Çarşamba, 09 Şubat 2011 |
Kutlu Doğum Anısına (1)
Bizleri sizlerle 5-10 dakikada olsa tekrar buluşturan rabbimize hamd ashabına su dağıtmayı kendine sevimli kılan o eşsiz insan bizim peygamberimiz (sav)’e sonsuz salat ve selam olsun.
Önümüzde birkaç gün sonra doğumunu kutlayacağımız o son peygamberin doğumu anısına kaleme aldığım yazıma şu soru sorarak başlamak istiyorum
1-Allah'ı seviyor musunuz?
2-Allah'ın sizi sevmesini istiyor musunuz?
3-Günahlarınızın bağışlanmasını istiyor musunuz?
Her üç soruya da evet der gibisiniz.
Şimdide kitabımızdan bir ayet ve peygamberimizin bir sözüyle yazıma giriş yapmak istiyorum
Ali-imran süresi 31 – Ey Resûlüm, de ki: “Ey insanlar, eğer Allah’ı seviyorsanız, gelin bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah gafurdur, rahimdir (çok affedicidir, engin merhamet ve ihsan sahibidir).
Peygamberimiz (sav) ashabına su dağıtır olduğu vaziyette dışardan gelip kendisini soran birine “Seyyidil kavmi hadimium” (kavmin önderi hizmet edendir.) demiştir.
Böyle mütavazi böyle nazik böyle kibar bir önderi peygamber olarak bizlere gönderen Rabbimize hamd olsun ve O Yüce Öndere sonsuz salat ve selam olsun.
Bir başka soru ile de ısınma turu olarak yazıma girmek istiyorum.
Orucumuzu zekatımızı haccımızı kurbanımızı o (hicri) takvime göre ibadet maksadıyla yaptığımız hicri aylardan hangisindeyiz desem acaba ukalalık etmiş olurmuyum. %99 müslüman ülkede bu soru sorulur mu? Canım demeyin bir hocamız 300 kişilik bir toplulukta bu soruyu sorar 1 kişi cevabı vermiş. Onunda İlahıyatta okuyan öğrenci olduğunu sonradan öğrenmiş. Bende size kopya vereyim bu ayın ilk ve son harfleri R……L ‘dir.
Bir başka soru Bu ayların tamamını sayabilen kaç kişi çıkar. Ben oratalardan 3 tanesini söyleyeyim Receb Şaban Ramazan .Gerisini siz söyleyin. Bunları yarışma programlarına koymak lazım diye düşünüyorum.
Ana sınıfına giden bir çocuk bu ayların tamamını hem düzden hem de tersten sayabiliyor, haberiniz olsun. Hangi ana okulu, onuda siz araştırın, hepsini bana bırakmayın.
Beyler; 4 yaşında Kur-an'a geçen 7-8-9 yaşlarında dünyada hatta ülkemizde binlerce öğrenci ve içinden hafız olan bile var. Ne diyorsun sen yav o zaman buraya şeriat gelmiş demek. Şeriat hiç gitmedi ki gelsin. Nasıl yani?
Ölülerin namazını kılmak şeriat,
5 vakit namaz şeriat,
Hac şeriat,
Kurban şeriat,
Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir (velev ki gayri Müslim olsun) bu da şeriat.
Yalan dememek şeriat,
Haram yememek şeriat.
Kamu malını hortumlamamak şeriat. Önceden şöyle bir ifade kullanılırdı, kamu malı için birine kızan kişi şöyle dermiş 'Sana öyle bir kötülük yapar hazineye ait yerden bir taş toprak senin tarlana alır koyarımda senin 7 sülalen iflah etmez' bu derece kamu malına sahip olma namus gibidir. Bu da şeriat.
Fakirin hakını vermek, yetim malı yememek bu da şeriat ama konumuz bu değil konumuz yabancı kaldığımız örnek ahlakını tam bilemediğimiz kainatın efendisi ve onun ahlakı.
Peygamberimiz (sav)’in doğumu . İnşallah önümüzdeki hafta doğum günü kutlanacak
Doğum ayı münasebetiye kaleme aldığım bu küçük makalemde bir ufuk açmak, ondan biraz bahsetmek, örnek hayatından kesitler vermek ve çok sevdiğimizi iddia ettiğimiz o şahsiyete ne kadar uyup uymadığımızı tahlil etmek ve o şahsiyetin öğretilmesinin gerekliliğini vurgulamaktır. Ve tüm bu bilgiler daha küçük yaşta verilmeli ki çocuklarımız bu ahlakla yetişirse çok daha iyi olur diye düşünüyorum.
Yabancı bir yazar diyor ki çocuğun beyninin en fazla verimli olduğu dönem 3-5 yaşları arasındadır. 4 yaşındaki bir çocuk iyi eğitim verilirse 2 adet yabancı dili rahatlıkla öğrenebilir. Biz ne öğretiyoruz.Tüm şarkı türküler. Hepsi hafızada gün görmemiş laflar 3 yaşındaki torunumuzda. Büyüklerimiz bunun için “çocuktan al haberi” demişler.
Bu arada bir hususu aklımdayken söyleyeyim yabancı dil öğrenenler okul çağında olanlara hafıza tekniklerini öğreten onlarca uzman var. Fakat bir tanesi benim çok dikkatimi çekti TV programında Hocamız diyor ki ben hafızım 2 yılda hıfzımı tamamladım. Ancak benim öğrettiğim programı takip edenlerin 2 ayda hafız olmaması için bir neden yok. 2 yılda 3-4 yabancı dili ana dili gibi öğretilir diyor.
Bundan 5 yıl önce bir konferansta konuşmacının hafızlığın 6 aya indirebileceğini söylediğini duymuştum. O zaman olmaz böyle şey dedim. Ve bugün olduğunu görüyorum.
Zaman hızla geçerken yaşanan bazı olaylar oluyor ki bu teknik bu teknoloji bu ilim çağında bu bilim çağında da böyle şeyler olur mu dedirtiyor insana. Misal
Olay ilimizde yaşanmış geçmişte bir zaman orman muhafaza memuru alınacak formalite de olsa bir imtihan yapmak gerekiyor. Sorular şöyle;
Soru 1; Son peygambere gönderilen kitabın ismi nedir?
Cavaplar;
a)Tevrat
b)Zebur
c)İncil
d)Kuran
Arka sıradan biri öndekine kalemle dürter. “Bana bak kitabımızın ismi ne yav.
Öndeki; “sen bu güne kadar kitabımızı öğrenemediysen ne yazarsan yaz senin için serbest fark etmez” der.
Günümüzde TV programlarında çok çetin sorulardan müteşekkil yarışmalar oluyor ve cevaplanıyor ama İslami bir terim geldi mi misal 5 yaşındaki çocuğun bilebileceği bir soruyu görmediği okumadığı için cevaplanamıyor.
Bugün 5 rabiulevvel 1432 yani yani kutlu doğuma 1 hafta kaldı.
Peygamberimizin doğduğu ay olan Rabiülevvel (Bu) ayın 12'sinde tüm hocalarımız anma merasimleri düzenleyecek 1 akşam TV'lerin hepsi o gün onun hayatını anlatacak sonra;
Sonrası, eski tas eski hamam, vur patlasın çal oynasın.
Oysa Rabbimiz yukarıdaki ayette de belirtildiği gibi beni seviyorsanız peygambere tabi olun ki böylece günahlardan da kurtulun diyor.
Günümüzde bir akım var, ben onlara sünnet olmuş sünnetsizler diyecem kusura bakmayın. Allah şerlerinden muhafaza buyursun.
Hadisleri inkar ederler. Kur-an'da bulamadıkları bir şey hakkında yok böyle bir şey deyip kafaları kurcalamakta ve çokça da taraf toplamaktadır. Çünkü onlar nefse hoş gelen şekilde anlatmaktadırlar.
Misal; Kur-an'da namazı kılın zekatı verin der. Ama biz namazın nasıl kılınacağını Peygamberimizden öğrendik. Keza zekatı verin der ama bunun miktarının kırkta bir olduğunu yine biz sünnetten yani efendimizin hadislerinden öğrenmekteyiz.
İçinde bulunduğumuz ayda yaklaşık 1 hafta sonra doğum günü olan O kainatın efendisini birkaç satırla hatırlamak.Tanımak üzere kaleme aldığım bu yazı dizimin hayırların fethi(açılması) şerlerin def-i (ortadan kalkması)na vesile olmasını dileyerek yazımın giriş kısmını kapatmak istiyorum.Devam edecek inşeallah selam ve dua ile… Sadi Karakaya hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2367 | E-posta
|
|
|