Pazar, 16 Kasým 2014 |
Kaç yaþýnda olduðumu hatýrlamýyorum. Annemin sýrtýnda yol alýyorum. Kah yürüyorum, kah anne sýrtýnda mahçup kedi yavrusuna dönüyorum. Çamlýk Köyü Argat (Cumalý) Mahallesi'ne gidiyoruz. Yolumuz uzun. Orman içlerinden geçen kestirme patika yolunu kullanýyoruz. Köye yaklaþtýkça heyecanlanýyorum, daha hýzlý yürümek istiyorum. Annemi zaman zaman geçiyor, önden koþuyorum. Sað tarafýmýzda beliren tarladan köpek sesleri yükseldi. Annem hemen yanýmda belirdi. Koyunlar tarlada yayýlmýþlar üç çoban koyunlarýn bize göre arka tarafýnda ayakta dizili duruyorlardý. koyunlardan daha boylu dört köpek suratla bize yaklaþýyorlardý. annem kanatlarýný üzerime geçirmiþ yolda bulduðu taþ kaya parçalarýný yaðmur gibi savuruyordu köpeklere. taþlardan nasibini alan hayvanlar iyice hýrçýnlaþmýþlardý.
Çobanlarýn sus pus ayakta bizi seyretmelerine öfkelenmiþti annem. Avucuna iyice oturan bir taþý var gücüyle çobanlara fýrlattý. Can-hýraþ bir sesle annemin attýðý taþ ortada dikilen delikanlýnýn ayak diz kapaðýna isabet etti. Çoban bir anda yere kapandý. Yanýnda dikilen kadýn çobanlar köpeklerine baðýrdýlar. öndeki büyük köpek iyice yaklaþmýþtý bize, diðer üçü geri döndü. Annem bir taþ daha aldý. Mavi çakýr gözlerini köpeðe dikti 'Allah'ýndan bulasýn gavurun malý!' diyerek elindeki taþý köpeðe attý. Kulaklarýnýn arasýndan vurulan köpek bir an durdu, hýrlamasý bakýþlarý deðiþmiþti. Bir kaç saniye öylece baktý. Aniden geri dönüp kuyruðunu bacaklarýnýn arasýna alarak uzaklaþtý bizden.
Annemin ayaklarýna sarýlmýþ olanlarý korkuyla izliyordum. Korkum yüzüme vurmuþ olmalý, annem yanaklarýmý avuçlarýnýn arasýna alarak beni sýrtýna vurdu. Hem söyleniyor hem gidiyorduk patikada.
Yol üzerinde dere içindeki aðaç olluða varýnca beni yere indirdi. Kýzgýnlýðý hala geçmemiþti. Titrek elleriyle bir avuç su uzattý, 'Ýç yavrum çok korktun ödün büyüyecek' dedi. Ne demek istemiþti bilmiyordum o an. Fakat iyi gelmiþti gerçekten. Oluðun hemen üstündeki diken ormanýnda bazýlarý kurumuþ bir kaç kuþüzümünü uzattý: ' Bak be'be. Ye bunlarý korkunu bastýracak.'
Ýlk defa gülüyordu sanki bana. Elinde bana uzattýðý çocuklarýmýzýn bebek diliyle öðrendiði be'beleri aldým.
Bu kelimeyi doðru mu yazdým bilmiyorum ama yazarken dahi içimi tatlý bir heyecan sarýyor.
Siz hangi meyvelere be'be dediniz hatýrlýyor musunuz. Kiraza mý, üzüme mi yoksa eriðe mi?
Neden peki büyüklerimiz bu kelimeyi kullanýyorlar? Kolay aslýnda cevabý. Telaffuzu çok kolay. Belkide konuþmaya baþlarken kullandýðýmýz ilk beþ kelimeden biridir be'be.
Bakýn' Þimdi kendinizle bir anlaþma yapýn. Bir gününüzü yaþý kaç olursa olsun çocuðunuza ayýrýn. Ýtiniz elinizle dünyayý bir kenara. Sadece sizler olacaksýnýz. gidin bir orman kenarýna. ama tanýdýðýnýz bildiðiniz bir orman olsun. Sonbaharýn içindeyiz. Sarýyla yeþilin birleþerek nasýl kýrmýzýya mora dönüþtüðünü yapraklarýn yere düþerken nasýl veda ettiklerini göreceksiniz. Koþun düþen yapraklar arasýnda. Býrakýn çocuðunuz dereye taþ atsýn. Sizde elinizle topladýðýnýz bir kaç kuþ burnunu uzatýn çocuðunuza. 'Al be'be ye' deyin. yaþý belki büyüktür çocuðunuzun ama bir kahkaha patlamasý olacaktýr o an. Hayatýnýzýn en mutlu gününü yaþayacaksýnýz emin olun.
Elektronik ekranlarda adýný öðrettiðimiz bir kaç yaban meyvesini yerken evladýnýz yaþadýðýnýz hayata topraða kapanarak þükredeceksiniz. Hani stres vardý sizde. Be'beler varken size stres gelemez. Çayý da güzel oluyor ama.
SEMROM semrom hakkýndaki diðer yazýlar Gösterim: 3315 | E-posta
|
|
|