|
 Değerli gönül dostları;
Kutlu doğum anısına kaleme aldığım yazımın bu gün 3. sü ile bir arada bizleri buluşturan Rabbimize hamd ve sevgililer sevgilisi Peygamberimize sosuz salat ve selamlar olsun
Geçen gece Dünyada Tüm İslam ülkelerinde Müslümanlar o kutlu doğumu andılar Hocalarımız bu kutlu doğumla ilgili programlar yaparak bizleri bilgilendirdi ve gönüllerimizi mest etti.Tabiri caizse arabanın aküsünün şarjı gibi gönüllerimiz şarj oldu.
Ben bu günkü yazımda konuyla alakalı yazılmış bir senaryoyu sizlerle paylaştıktan sonra peygamberimizin sünnetinden seçmeler yazımla son vereceğim önce
Peygamberimiz bize misafir gelse halimiz nasıl olurla ilgili senaryo;
EFENDİMİZ EVLERİMİZE ÜÇ GÜNLÜĞÜNE MİSAFİRİMİZ OLSA!
Olmaz ya, olabileceğini hayal etsek ve sevgili Peygamberimizi üç günlüğüne misafir etsek.
Acaba diyorum, neler olabilir?
Evet, bir gün Peygamberimiz ziyaretimize gelse. Yalnızca üç günlüğüne. Hem de aniden, haber vermeden gelmiş olsa...
Merak ediyorum ne yapacağımızı? Biliyorum en güzel ve rahat odamızı kendisine tahsis edeceğimizi. Böylesine şerefli bir Misafire yiyeceklerin en iyisini, en temizini, içeceklerin en güzelini sunacağımızı. O’nu evimizde görmekten mutlu olacağımızı, O’na hizmet etmemizden alacağımız sevinci başka hiç bir şeyden alamayacağımıza da inanıyorum. Tüm bu müspet tavırlarımıza rağmen çok merak ediyorum ve düşünüyorum:
O’nun evimize doğru geldiğini gördüğümüzde, kapıda mı karşılayacağız? O güzel misafiri içeri almadan, “ Buyurmaz mısınız Ya Resullallah “ demeden, kollarımızı bu mübarek misafirimize uzanmış olarak “ Hoş geldiniz” deyip içeri almadan önce neler yapacağımızı çok hem de çok merak ediyorum. Acaba diyorum;
Masamızın üzerindeki bazı hoş görüntüsü olmayan gazete ve dergileri saklayıp, onun yerine Kur’an-ı Kerim’mi koyacağız?
Acık saçık programları izlediğimiz televizyonumuzun üstünü örtüyle mi kapatacak veya alelacele onu yerinden kaldırıp bodrum katta mı saklayacağız?
O nurlu misafirin işitmediğini umarak kapatacak mıyız sazlı sözlü yayın yapan radyomuzu?
Merak ediyorum, evimize girmek üzere bulunan bu şerefli Misafirin hemen girmesine müsaade edebilecek miyiz? Ya da sağa sola mı koşturacağız? Yahut ta “ biraz bekler misiniz? “ diyerek, O’nu kapımızın önünde mi bekleteceğiz?
Merak ediyorum, acaba alışa gelmiş yaptıklarımıza devam mı edeceğiz?
Her sabah olduğu gibi, gün doğuşuna veya kaba kuşluğa kadar uyuyabilecek miyiz?
Her zaman ki gibi gece saat olan birlere, ikilere kadar uyanık kalıp, sabah saat sekizlere, dokuzlara kadar deliksiz uykularımızı sürdürebilecek miyiz?
Ailemizle kavgalı ortamı, gürültülü geçen zamanları devam ettirebilecek miyiz?
Yoksa bir kaç gün sonra, Misafirimizden sıkılmaya, daralmaya mı başlayacağız?
Merak ediyorum. Hiç yüzümüzü asmadan tüm aile fertlerimizle birlikte
her vaktin namazını kılabilecek miyiz?
Sabahın erkenden, yatağımızdan büyük bir coşku ile fırlayıp sabah namazı hazırlığını yapabilecek, nişanlanma çağına gelen kız ve erkek çocuklarımızı yataklarından uyandırabilecek miyiz?
Şerefli Misafirimizin abdest suyunu dökerken, öbür odada 15 yasına gelmiş, ancak secde yüzü görmemiş oğlumuzu nereye saklayacağız?
Yoksa bir kaç günlüğüne akrabalarımızın evine mi göndereceğiz?
Merak ediyorum. Alıştığımız günlük hayat seyrimizin kontrolümüzden çıktığı anda ki acı ve gülünç halimizi!
Gazeteci çocuk günlük gazetemizi kapıdan uzattığında ne yapacağımızı?
Müslüman bir Sahabe Hanimin kıyafetine dokunan Yahudilere karşı savaş başlatan misafir Peygamber’in yanında o müstehcen gazeteyi okuyabilecek miyiz?
Misafirimiz “ nedir o kâğıt parçaları “ derse ne diyeceğiz? Cevabimiz ne olacak?
Acaba diyorum Peygamberimizi yanımıza alarak gitmeyi planladığımız yerlere götürebilecek miyiz?
Misafirliğe gittiğimiz ailenin 17 yasındaki dekolte kıyafetli kızı karşımıza çıkarak misafir salonunda “ siz ne alırdınız?” sorusuna karşı tavrımızı, cidden merak ediyorum...
Evet, biraz mübalağa edilmiş olabilir. Ancak benzer hataları maalesef yasamaktayız, yasayabiliriz.
Bir Müslüman olarak yaptıklarımızdan hiç bir zaman utanmamalıyız ve utanılacak vaziyetlere girmemeliyiz!
Dostlar dostları için yazmışlar;
bizler bulduk onlar adına aktarıyoruz.
Allah cümlemizden razı olsun.
EFENDİMİZİN SÜNNETLERİNDEN SEÇMELER
Her işe Besmele ile başlamak,
Bir iş yaparken Peygamber Efendimiz(S.A.V.)in nasıl iş yaptığını düşünerek yapmak,
Peygamber Efendimiz(S.A.V.) buyuruyor ki;
“İnsanların en hayırlısı en çok okuyan, Allah’tan(C.C) en çok korkan, iyiliği çok emreden, kötülüğü en çok men eden ve en çok sılai rahimde bulunandır.”
Yolda yürürken konuşmamak,
Yatarken abdest almak,
Ezan okurken hiç bir şey yapmadan oturmak,
Cuma günü tırnak kesmek,
Her Cuma sadaka vermek,
Suyu 3 yudumda içmek,
Bir şey yerken üç parmakla yemek,
Orucu su veya hurma ile açmak
Yatarken sağ tarafına yatmak,
Bir yere misafirliğe giderken tatlı götürmek,
Her şeyi giyerken sağdan, çıkarırken soldan çıkarmak,
Kırk gün her sabah aç karnına siyah kuru üzüm yemek,
Evden her çıkarken abdest almak,
Tuvalete veya banyoya sol ayakla girip sağ ayakla çıkmak,
Evlerimize, camilere vs. sağ ayakla girip sol ayakla çıkmak,
Yolda giderken ayağımıza takılan şeyleri kenara çekmek,
Banyo ve tuvalete tükürmemek,
Tuvaletten çıkarken elleri yıkamak,
Hasta ve yaşlıları ziyaret etmek,
Meyvenin çekirdeğini sol el ile çıkarmak,
Yüzme öğrenmek, ok atmak,
İnsanları yüzüne karşı övmemek,
Yemek yerken başkalarının yediğine bakmamak,
Sabah kalkınca burnumuzu 3 defa sümkürmek,
Cuma günleri beyaz elbise giymek,
Ayakkabılarımızı giyerken ters çevirip giymek
Sofraya oturmadan ve kalkınca elleri yıkamak,
Soframızda yeşillik ve sirke bulundurmak,
Tabağımızı sıyırmak,
Soframızdaki kırıntıları işaret parmağı ile toplamak,
Yemeğe başlarken tuzla başlamak, tuzla bitirmek,
Vasiyet yazmak, cenazeye gitmek, kabir ziyaret etmek,
Odada sürahi ile su bulundurmak,
Suyu kıbleye dönüp Besmele ile 3 yudumda içmek,
Ay ve Güneş tutulduğunda 2 rekât namaz kılmak,
Anne, Babaya dua etmek,
Yemeğin ortasında sofra duası okumak,
Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmak,
Sofraya iyice acıkmadan oturmayıp, doymadan kalkmak,
Topluluk içinde yanımızdakiyle fısıldaşmamak,
Mezar taşlarını okumamak,
Misafirlere hoşaf ikram etmek,
Kurban Bayramında kemikleri kırmadan toprağa gömmek,
Arabaya binildiğinde 3 kez ELHAMDÜLİLLAH, 3 kez ALLAHUEKBER, 1 kez LAİLAHE İLLALLAH demek ve seyahat duasını yapmak,
Yemekten sonra tatlı yemek,
Kapıya gelen çocuğa ikram etmek,
Her gün 100 istiğfar etmek,
Öğle uykusu ve gül suyu kullanmak,
Selam vermek,
Yemeği iki öğün yemek,
Konuşurken göz bebeğine bakmak,
Gusülden sonra 2 rekât namaz kılmak,
Cuma günü et yemek,
Misvak Kullanmak,
Kötülüğe iyilik etmek.
Yukarıda bazılarını yaptığımız, bazılarını yapamadığımız efendimizin sünnetlerinden zaman içinde Allah (cc) hepsini yapmayı nasip etsin
YORUM;
1- Bu Senaryoyu yazan kardeşimizi tebrik eder Allah
kendilerinden razı olsun . Olumsuzluklarımız sadece bunlarla sınırlı olsa ne ala daha toplum olarak daha bir çok İslam’a uygun olmayan yamuk işlerimiz var.
Bizler bu gün bir şey yapmağa kalkınca hemen şu soruyu kendimize soralım. Resülullah şu an yanımızda olsa nasıl yapardık. Evet; nasıl yaparsak o işi öyle yapmalıyız. O zaman belki yaptığımız şeylerden mesul olmayız. Allah yardımcımız olsun
2-O yüce sultanın sosyal ,siyasal ,ekonomik ,ve kültürel hayatını bilmemiz lazım.Bilmek ,için de Onun hayatını iyi okumamız lazımdır diye düşünüyorum.
Kargo parasına onun hayatı ücretsiz evlere teslim ediliyor.
Müracaat:gazeteler-reklamlar
ve mail adresi:peygamberimizinhayati.com .
Peygamberimiz rüyada görülebilir mi ?ne yapmamız lazım?
Peygamberimizi dünya gözü ile görüp hala günümüzde yaşayan var mı?
Bir başka yazıda inşallah …
S.Karakaya 12 Rabiul-evvel 1432- 15 şubat 2011
Sadi Karakaya hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 2278 | E-posta
|
