Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Yeni bir yıl
Pazartesi, 02 Ocak 2017

Yeni bir yıl. Yeniden bir şans, bir başlangıç.
Ne kadar çok severiz yeni olan herşeyi.  Yeni bir elbise, yeni bir oyuncak, yeni bir toka diyerek tanıştığımız yeni kavramı daha sonra yeni bir ev, yeni mobilyalar, yeni araba diye sürekli şekil değiştirdi.
Yeniyi seviyoruz ya, son derece rutin bir olay olan her geceyi ve günü de yeni diye saydık. Çünkü her yeni kavramı , içinde umutları barındırır. Geleceğe dair daha iyi, daha güzel, daha mutlu, daha ferah olmayı dileriz hep.
Bizi üzen, yoran olayları unutmak, geride bırakmak, yeni güne sıfırdan ve tertemiz başlamak isteriz hep.

Yeni yıl da öyle işte; koca bir yılı geride bıraktıktan sonra insan ister istemez bir muhasebe yapıyor.
Edindiğimiz takvimin yaprakları birbir bitti, biten takvimin  yaprakları değil, bize bahşedilen ömrün günleriydi. Geçtiğimiz zaman diliminde başardıklarımız, çok  isteyip yapamadıklarımız, ihmal ettiklerimiz, kaybettiklerimiz bir bir gözümüzün önüne gelir. Acıları dindirmek için ne yapabilirim, önüme nasıl hedefler  koymalıyım,  yapmak istediklerim ne, nasıl program yapmalıyım derken bir çeşit muhakeme ve geleceğe bakış aslında .

Çocukken insan kendini hiç büyüyemeyecekmiş gibi hissediyor, öğrencilik yıllarında da sanki okul yılları bitmeyecek, sonra hiç işe giremeyecek, sonra da hiç emekli olamayacakmış gibi. Halbuki ne büyük bir hızla geçiyor zaman. Gençlik döneminde cömertçe harcanan günler, aylar, yıllar yaş kemale erince birden bire kıymete biniyor, insan her dakikanın tadına varmak, tek saniyeyi ziyan etmemek istiyor.
Sonra da bu konuda o kadar ileri gidiyor ki hiç kimse ömrünü heba etmesin, bu güzel ömrü herkes en güzelinden yaşasın, hiç kimse üzülüp incinmesin, hiç kimse savaşmasın, ölmesin, eziyet, işkence görmesin, hiç kimse sevdiğinden ayrı kalmasın, heryer, herşey güllük gülistanlık olsun istiyor.

Sonra da her acı çekenle canı yanıyor, her ihanette yeniliyor, insanoğlunun birbirine yaptığı her insanlık dışı davranışlardan dolayı, biryerleri ölüyor insanın.
Çaresiz kalıyor, sessizce izlemeye yüreği dayanmıyor, çığlıkları, isyanları bastırmaya çalışıyor hep insan.
Hayat bu kadar güzelken ve telafisi, tekrarı olmadığı halde insanoğlunun yok olmasına, yok etmesine şaşırıp kalıyor insan.
Yaratan, her türlü güzelliği önümüze sermişken insanların bunları elinin tersiyle itip, acıya kedere, yok etmeye koşmasına akıl erdiremiyor insan.

Güzel yaratılmış dünya,  çok güzel hem de. Dilese tek çeşit insan yaratırdı tanrı, ama biri diğerine benzemeyen milyarlarca insan gelip geçiyor dünya  üzerinden.
Dilese tek çeşit ağaçla donatırdı dünyayı, tek çeşit çiçek,  tek koku, tek çeşit renk. Ama öyle yapmamış işte; çiçeğin her türünden, renklerin her tonundan, kokuların her çeşitinden, yediklerimizin binbir çeşitinden, lezzetinden vermiş.
Ve insanoğluna da çeşit çeşit zevk vermiş, herkes beğendiğini seçsin alsın diye.
Bunca güzelliği görmesek rabbimizin gücünü kudretini belki de hayal edemeyecektik.
Şükretmeyi, teşekkür etmeyi bilmeyip belki de bir robot gibi yaşayacaktık dünyayı.

İnsanoğlu çeşit çeşit olunca, fikirler de başka başka elbette. Barışı  da seviyor insanoğlu, savaşı da.
Hiç savaşta sevilirmiş mi demeyin, birileri öldürmekten, yok etmekten zevk almasa bu kadar savaş olur muydu hiç? Olmazdı elbet. Savaş çıkarmak için ve savaşı kazanmak adına da her olay, her inanç , her tercih  koz olarak kullanılmış ve insanların kutlamaları, anma törenleri bile bir kavram kargaşasına dönmüş.
Kimilerine göre yılbaşı kutlamak haram, anneler sevgililer günü gavur icadı, kandiller mevlitler dine sonradan yakıştırılmış ilaveler. Birinin zafer bayramı, diğerinin yası, matemi.

Ben  inanç, gerçeklik, gereklilik yanını bilmesem de kutlamalardaki  tavra bakıyorum.
Bir anma günü bana insanlığımı hatırlatıyorsa, sevdiklerimi anmam, onları görmem, hatırlarını sormam, küçük de olsa bir hediye ile  gönül almam için vesile oluyorsa ben o günü kutsal sayarım. Çünkü bizlerin inanışında bayramlarımız ve kutsal gecelerimiz, günlerimiz gönül alma esası üzerine. Yaşlıları, akraba ve eş dostu ziyaret etmek, çocuk sevindirmek, yetim öksüz gönlü yapmak, zekat ve fitre vererek malımızı paylaşmak, oruç  tutarak açın halinden anlamak hepsi de insan gönlü yapma üzerine.
Demek ki bizi yaratan günlük telaş içinde yaşarken unutmayalım diye özel günleri bize  hediye vermiş.

Güzel olanı çoğaltmaktır esas olan. Her gün için yaşanmış bir acının yıldönümü yerine bir güzelliğin anma gününü ilan edelim. Aybaşı, yılbaşı yetmez, anneler sevgililer günü yetmez, öğretmenler, doktorlar günü yetmez, yılın 365 gününe kutlanacak ayrı güzellik koyalım; ta ki kötü günleri unutana kadar. Yaşanmış tüm acıları, savaşları, zaferleri, yenilgileri unutana kadar. Her zafer bir başka insanın yenilgisidir. Kutlamalarla başımız o kadar dönsün, mutlu olmaya, mutlu etmeye o kadar çok alışalım ki kötülük, savaş, acı, keder, zülüm, işkence, haksızlık, garibanlık unutulsun; yalnız ve yalnız kutlanacak yıldönümleri, ay dönümleri, gün dönümleri hatta saat başları kalsın.

Yeni yılınız kutlu olsun ve çooookkkkk mutluuuuu.

Reyhan  Karagöz Çetin


Reyhan Karagöz Çetin hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 2017 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.