Neler oluyor?
Önce adi bir kalkışma, sonra kirli bir savaş… Arada yönetim biçimini değiştiren bir anayasa değişikliği referandumu. İşimiz, dünden daha zor.
Şu alanlarda geride kaldık: Bilim, eğitim, adalet, sanat, ekonomi, üretim, teknoloji…Türkiye’de bu maddelerde başarı gösteren firmaların çoğu yabancı. Şimdi gelinen noktayı, bunun bir sonucu olarak görüyorum.
O nedenle bir günü bile boş geçirmek doğru değil, oku, öğren, öğret, yarat, paylaş, üret…
Çoğu kişi farkında değil ama ayrım ülkeler, dinler, kültürler, coğrafyalar arasında değil… Ayrım bilimsel ve kişisel.
Ya içindesindir çağın, ya çağdışı… Ve birey önemlidir, toplumlar değil…Buna ayak uyduran her yerde yaşayacak, uydurmayan sefalet içinde yok olacak…
Hala ümidini diğer insanlara, örneğin politikicalara bağlayanlara duyurulur.
* * * * * *
Neleri geç anladım?
• Demokrasinin, çoğunluğun sesi değil, azınlığın sesini duyurabilmesi olduğunu,
• Zekanın, empati becerisi ile ölçülmesi gerektiğini,
• Her bilenin, yapa-bilemediğini, çok konuşanın az eylem gerçekleştirdiğini,
• Anlamın, mutluluktan önemli olduğunu,
• İmkanların değil, imkansızlıkların yaratıclığı teşvik ettiğini,
• Doğru’yu değil, gerçeği aramak gerektiğini,
• Bilimin, politikayı alt edeceğini,
• Kendini sevmeyle, kendine inanma’nın nerdeyse aynı şey olduğunu,
• Kendine inanmayanların, çoğunluğa sığındığını,
• Ve çoğunluğun sesinin, kendine inanmayanların ezici üstünlüğü olduğunu.
Umut Ahmet Tarakcı hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2227 | E-posta
|