GEYVE AKŞAMLARI
Mekece ufkuna inmekte güneş,
Sakarya üstünde, ışın huzmesi.
Sanki en batıyı, sarmış bir ateş,
Bir musiki gibi, rüzgârın sesi.
Karanlık çöküyor, karşı dağlara,
Ezan seslerine aşina şehir.
Ay gözükür oldu, gökte bir ara,
Sakarya, Geyve’ye, sevdalı nehir.
Camlar ışıl ışıl, camlar yanıyor,
Aydınlık birazdan, kayıp gidecek.
Geyve’yi şu anda kimler anıyor?
Gurbette olanlar, ne gün dönecek?
Evlerde, sokakta lâmbalar yandı,
Parklarda buluştu genç sevgililer.
Dükkânlar, fırınlar, bir bir kapandı,
Damlarda hayâle daldı leylekler.
Akşam sessizliği indi çevreye,
Kırlardan geliyor, yanık türküler.
Yorucu bir günden, kalan geriye,
Salonu süsleyen, rengârenk güller.
Dağılmış yollara, nefis bir koku,
Sarkmış, bahçelerden çiçekler, dallar.
Karanlık insana, veriyor, korku,
Çocuk düşlerinde, eski masallar.
Kandil kandil gökte, sarı Yıldızlar,
Ortalarında Ay, bir zümrüt gibi.
Karşı evde şarkı, söylüyor kızlar,
Bu güzelliklerin, kimdir sahibi?
Güneş, Sarıgazi ile Eşme’de,
Son ışınlarıyla, yaktı camları.
Sular şırıl şırıl, akar çeşmede,
Renk katar ormana, koza çamları.
Çocukken Geyve’de yaşadım ben de,
Gizemli geceler, rüyâ akşamlar.
Bülbüller şakırdı, eski gülşende,
Gün batarken yine, yanardı camlar;
Fahri ERSAVAŞ
Fahri Ersavaş hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2674 | E-posta
|