Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Adı Duyulmamış Kahramanlar (2)
Çarşamba, 09 Aralık 2015

Çanakkale’den Cumhuriyete Adı Duyulmamış Kahramanlar (2)
Mehmet Çavuş

93 Harbi, yanı Rus Savaşı Balkanlara düşen ateş topu gibiydi. Canlar gitti, vatan toprağı gitti. Kimileri can pahasına düştü yollara, İstanbul İstanbul diye. Kimileri direnmeye çalıştı, kolaymı terketmek evi, barkı, yeri, yurdu,geçmişi, anıları..

Mehmet Çavuş daha çocuk yaşlardaydı. Meydanı boş bulan Bulgar Çeteleri köylere baskın yapıyor, öldürüyorlardı çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden. Ağa idi babası Mehmetin. İki köyü, malı, mülkü çoktu. Kolay değildi bırakıp gelmek. Birde büyük aile, köyün yarısı aileden. Amcalar, halalar, kardeşler, kardeş çocukları herkes onun gözüne bakıyordu. Birkaç defa püskürttüler Bulgar Çetelerini fakat daha fazla böyle gitmeyecek belli.

Topladı Ali Ağa ileri gelenleri. Karar çıktı, yarın yola çıkılacak. Bir öküz arabası nekadar alırsa, en değerli yükünüzü toplayın düşelim yollara.

Haberini almışlardı gidenlerden, İstanbul yığınla dolu. Birde yollarda soygun oluyormuş. Üç beş paralarını gocuklarının astarının içine gizlediler. Geldiler İstanbul’a, beklediler sokaklrada günlerce. Muhacir Komisyonu Adapazarına gönderdi onları. Fakat sıtma yaygın. Adapazarı sulak, sıtma canlar alıyor. Yürüdüler kuzeye doğru. Havadar güzel bir yer buldular, kurdular köyü oraya. Bakırlı Köyü.. Tarla açtılar ormandan, kömür yaktılar sattılar, geçimlerini sağlamaya başladılar.

Mehmet askerlik çağına gelmişti, gitti. Askerliğini yaparken I. Dünya Harbi patlak verdi. Ver elini Çanakkale Cephesi. Ateşin, ölümün ortasında buldu kendini. Birgün bir top mermisi çukurunda kuru tayınlarını yudumladılar, üç arkadaştılar. Tam ayağa kalktılar ki açılan ateşte iki arkadaşınıda kaybetti. Kendisi şanslıydı tüfeğinin dipçiği koptu sadece.

Sonra başka bir gün yaralandı omuzundan. Kurşun yarası, sargı yerinde iyileştirdiler. Tekrar cepheye döndü. Bir başka sefer süngü hücumunda yarandı. Yine iyileşti, tekrar cepheye. Bir başka hücumda esir düştü İngilize. Fakat künyesinin ipi kopmuş, savaş meydanında düşmüştü künye. Buldular arkadaşları, gönderdiler köyüne. “Başka bir şey bulamadık sadece künyesi var elimizde. Şehit oldu Ali oğlu Mehmet” dediler.

Feryatlar yükseldi anadan, babadan. Yeni evlenmişti Mehmet. Daha çocuğu bile yoktu. Gülsüm Gelin derlerdi eşine. Yıkıldı dünya başlarına. Derken dört yıl geçti, savaş bitti. Yıl 1918.. Teslim oldu Osmanlı. Almanlar yenildi bizde yenik sayıldık dediler. Mondros Ateşkesi imzalanınca bırakılan esirler yuvalarına dönerken Ali Oğlu Mehmet de çıkageldi. Şaşırdı herkes, sevinç, mutluluk şaşkınlık birarada.

Aradan bir yıl geçmişti ki, duyuldu Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıkmıştı. Ümitler yeşerdi tekrar. Yunan kuvvetlerinden sayıca azdık. Genel seferberlik ilan edildi. Ali oğlu Mehmet tekrar askere çağırıldı. Batı Cephesi.. Yunanı bozguna uğrattıkları gün esir düştü Yunana. Esir değişimlerinde sağ salim dönmüştü tekrar yuvaya. Ali Ağanın büyük oğluydu ama Ağalık Bulgaristan’da kaldı. Mal, mülk, anılarla beraber.

Okumuş adamdı Mehmet. Muhtar yaptılar köye. Bütün yenilikler onun muhtarlığında yapılmış. Yeni yazı, kılık kıyafet, hatta sonra türkçe ezan denemesi. Birde soyadı kanunu, en çok da onu anlatırmış.

Yunan işgalinde başta İzmir olmak üzere, bölge vali ve garnizonlarına emir göndermiş İstanbul Hükümeti. Bir Hasan Tahsin çekmiş silahını düşmanın alnına, şehit olurcasına. Birde Ayvalık Jandarma Alay konutanı Albay Ali Bey uymamış İstanbul Hükümetinin emrine. Askerleriye birlikte karşı koymuş düşman işgallerine. Bu Albay Ali Bey’i anlatırmış anılarında.

Sonra Mustafa Kemal, Albay Ali Beyi Ankaraya çağırmış. Beraber vermişler Kurtuluş ve Cumhuriyet mücadelesini. İstiklal Mahkemeleri Başkanı olmuş Albay Ali Bey. Sonraları da ilk hükümetlerde İmar ve İskan Bakanı olmuş. Soyadı Kanunu çıkınca da Çetinkaya soyadını almış Albay Ali Bey.

Mehmet Çavuş da, bizimde soyadımız Çetinkaya bundan böyle demiş. Gururla taşıyoruz Çetinkaya soyadını. Mustafa Kemal, İstiklal Madalyasıyla ödüllendirmiş diğer kahramanlar gibi Mehmet Çavuşu da.

Madalya Kanununa göre madalyayı taşıma hakkı bende. Madalyası da, beratı da, Mehmet Çavuşun askerlik fotoğrafıda duvarımda asılı. Rahat uyu Mehmet Çavuş. Madalyanı da, soyadını da gururla taşıyorum. Mekanınız cennet olsun. Allah sizden ve sizin gibi kahramanlardan razı olsun.

Ali ÇETİNKAYA


Ali Çetinkaya hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1850 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.