Memleketin birinde -örneğin bu ülke Türkiye olsun- bir gün "Acaba Ay'da
kimse var mı?" sorusu düşmüş milletin aklına. Bunu öğrenmek için de bir çare
düşünmüşler.
Demişler ki; "Bu ülkenin en büyük meydanı Sultanahmet'te ahaliyi meydanına
toplayalım. Sonra da hep bir ağızdan ''heeey'' diye bağırtalım. Çok yüksek bir ses çıkacağı için nasıl olsa Ay'dan duyulur, eğer orada kimse varsa onlarda cevap vermeye çalışır!"
Burada bir dakika soluklanıp atalarımızın bu düşüncesine ve bu buluşuna
şapka çıkartmayı ihmal etmeyelim ve hikâyeye devam edelim.
Günü geldiğinde devlet memurları,devletin valileri,kaymakamları,parti
başkanları binlerce kişiyi Sultanahmet meydanına toplamış, "Ey ahali!"
demişler "Bir, iki, üç diye sayacağız, üç
denildiğinde hep bir ağızdan 'Heeeeey!' diye bağıracaksınız. Tamam mı?"Ahali
hep bir ağızdan
"Tamaaam!" demişler.
Devleti yönetenler de da gelip makamlarına kurulmuşlar.
Bu arada kalabalık arasında bulunan bir fani adam da kendi kendine demiş
ki: "Ben boşu boşuna bağırmayayım, nasıl olsa kalabalığın içinde benim
bağırıp bağırmadığım fark bile edilmez."
Sonra devletin yönetenlerin şakşakçıları "Biiir, ikiiii, üç!" diye seslenmiş
veeeeee...
Kalabalıktan hiç ses çıkmamış.
Koca meydana ölüm sessizliği çökmüş, sinek uçsa duyulacak.
Çünkü meydandaki herkes o kurnaz adam gibi düşünmüş.
Nasıl olsa başkaları bağırır diye herkes meydanı birbirine bırakmış.
"Türkiye'nin bugünlere nasıl geldiği sorusunun cevabını bulduk galiba.
Çünkü yıllar boyunca herkes sorumluluğu birbirinin üstüne attı. Ben işime
gücüme bakayım, nasıl olsa birileri çıkar mücadele eder dedi. Ne kimse
siyasetin ateşinde yandı, ne hayatından fedakârlık etti.
Köşesinden ortalığı seyretmekle yetindi. Daha doğrusu bir takım fedakâr
insanlar çıkıp canını, kanını verdi; toplumu uyarmaya çalıştılar ,hala da
uyarmaya çalışıyoruz ama ne yazık ki başaramadılar ve başaramadık. Sonunda
da bugünlere geldik."
Bu yüzden ben Türkiye'nin geldiği bu durumu, "Çalıklar, alıklar ve tam
salaklar" olarak nitelendiriyorum.
Bir de bu günlerde adı AK ama kendi KARANLIK bir parti seçim sloganı olarak
da(bu sözü her il ve ilçe için söylüyorlar) ''SEN GEYVE'sin BÜYÜK DÜŞÜN''
diyor..Yahu bırakın büyük düşünmeyi, o zavallı insanlar birazcıcık düşünse
bile karanlığı yırtacak ve o ampulü patlatacak ama düşünemiyor ki..Daha
doğrusu iki kilo pirinç,bir çuval kömür aldımı düşünme yetisini kaybediyor..
Bir grup, dayanışma içinde hedefine adım adım yürürken, ses çıkarmamayı ve
sorumluluğu başkasına atmayı düşünen milyonlarca kişi de köşesinde oturdu
kaldı.Kıçını bile kıpırdatmıyor..
Uyarmak için çırpınanlara da ya "karamsar" dedi ya "aykırı" ya da
''ergenokoncu''.
Hepsine burun kıvırdı.
Sonunda da arkasında kimseyi bulamayan Nasrettin Hoca, Timur'dan bir kaç
fil daha istedi.
İşte budur ol hikâye!
Hali pür melalimiz ortadayken, dudaklarımda bir şarkı dolaşmaya başladı bu
günlerde .
KİMSEYE ETMEM ŞİKAYET
AĞLARIM BEN HALİME....
Emin Şaylan
Emin Şaylan hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1404 | E-posta
|