SULARLA GİDEN DALLAR
Sarı papatyalarla, süslenen yamaçlarda,
Sevgi dolu kalplerle, o gün nasıl gezindik ?
Serçeler ötüşürken, yeşeren ağaçlarda,
El ele tutuşarak, sahile doğru indik;
Sevgi dolu kalplerle, o gün nasıl gezindik ?
Köpükler ağır ağır, kumsala geliyordu,
Küme küme martılar, nefti yosunluklarda.
Attığın kuru dallar, nasıl yükseliyordu,
Nasıl kayboluyordu, o hırçın dalgalarda;
Küme küme martılar, nefti yosunluklarda.
Haz ve neşe aldıkça, bahardan ve denizden,
Ruhumuz dalgalarla, bakışıp gülüyordu.
Yürürken dakkalarca, kumsaldaki bir izden,
Saçların rüzgârlara, tel tel dökülüyordu;
Ruhumuz dalgalarla, bakışıp gülüyordu.
Ah nerde şimdi o gün, sen nerde, deniz nerde ?
Nerde çocuklar gibi, suya attığın dallar ?
Hâlâ yaşıyor mudur, hatıralar o yerde ?
Ayak izlerimizi, saklıyor mu kumsallar ?
Nerde şimdi kim bilir, suya attığın dallar ?
Sularla giden dallar, çalıp gençliğimizi,
Acaba şimdi hangi, ummana götürdüler ?
Yalnız hayâller kaldı, gözlerde dizi dizi,
O hayâller o yerde, ne hoş demler sürdüler;
Dallar baharımızı, ummana götürdüler.
Fahri ERSAVAŞ Fahri Ersavaş hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2257 | E-posta
|