Allah’ýn selamý üzerinize olsun Sevgili Dostlar,
Ayda bir de olsa sizlerle paylaþýmlarým olacak. Diyeceksiniz ki kimsiniz? Aslýnda kimliðim çokta önemli deðil. Önemli olan hasbelkader eðitime otuz yedi yýlýný adamýþ ve halen de bilfiil Eðitim Müfettiþi olarak Sakarya’da görevini yürüten, sizlerden biriyim. Kýsacasý ben sizim… Can Geyve’mizin öz evladýyým.
Sizlere, daha önce Baðlarbaþý Köyü Sitesi’nde yayýmlanmýþ olan, fakat çok önemsediðim bir yazýmla merhaba demek istiyorum.
ZAVALLI YAVRULARIMIZ
Neler oluyor, neler… Toplum olarak deðiþtik. Geçmiþe özlem duymamak elde deðil. Yaþlýlarýmýzdan duyduðumuz “nerede o eski günler” dediklerinde; “Ne var sanki geçmiþe hayýflanacak” diye düþünürdüm. Ama daha iyi anlýyorum ve þükrediyorum ki bizler þanslýymýþýz.
Çünkü bizler oyuncak arabalarýmýzý kendimiz yapar, bayýr aþaðý ona biner, yokuþ yukarý o bize binerdi.(üretim ve kýymet bilme) Bu oyun, gruplar halinde birlikte oynanýrdý.(paylaþým) Aðaç arabamýzýn tekerlerini bazý otlarýn tohumlarýyla yaðlardýk.(araþtýrma-buluþçuluk) Evden yað alýp bakýmýný yapmak imkânsýzdý. Evdeki sadece haneye yeterdi.(kanaat)
Topumuzu, ineðimizin veya eþeðimizin kýllarýyla ýslatarak ve yuvarlayarak oluþtururduk. Çam kozalaklarý ve lastik toplarla oynadýðýmýz mahalle maçlarý…(rekabet) Telden bükerek yaptýðýmýz telden oyuncak arabamýz, eskimiþ aðaç fýçýlarýndaki çemberlerin çevrilmesine doyum olmazdý.(deðerlendirme) Kollarýmýzý uzatarak, elimizden omzumuza kadar karýþlayarak yaptýðýmýz sayýþmayla belirlediðimiz hýrsýz ve polisi ve ayný adý taþýyan oyunu.(iyiyi kötüyü ayýrt etme)
Dini Bayramlarda sabah ezanýyla uyanýp, ailemizin zor þartlarda aldýðý, akþamdan yer yataðýnýn altýna ütülemek için koyduðumuz giysilerimizi (buluþçuluk) ve lastik ayakkabýlarýmýzý giyerek köy meydanýna gider, cemaatin bayram namazýndan çýkmasýný beklerdik. Cami kapýsýnda ilk kiþinin görünmesiyle, koþar adýmlarla el öpmeye, þeker toplamaya, köyün en zengini olan Akif dedenin evine yollanýrdýk. Daha sonra, tahtadan yaptýðýmýz salýncakta salýnarak söylediðimiz türküleri…(sosyalleþme)
Annemizin ekmeðimize sürdüðü salçalý ekmeðimizden, birkaç ýsýrýk arkadaþýmýza da verir, paylaþýrdýk.(Paylaþým ve cömertlik)
Peki,þimdiki çocuklarýmýz?..Acýnasý yavrularýmýz…
Teknolojinin bitirdiði zavallý evlatlarýmýz…
Bilgisayarýn baþýnda zamanýný oyunlarla tüketen, ödevlerini bir çýktýyla alýp, incelemeden araþtýrmadan öðretmenine teslim etmeler.
Bu nesil mi üretecek? Sadece tüketmeye alýþtýrýlan doyumsuz bir nesil. Alýnan oyuncaðýnýn deðerini bilmeyen, araþtýrmayan, elindekiyle yetinmeyen paylaþmayan, doymayan, sevgiden ve büyüðüne saygýdan uzak bir gelecek.
Cemalettin DÝNÇER
Eðitimci Yazar Cemalettin Dincer hakkýndaki diðer yazýlar Gösterim: 1958 | E-posta
|