Milli duygularımızı besleyen en duru pınarlardan ve en bereketli olanlardan birisi törelerimizdir. Törelerimiz çeşitli coğrafyalarda nesillerden nesillere aktarılan sevinçlerimizin, gururlarımızın, özlem ve bekleyişlerimizin, üzüntü ve çilelerimizin neticesidir.
Uluslar için töreler hayat pınarlarıdır. Ülkesiz millet olamayacağı gibi, töresiz de bir ulus düşünülemez.
Yaşama sebebimiz olan törelerimiz hizlı göçler nedeniyle yeni kuşaklara maalesef aktarılamamıştır. Kentlerin kozmopolit kültürleri yerli kültürü yok etmekle kalmamış, yerli insanın da ahlaki ve moral bozulmasına sebep olmuştur.
Sizlere köyde bir düğün merasiminden söz etmek istiyorum. Amacım köy insanımızın daha yakın zamana kadar nasıl bir dayanışma ve paylaşma içinde olduğunu göstermektir.
Düğünler genelde sonbaharda bütün işler bittikten sonra yapılır. Harmanlar sürülür, samanlar çekilir, bağlar bozulur, buğdaylar kaynatılır.
O sene köyde kimin düğünü olacağı aylar öncesinden bellidir. Herkes içten içe düğüne hazırlanır. Çalgıcılar tutulur, civar köylere KONAK verilir. Konak bakımı düğün sahibinin arkadaş ve dostlarına aittir. Hangi konağın kimle kalacağı bellidir. Düğün Cumartesi günü başlar. Meydana ateş yakılır.
Bu adetin Oğuz Türkmenleri tarafından Anadolu Türkleri'ne taşındığı zannedilmektedir. Misafir konaklar sırayla ve çalgılar eşliğinde düğün meydanına getirilip oynatılır. Oyunu biten konak misafir kalacağı eve kadar çalgılar eşliğinde götürülür.
Pazar günü başlayan düğün, köy gençlerinin yemesi-içmesi ile devam eder. Bu arada gelin arabası hazırlanır. Gelin arabası iki öküzle çekilen üstü fındık dallarıyla çadır halini almış, mütevazi bir arabadan ibarettir.
Gelin köyün bir ucundan diğer ucuna gezdirilir. Mutlaka mezarlık yolundan geçirilir. Bu törenin de yine Oğuzlar'dan Anadolu Türkmenleri'ne geçtiği, en sevinçli bir günde bile ölümün hatırlanması gerektiği vurgulanmıştır.
Güvey, cemaatla yatsı namazına götürülür, dualarla duvak evine getirilirdi.
Duvak sabahı kapı önünde yapılan kısa bir çalgı merasimiyle düğün sona ererdi. Hasan Dalgıç hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2590 | E-posta
|