Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Toplu ulaşımdan manzaralar
Cuma, 25 Kasım 2016

Gezmeyi seviyorum, aklımın erdiği kadar çevreme duyarlı olmaya çalışıyorum, toplu ulaşım araçlarını da fazlaca kullanıyorum. Hal böyle olunca da her defasında anlatacak bir şeyim oluyor.

Eşim Recoyla karar verdik karşılara geçelim, vapura binelim diye. Tabi önce minibüse binip Üsküdar'a gitmemiz lazım.
Neşe içinde bindik tıklım tıklım minibüse, keyfimiz yerinde.. Sıkışmak, ayakta kalmak filan hiç sorun değil.
Hemen yanı başımda bir hanım telefonunu açtı, başladı hem ağlayıp, hem anlatmaya. Kocası kansermiş, belli ki evde konuşamıyor, ağlayıp anlatamıyor. Çaresiz hem üzüldük hem dinledik hanımı. Ama kadın bir iki üç derken sürekli birini bitirip bir başkasını arıyor, aynı şeyleri ona da anlatıyor.
Birkaç koltuk arkaya geçtim ama ne fayda benim antenler açıldı bir defa, kulaklarım her zamankinden daha çok duyuyor, beni üzmek için.
Sıkışık trafik yüzünden bir saat süren yolculuk sonunda ben tabi ki pert.
Neşemiz sevincimiz belli ki bir kedere kadar.

* * * * * * * * * * * *

Birinde de Beykoz'a gidiyoruz, yaz günü. Otobüs kalabalık, hava sıcak. Arkalarda bir yerde oturduk, ayakta da insanlar var. Klimalar çalışmıyor, insanların kafa dipleri, yüzleri ter içinde ama sakin sakin duruyorlar. Kimsede ses yok, niçin klimalar çalışmıyor diyen yok. Ben sıkıntılı kadın, başladım Reco şoföre seslensene klimayı açsın".
Reco bana kızar , alemin akıllısı sen misin, klima bozuk olmasa şoför açmaz mı, baksana adamlar turşu olmuş, can çekişiyor, gık diyen yok, sus sabret.
Millet salak mı susuyor, sus sende" .
Annemler öğretmiş ne bileyim, yanında kocan varsa şoföre, garsona kadın kısmı seslenmez, koca seslenir... Ama ben bir sıkıntılı kadın dayanamayıp incecik bir sesle bağırıyorum arka koltuktan; şoför kardeş, klimayı açar mısın lütfen, yoksa ben ölücem" .
Ve adam lütfedip klimayı açıyor, meğer hiç kimse terlemedi, sıcaktan bunalmadı sanıyormuş...

* * * * * * * * * * * *

Eskiden Alifuatpaşa- İstanbul arası trenler vardı.
Daha doğrusu doğuya giden Kurtalan Ekspres, Meram gibi trenler Alifuatpaşa'da duruyordu.
İnsanlar bu trenlerde doğuya giderken iki gün yolculuk yapıyor, orada yanlarında getirdikleri yiyecekleri yiyor, sırası geldiğinde de ayakkabılarını çıkarıp uyuyorlardı. Çişli çocuk mu arasın, trene salıncak kuran mı arasın, baya renkliydi tren yolculukları. 8 -10 kişilik kompartımanlar olur, bir küçük odada tanımadığın insanlarla karşılıklı oturup yolculuk yaparsın. Bizim yolumuz diğerlerine göre kısa, karşımızda ilgimizi çeken biri olursa konuşuyor, işimize gelmezse gazete okuyup, bulmaca filan çözüyorduk.
Yine böyle bir yolculuktayız; karşımızda üç küçük çocuğu olan bir aile var. Onlar çocuklarıyla meşgul, biz bulmaca çözüyoruz.
Ben rahatsız filan mıyım bilmiyorum ki bir susuzum ki sormayın. Tren arada bir istasyonlara uğruyor, ben her defasında Reco çok susadım, çık da bana bir su bul lütfen diyorum, bi koş ne olur vardır illaki bir büfe" .
Bir iki üç derken benim susadım diye yakarmalarıma dayanamayan kadın çocuklarının matarasını çıkarıp bana su uzattı.
İçmem susamadım desem olmaz, susadığımı biliyor; midem almaz iğrenirim diyemem, kadının kalbi kırılır; çaresiz sessiz sedasız o mataradan bir kaç yudum su içtim.
Ne kadının, ne çocukların siması var gözümün önünde, yalnızca kirli, bulaşık, ucunda ip bağlı, bir mavi matara gözümün önünde...
Öğrendim o gün susuzluğa sabretmeyi.

* * * * * * * * * * * *

Bir gün de artık orada ne arıyorsam minibüse bindim Dudullu'ya gidiyorum.
Şoförün eli sürekli kornada, bir yandan da kafasını camdan uzatıp Dudullu Dudullu diye bağırıyor. Teypte de bir arabesk şarkı çalıyor ki sormayın, insan kendimi camdan atsam diyor.
O zamanlar öyleydi, şoför istediği müziği koyar bangır bangır bağırtırdı. Genellikle de ya Orhan Gencebay, ya Ferdi Tayfur, ya Müslüm baba dinlenirdi. Ben o yıllarda henüz arabesk sevmiyordum😀. Şimdi ise ahhhh... neyse.kadınların dışarıda sigara içtiği çok nadirdi, hele de sokakta minibüste filan hiç içmezlerdi. Ama erkekler maşallah fabrika bacası gibi içer içer salarlardı dumanı üstümüze.
İşte öyle bir yolculukta , şoför yolcu kapma sevdasında , bir korna, bir Dudullu Dudullu derken başka bşr araca çarpmamak için bir fren yaptı, annesinin yanında oturan çocuk kapının yanındaki merdivenlere düştü. Kadın çocuğunu aldı, baktı bişey yok, oturdu yerine.
Şoför yine aynı havalarda. Tabi ki Reyhan susar mı, susmaz elbette.
-Şoför kardeş senin bir yolcun düştü, gördün mü"
-Gördüm abla.
- Niçin durup bakmıyorsun, sorun var mı diye sormuyorsun?
- Ben de çok korktum abla, bak hala titriyor bacaklarım.
- Titrer tabi bacakların, korna çalmaktan araba kullanmaya vaktin mi kalıyor.
- Sen nerede oturuyorsun abla, hiç korna çalmadan minibüs kullanılır mı?

* * * * * * * * * * * *

Yine bir defasında gece vakti otobüsle Kadıköy'den dönüyorum. Oturuyorum ama otobüs o kadar kalabalık ki nefes alamıyor insan.
Arkamda oturan genç adam vakit geçirmek için arkadaşını aradı, başladı konuşmaya. Bütün konuşmalar benimle beraber en az yirmi kişi tarafından dinleniyor.
Bir sürü şey konuşuyorlar ama benim arkamda ki genç iki lafın arasında sesin iyi gelmiyor, anlat bakalım neyin var diyor.
Öteki iyiyim diyor demek ama bu inanmıyor, hayır anlarım ben sen iyi değilsin diyor.
İş o kadar uzuyor ki bizim ki bu defa başlıyor, sen iyi olmadığının farkında değilsin, ben anlarım bu işlerden deyip psikolojik tahlile başlıyor.
Trafik olmadığı zaman 12 dakika süren yol, olmuş 1.5 saat. Adam susmaz, ben dayanamam, Reco uyarmama izin vermez.
Sonunda kalkıp arkamda konuşan adama bakıp off yetti ama diyebildim.
Arkadaşına "Burada rahatsız olanlar var" diye kinaye yaparak telefonu kapadı adam; meğer evimize sadece bir durak kalmış; "Az sabretsen ölürdün" diyor Reco.

Sahiden de ben çok seviyorum toplu ulaşım araçlarını.

Reyhan Karagöz Çetin


Reyhan Karagöz Çetin hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 2413 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.