Başbakan Yıldırım, Vali Coş ve Başkan Toçoğlu |
Cuma, 05 Ağustos 2016 |
Başbakan Yıldırım, Vali Coş ve Başkan Toçoğlu
15 Temmuz darbe girişimini ilk duyduğumda dışarıdan eve giriyorduk.
Hemen televizyonu açtım.
Başbakan Binali Yıldırım konuşuyordu.
Ülkede bir kalkışma yaşandığını ancak bunun bastırılacağını çok net ifadelerle anlatıyordu.
O konuşmanın sonunu beklemeden ben dışarı çıktım.
Sonraki süreçte konuşmalarını, açıklamalarını izliyorum.
Soğukkanlı, kucaklayıcı, ötekileştirmeyen tavrının Türkiye için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum.
Bugün muhalefet partilerinin iktidar partisiyle işbirliğinin de bu yaklaşımdan kaynaklandığını düşünüyorum.
İstanbul’daki büyük demokrasi mitingine katılmayacağını açıklayan CHP liderine bir kez daha çağrıda bulunması da önemli bir adım.
Başbakanın yaydığı bu pozitif enerjinin, hepimizin çok ihtiyaç duyduğu bir şey olduğunu yaşayarak görüyoruz.
Sakaryamız’da da bu havayı yansıtan iki değerli yöneticimiz var.
Vali Hüseyin Avni Coş ve Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu.
Vali Coş, Valilik işgali sonrasında halkla adeta bütünleşti.
Valilik önünde, Demokrasi Meydanı’nda nöbet tutanla halkla sürekli iç içe.
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu da neredeyse hiç uyumuyor.
Halkın parti ayrımı yapmadan günlerdir nöbete koşmasında, Sakarya’nın demokrasi nöbetlerinde en ön sıralarda gösterilmesinde, Vali Coş ve Başkan Toçoğlu’nun kucaklayıcı yaklaşımının katkısının büyük olduğunu düşünüyorum.
…
Fatma Sak
Bizim Şener Sak’ın eşi…
Yılların gazetecisi.
15 Temmuz gecesi, ben Şener’e Valilik işgalini haber verip “ Sen evde kal, sitemize haberleri girersin” dediğimde, bir dakika bile düşünmeden atlayıp Valilik önüne geldi.
Valilik önünde askerlere karşı direnen grubun en önündeydi.
Yaralanan gazilerimizle omuz omuza Valiliğin kurtarılması için çabaladı.
Darbeci hainlerle o mücadelesi görülmeliydi.
Hatta bir askerin elindeki tüfeği o aldı ve sonra Vali Hüseyin Avni Coş’a teslim etti.
Fatma o gece orada cesurca davranan onlarca kadından biriydi.
Ancak Fatma’nın askerlerle yaşadığı ilk tatsız anı bu değildi.
1995 yılında, yıkılan eski Orduevi’nde bir törende başörtüsü nedeniyle dışarı çıkarılmıştı.
Muhabir olarak bulunduğu Orduevi’nde başörtüsünden rahatsız olan dönemin Tugay Komutanı, Fatma’nın dışarı çıkarılması emrini vermişti.
Fatma o gün askere karşı başörtüsü korkusuzca savunmuştu.
Türkiye’de başörtüsü için verilen mücadelede bu olay önemli bir not olarak tarihin sayfalarına yazıldı.
Fatma 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı verdiği mücadelenin ardından, evini, çocuğunu bırakıp Demokrasi Meydanı’na koşuyor.
Elinde bayrak, hiç önlere çıkmadan orada nöbet tutuyor.
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1576 | E-posta
|
|
|