Son Yorumlar
Son Þans, Tekrarý 105 Yýl Sonra
Bilgi
Yazým içeriði ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazý olmuþ. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu þekilde, canlýlarýn hangi amaçla bayýltýðýný bilmeden ve sonrasýnda...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLÝ
ORADAKÝ YURTTAN ÞÝKAYET GELMÝÞTÝR BELEDÝYEYE BELEDÝYEDE GEREKENÝ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de deðiþim baþlýyor!
MÜTEAHHÝT
GEYVE TEÞKÝLATI TAMAMEN DEÐÝÞMELÝ MÜCAHÝTLÝKTEN MÜTEAHHÝTLÝÐE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüþtü
dileðimizdir
sayýn Murat Kaya; TCDD'nýn genen müdürü ile görüþürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Fin(Canla) gelen mektup
Cumartesi, 29 Kasým 2014

Deðerli Hocam;

Öncelikle selam eder ellerinizden öperim. Beni hatýrlayamamýþ olabilirsiniz, ama ben sizi hatýrlýyorum. Sizin yüzlerce öðrenciniz olmuþtur, benimse bir tane Muharrem Hocam oldu. Ben hep arka sýralarda oturan sessiz bir öðrenci oldum ama söyledikleriniz ve yaptýklarýnýz kafamda mýh gibi kazýlýdýr. Edebiyatý sizinle sevmiþtim, alâkasýz bir okuldan alâkasýz bir liseyi, oradan da ÖSS ile alâkasýz bir bölümü kazandým. Sonra tezsiz yüksek lisans (sizin deyiminizle tezsiz-tuzsuz) yapýp sonunda polis oldum. Anlayacaðýnýz hayatým tam bir zig-zag. Kýrk yýl düþünsem aklýma gelmezdi bu mesleði seçeceðim. Halim ona benzer ki, sevdiði kýzý çeþitli nedenlerden dolayý alamamýþ, baþka biriyle evlenmiþ onunla mutlu olmuþ ama aklýnýn bir kenarýnda hep o sevdiði kýz var. Benim aklýmýn bir kenarýnda da hep öðretmenlik. Deðerli Hocam, bana edebiyatý o kadar sevdirmiþtiniz ki hep sahilde oturup Adalar’a karþý þiir yazmak isterdim, fakat acýdýr ki bir gün kendimi Maltepe sahilinde hayat kadýnlarýna ceza yazarken buldum, çok üzüldüm.

Siz nasýlsýnýz Hocam? Hastalýðýnýzý tamamen atlatmýþsýnýzdýr inþallah. Þamil nasýl, hâlâ polis olmak istemiyor mu? Yaþadýðýnýz o talihsiz olaydan sonra, bir gün tanýþýrsam kendisiyle, sanýrým onu ikna edebilirim. Ýngilizceyi halledebildiniz mi Hocam? Ben halledemedim ama sizin halletmenizi daha çok istiyorum. Dili bu kadar iyi bilen birisinin yabancý dile takýlmasý sinirimi bozuyor.

Ben evlendim Hocam, hem de sizin baþarýlý bir öðrencinizle. O, öðretmen olmayý baþardý, bir eve bir öðretmen yeter diyerek kendimi teselli ediyorum. Anlayacaðýnýz onun eðitemedikleriyle ben uðraþýyorum.

Geçenlerde size bir sosyal medya aracýlýðýyla arkadaþlýk isteði göndermiþtim, siz de kabul ettiniz, bundan sonra sizi buradan takip etmeye çalýþacaðým. Ýstanbul’da görev yapýyorum Hocam, bir isteðiniz olursa elimden geleni yaparým. Bu arada size küçük bir hediye gönderdim, umarým beðenirsiniz, içine sýcak su koyunca rengi deðiþiyor, ama sizin sýcaklýðýnýzýn suya ihtiyaç býrakmayacaðýndan eminim.

Satýrlarýma son verirken sizin bir sözünüz geldi aklýma: “En kolay temizlik, kirletmemektir.” Hep tertemiz kalmak dileðiyle kendinize çok iyi bakýn Hocam.

Saygýlarýmla.

Tam da tahmin ettiðiniz gibi, bir mektup okuduðunuz, hem de geri dönen bir mektup. Öðrencilerini ülkenin, hatta dünyanýn deðiþik yerlerine gönderdiði içli birer mektup olarak gören Muharrem Hoca, bir mektup aldý ki sormayýn gitsin dostlar. Bana gelmeyi tam iki buçuk yýl beklemiþ bir mektup bu. Ýçine sýcak su konulduðunda dýþýnda gülümseyen bir yüzün belirdiði bir fincana sarýlý olarak geldi bana. Mektup olduðunu anlamadan, sargý için kullanýlmýþ kâðýt zannýyla, dýþ kabýyla birlikte geri dönüþüm poþetine de gidebilirdi…

Okunmak için de bir buçuk yýl bekledi bu mektup. Sabýrlý ve beklemeyi bilen bir mektup bu, Bosna dönüþü masamda buldum onu.

Kaç gündür kelimelerden yüzüme tutulmuþ bir aynayla yaþýyorum. Benim unuttuðum olaylarý, sözleri, anekdotlarý öðrencim unutmamýþ. Hal hatýr sorarken sorular da sýkýþtýrýyor araya. Hatta soru sorarken kibarca geçmiþi de bana hatýrlatýveriyor, sarsýyor unutmaya meyyal zihnimi…

Ýnce mesajlarla dolu mektup. Uzun uzun açýklamayý gerektirmeyecek kadar da güzel-ince bir üslûp ve kurguyla yazýlmýþ. Ama konuya ve dahi öðrencimle bana fazla âþinâ olmayanlarýn iþine yarayacaðýný düþündüðüm birkaç noktaya açýklýk getirmek isterim.

Birincisi, benim öðretmenlik hayatýmda, edebiyatý anlatmak kadar hissettirmek, sevdirmek de çok önemli bir yer tutar. Sevdirmek derken asla propaganda yapmayý ve kuru gürültüyü kastetmiyorum. Edebiyatýn kelimelerle örülmüþ estetiðini/ruhunu öðrencilerin hayal dünyalarýna geçirebilmek/aktarabilmek, özetle bu ifadelerde kastettiðim. Öðrencileriniz þiir yazmayý hayal ederken ceza yazsalar da, o ruh, onlarýn gönül dünyasýný besleyecek ve önlerini aydýnlatacaktýr.

Ýkincisi, ameliyat olduðum günleri ben unuttum, ama öðrencilerim unutmamýþ. Ölümün kýyýsýndan dönmüþtüm. Kader fermanýný da imzalatmýþtý bana, rýzam da alýnmýþtý anlayacaðýnýz. Aylarca yataða mahkûm yaþamýþ ve hep kürsüde öðrencilerime þiir okumayý hayal etmiþtim. Sahnede ölmek isteyen sanatçýlar misali. Ama, dualar…

Üçüncüsü, bizim Þamil küçükken hep polis olmayý hayal ederdi. Bir gün bir olay yaþadýk çocuðun hayata, insanlara, hayallerine bakýþý deðiþti. Anlatayým:

Yýl 1998. Yeni bir araba almýþýz. Polis olmayý kafasýna koymuþ oðlumun da bulunduðu bu arabayla Eskiþehir’den Adapazarý’na doðru ailece yol alýyoruz. Her gidiþte deðiþik nedenlerle yediðimiz cezalar tadýmýzý tuzumuzu kaçýrmaya baþlýyor artýk. Bu sefer kafaya koyuyoruz, trafik kurallarýna hatta biraz da abartýlý bir þekilde uyacak ve asla ceza yemeyeceðiz. Bunda kararlýyýz ve biraz da bu yüzden hýz ibremiz 70 kilometreye varmýyor bile. Bilecik’i geçtikten sonra Demirköy çýkýþýnda önümüzden giden kamyona devam iþareti yapan polis, bize ýsrarla dur iþareti yapýyor. Büyük bir gururla ve kendimizden emin bir tavýrla, “Ne sorabilir ki bize, ne hata bulabilir ki!” diye de konuþmayý ihmal etmeden arabayý kenara çekiyor, camý açýyor, “buyurun” diyoruz memur beye.

Polis bizden ruhsat ve ehliyet istiyor. Radara yakalandýðýmýzý, meskûn mahalde gitmemiz gereken hýz limitini aþtýðýmýzý söylüyor ve ekliyor “Kanunlar mucibince size ceza yazmam gerekiyor efendim, polis arabasýna kadar gelebilir misiniz?”

Ailece þok yaþýyoruz. Hâlbuki köyden (meskûn mahalden) bir kamyonun arkasýna takýlý bir þekilde ve yaklaþýk 65 kilometre süratle geçiyoruz. Uzun uzun konuþuyoruz polisle, oðlum Þamil gözlerini dört açmýþ bizim her hareketimizi, aðzýmýzdan çýkan her kelimeyi büyük bir dikkatle dinliyor. Ne dediysek, ne yaptýysak kâr etmiyor, polis cezayý yazýyor ve ben týpýþ týpýþ arabama binip yoluma devam ediyorum. Bir müddet sessizlikten sonra “baba” nidasýyla bu içe kapanmýþlýðý ve psikolojik travmayý adeta yýrtýyor oðlum! Kýzgýn bir edayla “Ne var!” diyorum. Tek bir cümle kuruyor ve susuyor Þamil:

-Polis olmaktan vazgeçtim!

Dördüncüsü, on iki yýl yabancý dili geçememek benle birlikte öðrencilerimi de üzmüþtü. Ýki defa tek soruyla kaçýrdýðým baraj notu olan altmýþ beþ, bende, rakam olarak kabûsa dönüþmüþtü. Bu bahiste kitap dolusu doluyum, susalým.

Beþincisi, “En kolay temizlik kirletmemektir” benim Türkiye ikincisi olmuþ bir sloganýmdýr. Bu söz sayesinde ilk çakaralmaz, gönlü olmadan çalýþmaz bilgisayarýmý almýþtým. Öðrencim kibarca bana slogancý yönümü hatýrlatýyor.

En son notu mezun olduktan, hayata karýþtýktan, bir mesleðe atýldýktan, geçmiþi daha gerçekçi gözlerle tarttýktan sonra öðrenciler verir hocalarýna. Ne torpili, ne kayýrmasý, ne temyizi vardýr artýk ne de itirazý bu notlarýn. Birikir, birikir, birikir ve bize karne, ayna oluverirler. Sýnýfýný baþarýyla geçen öðretmen olmayý ne kadar çok isterim.

Böyle bitmemeli bu yazý, bir temenniye kanat çýrpmalý:

“Mektup hayatýn þiiridir.” diyor bir bilge. Ben de diyorum ki, mektup þairi de insan yapar, yere indirir, yetim topraklarla buluþturur. Ýnsaný insanla arýndýrýr, insaný insana kavuþturur.


Muharrem Dayanc hakkýndaki diðer yazýlar
Gösterim: 2102 | E-posta

Ýlk Yorumu Siz Yazýn
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarýnýz Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kiþisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adýnýz:
Baþlýk:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazýlan Yorumlar Hakkýnda E-Posta Aracýlýðýyla Bilgilendirilmek Ýstiyorum

Yazdýr E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.