İçime özlemini sindirdim damla damla,
Kalbim seni anıyor, sönüp giden akşamla.
Çok şirin bir beldesin, çok güzelsin sen Geyve,
Ruhumdaki tek arzu, tek emelsin sen Geyve.
Bahar çoktan gelmiştir, çam kokan dağlarına,
Nefis üzümler veren, o yeşil bağlarına.
Sulak otlaklarında koyun, kuzu meleşir,
Sakarya’nın suları, rüzgârla cilveleşir.
Koca bir tarih saklar, şanlı Parla Tepesi,
Yunan’ı ürkütmüştü, toplarının güllesi.
Bir doğa hârikası, o rengârenk Boğaz’ın,
Ekin tarlalarını, başaklar süsler yazın.
Köhne bağ evlerinde, bağ bekler köylü kızlar,
Geceleri semânı süsler, sarı yıldızlar.
Tabiat sana sermiş, yeşil seccadesini,
Unutmam Karaçay’ın uğultulu sesini.
Boldur tarlalarında kavun, karpuz ve meyve,
Kiraz bahçelerinden geçit vermeyen Geyve.
Bir gün gelip suyundan, bir avuç içsem yeter,
İnan yoktur dünyada, senin gibi şirin yer.
Canlanır ara sıra gözümde çocukluğum,
Tarladaki ağacın altında uyuduğum,
Günler bana seslenir : Söyle şimdi nerdesin ?
Peşinden anılarla giderim de o sesin,
Anlarım en sonunda gurbette olduğumu,
Sıla hüzünleriyle, sararıp solduğumu.
Silmedim hiçbir zaman, hayâllerimden seni,
İçimdeki duygular, dünkü gibi yepyeni.
Kavuşmak isterim hep, toprağına, taşına,
Kırların, sokakların, hepsi bana aşina.
O toz pembe günleri, hatırlatman yetişir,
Hülyalarım her zaman, seninle haşır-neşir.
İçime özlemini, sindirdim damla damla,
Kalbim seni anıyor, şu kararan akşamla.
Fahri ERSAVAŞ Fahri Ersavaş hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2361 | E-posta
|