|
AKDENÝZ'DE VALS
Bir zamanlar Türk Gölü olan Akdeniz'de yeniden bir mücadele. Önce 1974'te Kýbrýs Barýþ Harekatý ve KKTC nin kurulmasýyla baþlayan mücadele, bu gün Akdeniz deki zenginliklerin paylaþýmýna ortak olma yolunda ilerliyor.
Barbaros Hayreddin Paþa nýn Preveze Deniz zaferiyle Türk gölü haline getirilen ve Piri Reis gibi ünlü denizcilerle Türk'ün egemenliðini perçinlediði Akdeniz de Osmanlý devleti zayýfladýkça bir bir elden çýkan kýyý topraklarý kaybedildikçe Akdeniz hakimiyetimiz de elden çýktý.Tunus, Fas, Cezayir, Trablus, Mýsýr, Lübnan, Filistin, Suriye.
1974'te Kýbrýs Barýþ Harekatýyla tekrar baþlattýðýmýz mücadelede bu gün Akdeniz'in zenginliklerini paylaþmak için Türk Deniz Kuvvetleri bölgede. Bizden baþka Akdeniz'e kýyýsý olmayan ABD, Rusya, Ýngiltere, gibi ülkelerin yaný sýra, Ýtalya, Fransa, Yunanistan da oralarda cirit atýyor. Yüzlerce savaþ gemisi ve petrol, doðalgaz aramalarý tam gaz devam ediyor. Fakat Türkiye Akdeniz'de kýyýsý olmasýna, Kýbrýs'ta garantör olmasýna raðmen oralarda istenmiyor.
Türkiye de Akdeniz'de olmaya, çýkarlarýný korumaya kararlý görünüyor. Akdeniz'deki faaliyetlerini uluslararasý arenada perçinlemek maksadýyla Libya ile kýta sahanlýðý anlaþmasý yaparak Akdeniz'deki menfaatlerini, haklarýný uluslararasý bir anlaþmayla perçinlemiþ oldu. Dilerim benzer anlaþmalarý Suriye, Lübnan, Mýsýr ve Ýsrail ile de yapar da husumet güden Yunanistan'a karþý hem haklarýmýzý korumuþ, hem de bu mücadelede önde oluruz. Bu durum doðal olarak diðer ülkelerin yanýsýra en çok da Yunanistan'ý rahatsýz etti. Yunanistan, Türkiye'yi zor durumda býrakmak ve lehimizdeki geliþmeleri baltalamak için bildiði bütün yollara baþvuracaðý kesin. Bunlardan birini sahneye koymaða hazýrlanýyor.
Sözde Pontus Rum soykýrýmýný Yunan meclisinde kanunlaþtýrma tehdidini savurdu. Aslýnda bu iþi 1987 de yaptýlar. Sadece dünyaya ilan etmediler.
Oysa Trabzon Pontus Rum devleti 1461 yýlýnda Fatih Sultan Mehmet tarafýndan fethedilip Osmanlý Devleti'ne katýlmýþtýr.
Bölgede kalan kýlýç artýðý Rumlar orada yaþamaya devam ettiler. Ta ki Lozan Anlaþmasý'na kadar.
Lozan müzakerelerinde Yunanistan tarafýndan Türkiye'deki Rumlarla, Yunanistan'daki Türkler'in mübadelesi önerildi. Çünkü, Kurtuluþ Savaþý'nda açýk açýk Yunan Ordusuna katýlan, Türk köylerine baskýnlar yapýp Türkleri öldüren, Anadolu'daki bin yýllýk barýþý bozup kan davalý hale getiren Rumlarla bir arada yaþama imkaný da kalmamýþtý aslýnda. Türk tarafý da mübadeleyi kabul etti.
Yunanistan'daki Türkler Türkiye'ye, Türkiye'deki Rumlar da Yunanistan'a gönderilecekti. Yunanistan'daki Türkler Batý Trakyadakiler (Gümülcine, Dedeaðaç, Sofulu ve Ýskeçe) hariç Türkiye'ye gönderildi. Türkiye'deki Rumlar da (Ýstanbul ve Adalarda yaþayanlar hariç) Yunanistan'a gönderildi. Büyük bir Türk þehri olan Selanik'te yaþayan Türkler daha çok Ege ve Marmara bölgesine yerleþtirilirken, Türkler'den boþalan Selanik'teki mülklere de Trabzon yöresinden giden Pontus kökenli Rumlar yerleþtirildi. Her iki taraf için de zor bir durumdu. Yüzlerce yýldan beri yaþadýklarý topraklarý, hatýralarý, evlerini, mülklerini, yaþadýklarý topraklarý býrakýp gitmiþlerdi.
Bu acý tablo devletler arasý bir anlaþma ile yapýldýðý için her iki taraf da sineye çekip, olanlarý kabullenmek zorunda kaldý. Artýk onlar için yeni bir hayat baþlamýþtýr.
1987 Yýlýna kadar herþey kabullenilmiþ, artýk yaralar kabuk baðlamýþken, mübadeleyi yaþayan nesil öbür dünyaya göçmüþ, yeni kuþak yeni vatanlarýnda geleceðini kurmaða uðraþýrken 7 tane Yunan milletvekili Yunan meclisine bir kanun teklifi verdiler. 19 Mayýs 1919 tarihini Pontus Rumlarýna yapýlmýþ bir sözde soykýrým olarak kabul edilmesi için. Ve Yunan meclisi bu teklifi kabul edip kanunlaþtýrdý. Neden 19 Mayýs sorusunun cevabýný da, Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun a çýkýþýný her þeyin nedeni sayýyorlar. Bu tarihten sonra her 19 Mayýs'ta yaptýklarý yalan propogandalarla taraftar da bulan bu Türk düþmanlarý Selanik'te büyük bir gösteri yapýyorlar. Selanik'teki Rumlarýn yaný sýra baþka þehirlerden de gelen katýlýmcýlar, Selanik valisi, belediye baþkaný, bazý milletvekilleri, bölgenin kilise papazlarý büyük bir kalabalýk oluþturarak ellerinde meþalelerle protesto yürüyüþü yapýyorlar.
Bu durumdan Türkiye ye mübadele sonucu gelmiþ olan Selanik mübadilleri haberdar mýdýr? Haberdar olana henüz rastlamadým. Peki Türk halký haberdar mýdýr? Nasýl haberdar olsun, basýnda tek habere rastlamadým. Halk bir yana, TBMM'deki milletvekillerinin haberi var mý? çoðunun haberi olduðunu sanmýyorum. Selanik'te Türk elçiliði var mý? var. Elçiler, yetkililer bu durumu Türk hükümetlerine bildirmiþler midir? Rapor etmeleri gerekirdi. Türkiye Cumhuriyeti bu duruma mukabil etmiþ midir? Hayýr. Devletler arasý iliþkiler mütekabiliyet esasýna dayanýr. TBMM derhal Selanik soykýrýmý adý altýnda bir kanunu TBMM'de görüþülmeli, Yunanlýlara gereken cevap, ayný dilden verilmelidir.
Ali ÇETÝNKAYA
Ali Çetinkaya hakkýndaki diðer yazýlar
Gösterim: 1786 | E-posta
|
