm de kem küm falan.
Allah’tan korkmayan her şeyden ve herkesten korkar, biliriz ve inanırız.
Bu tiplerin korkacakları o kadar çok şey ve o kadar çok kimse var ama bu arkadaşın Ali İnci’den korktuğu kadar Allah’tan korkmadığının en sabit delili aslında kendi kendini ele veren konuşma ve davranışlarıdır.
Küçük insanlarla uğraşmayı, muhatap olmayı hele hele rencide etmeyi hiç sevmem ama mevzu büyük.
Ve bu mevzuda kim piyon, kim paravan? Onun yorumunu okurlara bırakıyorum.
Siz karar verin…
Mehmet Gevher demek, ben demektir diye resmen kendi ağzıyla müdahil olduğunu itiraf eden ve bu talebi yerine gelmeyen Ali İnci mi çizildi?
Yoksa Ali İnci, hedef saptırmak için arada Mehmet Gevher’i de kurban mı etti?
Ya da, Mehmet Gevher’i kendine hasım ve rakip gören, onun ilçeye dönmesinden tedirgin olan ilçe milli eğitim müdürü, kaynayan kazan AKP içindeki diğer gruplardan icazet alarak Mehmet Gevher’i ve dolayısıyla Ali İnci’yi mi çizdi?
Evet kim çizdi, kim çizildi kafam karışık bilemiyorum, işin içinden çıkamıyorum ama bütün bunlardan sonra Hendek özelinde milli eğitim organizasyonunun içine edileceği muhakkak…
Olan çocuklarımıza ve velilerimize olacak.
Birileri egolarını tatmin etme uğruna sistemin altını üstüne getirirken yani tepede filler tepişirken, altta çimler ezilecek…
Bakalım bu vebalin altından nasıl kalkacaksınız? Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2254 | E-posta
|