Konsantre yazılar -3-

Herşeye Rağmen Mazeret Yok –2–

Değerli dostlar şükürler olsun ki bir yazımızla yine beraberiz bu vesileyle Ey müminler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği yayıp kötülükleri önlemeye çalışan bir topluluk bulunsun. (ali İmran 104) İşte selâmet ve felahı bulanlar bunlar olacaklardır. Buyuran rabbimize hamdolsun.

Sizden biri bir kötülük gördüğü zaman  eli ile o olmazsa dili ile dil ile de söyleyemiyorsa kalbinle buğz etsin diyen Resulüne sonsuz salatü selamlar olsun

Bir önceki yazımın devamı niteliğindeki yazıma başlarken siz ziyaretçilerimi selamların en güzeli Allahın selamı ile selamlarım.

Bir önceki yazımın sonunda bahsettiğim tebliğ cemaatinin yaptığı birçoğumuzun dahi haberi olmayan işten bahsetmek istiyorum.

Değerli dostlar son peygamberin ümmeti olarak şereflenmek şereflerin en büyüğü. Önce konumumuzu iyi bilelim. Tabiî ki o Resulün ümmetinden olabilirsek.

Yazımın başında ayetteki müjdeye kavuşmak isteyen bu çağrıya nail olabilmek isteyen herkes bu vazife ile vazifelidir. Haberimiz yok, nasıl, mı? Son peygamberden başka peygamber gelmeyeceğine göre kim Lailaheillallah derse peygamberin vazifesini zimmetleşmiş demektir.

Misal; askere gideriz zimmet var.

Bir yerde memursun zimmet var.

Bir yerde görevlisin zimmet var, geçicide olsa bir sorumluluk herkeste var. Biz inandık demekle Kur'an bize zimmetlenmiş. İçindeki emir ve yasakların tamamını kabul etmişik. Yani zimmeti almışız haberimiz yok.

Peki bu hangi cemaatin işi. Bu cemaat tarikat işi değil bu herkesin işi ve herkesimden insanlar var. Ama burada ne siyaset ne de tarikat konuşulur.

Kısa bilgi vereyim dünyanın her yeri çalışma sahası onlar için Türk müş Arap mış İngiliz miş Alman mış hiç fark etmez. Hedef büyük, hedef tüm dünya (Adem oğlu olan)  tüm insanların cenneti kazanma davası.

Yazımın başındaki ayete benzer Aliimran 110-113-114 maide 79, araf 157, lokman 17 gibi ayetler de bu işin önemi anlatılmış bunların açılımını da bu işin uzmanları hocalarımız yapsınlar. Benim tespit ettiğim ve yakaladığım şey bu işin büyük bir iş olduğunu bilmememiz. Bu yetmez gibi bizlerin vazifelerini bizim adımıza yapanlara kem gözle bakılması. Yani özrümüz kabahatimizden büyük.

Bu kısa girişten sonra biraz bu işten bahsederek yapılan işin mahiyetini bu vesileyle okuyucularımla paylaşmış olacağım

Türkiye de ki merkezi Sultan çiftliği –Habiblerde ki mescidi selam cami.

Yaklaşık 10 bin kişinin aynı anda namaz kılabileceği en az 3000 misafirin ağırlanabildiği hergün yüzlerce insanın uğradığı ağırlandığı bir merkez.

Nasıl çalışırlar. Tamamen gönüllü olarak herkes kendi biriktirdiği parası ile bu işe katkı sağlamakta.

Ülkelerde veya illerde ki çalışma o yerin en yüksek mülki amirinden (vali ise validen, belde ise belediye başkanından çalışma yeri köyse köy muhtarını ziyaret etmeden varsa oranın alimlerini de ziyaret etmeden bu çalışmayı yapmazlar izinli oldukları için de rahattırlar. Bir sorun asla çıkmaz.

Birisi 50 yaşında bu işle tanışmış şuan 90 yaşında her yıl 4 ay sefer yapıyormuş. en az 3 günle seferlere başlanıyor. 40 gün ve 4 ay 1 yıllığına çıkanlar da var. Bunları herkes biliyor. Ben 3 gün aralarında bulundum müthiş bir şey, Kardeşlik(ademden) dostluk sevgi hoşgörü ilim, ibadet fikir, zikir her şey var. Riya kibir ucub (kendini beğenme) asla yok doktoru avukatı amiri memuru hatta yabancı ülkelerden generaller bile bu işi öğrenmiş yapıyor.

Beni en çok etkileyen şey bir vaizin ve bir dönem müftülük yapmış bir hocamızı söylediği şey hocamız “ben kürsülerde çok insanları duygulandırdım çok insanları ağlattım amma bu işi öğrenince koca 25 yılımın bence çok boş olduğunu gördüm (ismi bende, hocamızın kendisi emekli olur olmaz 1 yıllığına tüm dünyayı dolaşmaya çıktı).

Tavsiye ederim gidin imamları bile gıpta ettiren yere gidin 24 saatte 4X4 tam bir Müslüman olarak zamanı dolu dolu geçirin tüm adapları tatbikatlı öğrenin su içmede 6 adabı öğrenin yeme içme oturma kalkma dinleme vs. Başkalarına İslamı anlatmak için bir gün kendiniz yaşayın ve düzeltmeyi kendinizden başlatın. Yazımı yaşanmış bir kıssa ile bitiriyorum

Çocuğun biri sürekli babasından hediye bir şey ister

Babası almaya gönlü yok her gün sallar. Ama çocuk inat eder. Bir gün babası çocuğa olmayacak bir şey teklif eder. Ve bir dünya haritasını makasla parçalar. Al oğlum bunu tamamla sana istediğini alacam der. Çocuk çok zekidir. Bir müddet sonra babasını hayrete düşüren şeyi yapmış dünya haritasını tamamlamıştır. “Nasıl becerdin deyince” çocuk “baba bu haritanın arkasında bir insan resmi varmış ben dünya haritasını değil haritanın arkasındaki insanı düzelttim böylece dünya kendiliğinden tamam oldu.

Evet dostlar bu kıssa bize çok hisse veriyor;

1-Her şeye rağmen mazeret yok. Azmin elinden bir şey kaçmaz

2-Bozulma fertlerden başladığı gibi düzelmede fertlerden başlayacaktır. Çünkü en küçük topluluk olan aile bireylerden oluşmaktadır.

3-Biz düzgün olursak evimiz düzgün, evler düzgün olunca mahalle, kasaba ve tüm ülke düzgün olacak.

Bir başka yazımda buluşmak üzere hepinizi rabbime emanet ediyor saygılar sunuyorum.

Sadi Karakaya

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum