İnsanoğlunun sağlıklı bir ömür sürdürebilmesi için maddi ve manevi şartların uygun olması pek tabiidir.
Temiz hava, su ve gıdalar canlıların yaşaması için asgari bir şarttır. İnsan eliyle yapılan tahribatlar, hem insanın kendi geleceğine hem de korunması kendisine görev olarak tevdi edilmiş, bitki ve hayvanların yok olmasına sebep olmaktadır.
Bu anlattıklarımız hayatın maddi yanı ile ilgili arızalarıdır. Bir de bozulmanın manevi tarafı vardır.
Köklerinden koparılmış milletler çok kısa sürede bu vasfını yitirmekle kalmamış, ahlaki ve moral çöküntüye maruz kalmıştır.
Maddi hastalıklar çöküş aşamasında tespit edildiği halde, manevi hastalıklar çöküş aşamasında bile net olarak fark edilememiştir.
Fark edildiği anda eğer iş işten geçmemişse o milletin aydın kuşakları tarafından müdahale edilerek hastalık durdurulmuş, milletin öz değerleri yeniden hakim duruma getirilmiştir.
Bizim milletimizi ayakta tutan İslam'dan gelen inanç ve İslam'ı besleyen temiz iman, tarihinin derinliklerinden günümüze taşıdığımız kültürel değerlerimizdir. Biz bu değerler sayesinde insan sevgisini, yurt sevgisini öğrendik. Bağımsız ve özgür bir millet olarak yaşamayı da yine bu değerlerimizden öğrendik.
Niğbolu'da Çaldıran'da Çanakkale ve Milli Mücadele'de hep bu hasletler sayesinde zafer kazandık. Millet malını korumayı, haram ve helali, zayıfı ve mazlumu korumayı, yapılan iyiliği farkettirmemeyi bize öğreten İslam'ın yüksek ahlakı ve atalarımızın yüksek seciyesidir.
Mazide davranış biçimimizi oluşturan, İslam imanının ve Türk seciyesinin korunakları olan, en önemlisi de kültür taşıyıcısı olan tarikatlar ve cemaatlar ne yazıkki misyon kaybederek, devletin altını oyan kurumlar halini almıştır.
Devlet kurucularına ilham kaynağı olan tarikatlar ve cemaatlar günümüz Türkiye'sinde siyaseti ve ticareti ele geçirmiş, dış güçler tarafından istismar edilerek, adeta devleti yıkma görevi yapar hale getirilmiştir.
Bu cemaat ve tarikatlar bir kısmı için, çıkar, öncelik arz etmektedir. Devlete ve devletin en önemli kurumları olan ordumuz ve eğitimimiz tehdit altındadır.
Milletimizi ve devletimizi kurtarmanın ve yaşatmanın tek şartı İslam'ın özüne ve imanına bağlı, Türk Milleti'ne mensup olmakla övünç duyan, günlük siyasetin dışında kalmayı başarabilen, yeni kuşaklar yetiştirebilmektir.
Milletimize ait ne varsa ihya edilmeli, yabancı unsurlar imha edilmelidir. Türk'ün hamurunda hangi maya varsa açığa çıkarılmalıdır. Hasan Dalgıç hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2776 | E-posta
|