Prof. Dr. Yusuf Ziya Ýrbeç partisinden istifa etti.
Ýstifa gerekçesini açýkladýðý basýn toplasýnýn metnini aktaracaðým da okurlarýmýz zil takýp oynadýðý sanmasýnlar sakýn.
Aksine üzüntüm ve kaygýmý arttýran bir istifa...
Neden mi?
Bunca mürekkep yalamýþ ve titre sahip bir hoca bile ancak 10 yýl sonra uyanabiliyorsa, vay bu memleketin haline de ondan.
***
Gelelim o basýn açýklamasýna;
'Bildiðiniz gibi, 22 Temmuz 2007'den beri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde AK Parti Milletvekili olarak bulunmaktayým.
Milletvekilliðinden önce, birçok üniversitede hem akademisyen, hem de rektör olarak çalýþtým. Türkiye ve dünyadaki ekonomik ve politik geliþmeleri yakýndan takip eden, 7 yabancý dil bilen bir milletvekili olarak; AK Parti Ekonomik Ýþler Baþkan Yardýmcýlýðý ile TBMM Avrupa Birliði Uyum Komisyonu Baþkan vekilliði görevlerinde bulundum. Bu görevlerim sýrasýnda, birçok uluslararasý temaslarým oldu ve ülkemi en iyi þekilde temsil etmeye ve menfaatlerini korumaya çalýþtým.
Vatanýna, milletine ve manevi deðerlerine baðlý bir milletvekili olarak; içinde bulunduðum partinin özellikle iç politikada takip ettiði stratejinin ülkemize getireceði zararlar konusunda endiþelerim arttý. Çünkü takip edilen politikalar ile ülkemin ve milletimin sosyolojik, psikolojik ve coðrafik yönden bölünme sürecine sürüklendiðini üzüntü içinde görmekteyim. Bu endiþelerimi, hem milletvekili arkadaþlarým arasýnda ferden, hem de parti toplantýlarýnda defalarca ve alenen dile getirdim.
Ancak, yaptýðým görüþmelerin ve konuþmalarýn, keza ikazlarýn hiçbir fayda getirmediðini üzüntüyle müþahede ettim. Bu kaygýlarýma sebep olan hadiselerin baþýnda, Baþbakanýn her konuþmasýnda toplumu ayrýþtýrmaya yönelik söylemleri gelmektedir.
Þöyle ki; Sayýn Baþbakan 4 Ocak 2011 tarihli grup konuþmasýnda aynen þu cümleleri kullanmýþtýr:
'Ama biz, bu ülkedeki tüm etnik unsurlarý, dedik ya, Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ýyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Abaza'sýyla, Roman'ýyla, aklýnýza ne gelirse hepsiyle, bunlar birer alt kimliktir ve bunlar kesrettir ve vahdette biz bunlarý topluyoruz.'
Sayýn Baþbakan bu tür söylemleri, milletimize verdiði zararlarý hesap etmeden alýþkanlýk haline getirmiþtir.
Davranýþlarýndan da, bu alýþkanlýklarýndan vazgeçmeyeceði açýk bir þekilde görülmektedir. Buna karþýn önceki baþbakanlardan hiçbiri, devlet adamý sýfatý ve ciddiyetiyle, böyle bir söylemi benimsememiþtir. Vatanýna, milletine ve manevi deðerlerine baðlý ve ayný zamanda milletinin fertleri arasýnda hiçbir ayýrým gözetmeyen bir milletvekili sýfatýyla, Baþbakana þahsen þu soruyu yöneltmek istiyorum:
'Sizden evvel bu milleti kim böldü de, siz bütünleþtirmeye çalýþýyorsunuz?'
Þahsen, milletin ismini telaffuz etmekten kaçýnan bir tutuma karþý tepki vermek zorunluluðunu hissediyorum. Ülkemizin anayasal adý Türkiye'dir ve üzerinde vatandaþ sýfatý ile yaþayan herkes Türk'tür. Bu bir alt kimlik deðildir. Oysa Baþbakan söylemlerinde milletimizi bütünleþtirici bir unsur olan Türklüðü sürekli ve anlaþýlmaz bir biçimde alt kimlik haline getirme çabasý ve gayreti içindedir.
Ben, aynen Baþbakan gibi, Ýmam Hatip Lisesinden mezun olmuþ bir kiþi olarak; Baþbakanýn benimsediði bu davranýþ ve söylemi sonucunda ortaya çýkan ayýrýmcýlýðýn yüce dinimizde de yerinin olmadýðýný ifade etmek istiyorum.
Þimdiye kadar, AK Parti içinde birlikte çalýþtýðým arkadaþlarýmla ve AK Parti'ye oy vermiþ vatandaþlarýmýzla hiçbir sorunum olmamýþtýr. Ancak, AK Partiye oy vermiþ, ayný endiþeleri taþýyan çok sayýda milletvekili arkadaþlarýmýn ve vatandaþlarýmýzýn olduðunu da biliyorum. Tepkim, parti yönetiminin endiþelerimi tetikleyen birlik yerine bölünmeye taþýyan baskýcý politikalarýnadýr.
Açýlým politikalarýnýn milletimizin yüreðinde Habur ve benzerleri ile açtýðý yara, hepimizin malumudur.
Seçim sonrasý yapýlacak anayasal deðiþiklikler ile milletimizin ve ülkemizin birlik ve bütünlüðünün bozularak, bu yaranýn daha da derinleþeceði endiþesini taþýmaktayým. Þu anda gösterilen yoðun çaba, her türlü hassasiyeti göz ardý ederek halk oylamasýna ihtiyaç býrakmayacak bir milletvekili sayýsýna ulaþmayý hedeflemektedir. Vatanýn ve milletin bütünlüðü üzerinde hiçbir þekilde parti politikasý kabul edilemez. Burada asýl olan, milletin birliðini ve bütünlüðünü korumaktýr.
Bu duygu ve düþüncelerle, þimdiye kadar mensubu bulunduðum AK Parti'den istifa ediyorum. Bu vesileyle bana oy vermiþ veya vermemiþ olan bütün Antalyalý hemþerilerime þahsýma gösterdikleri itimat, güven, destek ve teveccühlerinden dolayý þükranlarýmý sunar, görevimi bundan böyle de bir nefer olarak ayný hassasiyet içinde sürdüreceðimi bilmelerini isterim.
Saygýlarýmla.' Erol Afþar hakkýndaki diðer yazýlar Gösterim: 1982 | E-posta
|