Salı, 22 Şubat 2011 |
Ortadoğu'da Tunus'da düğmeye basıldı ve saman alevi gibi bir yangın bir anda
ortalığı kapladı. Bu ateş çok kötü bir ateş arkadaşlar ve bu ateş çok yeri yakacak
kavuracak diye düşünüyorum. Bu ateş Arap alemini yakıp kavuracak, orada yerleşmiş
kronikleşmiş diktatörlükleri yerle yeksan edecektir. Bu diktatörlerin bazıları Bin
Ali gibi tası tarağı toplayıp fareler misali batan gemiyi terkederken bazıları da
Kaddafi gibi ordusuna kendi öz evlatlarını öldürtecektir. Haberlerde savaş
uçaklarının halka ateş açtığını,üzerlerine bomba yağdırdığını içim sızlayarak
izliyorum. Kana doymamış vampirler yine kan içmeğe başladılar ve bir türlü bu masum
insanların kanından da vazgeçeceklerini sanmıyorum.
Benim bazı safdil aydınlarım da bu olayları basit halk ayaklanmaları olarak
görmeleri ise tam olayın tuzu biberi. Daha çok geçmedi ki üzerinden BOP'un düğmesine
basıldığını ve 23 ülkenin sınırlarının değişeceğini Rice'ın ilanının. Hala ne halk
hareketi allah aşkına, ne halk devrimi, bunun adı bal gibi birilerinin bir şeyleri
devirmesi değil de nedir? Bu projeye bizimkiler de aslanlar gibi kendilerini eş
başkan tayin etmediler mi? Hoş Irak'ta savaşan kahraman Amerikan askerlerinin
yurtlarına sağ salim dönmeleri için dua eden bir zihniyetden başka bir şey beklemek
de bizim safdilliğimiz olur.
Şimdi bu ateş öyle görünüyor ki ta Afrika ya kadar, hatta Pakistan ve Hindistan'ı
kasıp kavuracağı gibi; İran, Azerbaycan ve Ermenistan'ı da kavuracak. Buralarda
yığınla insanın kanı kan emicilerin doyması için akacak ve inanın ki bu vampirler
yine doymayacak.
Bana öyle geliyor ki yakın tarih de dünya 2 kez paylaşıldı. Bunlardan ilki 11 Şubat
1945 Yalta konferansı ki bu konferansla SSCB ve doğu yani demir perde bloku doğmuş
ve iki kutuplu bir dünya düzeni kurulmuştur. Bu 1990'lara kadar sürmüştür. Dünyanın
sahipleri olduğunu sananlar bu kez Malta da toplanmışlar ve sözüm ona tek kutuplu
bir dünya inşa etmeye karar vermişlerdir. Müteakiben 1991'de ilk emare görülmüş ve
Doğu Bloku çökmüştür. İşte bu gün seyrettiğimiz film o filmin devamıdır. Bu bağlamda
dünyamız yeniden dizayn ediliyor. BOP da acımasız küresel sermayenin yeniden dünyayı
dizaynından başka bir şey değildir.
Bu bağlamda bizde de daha sonraki yazımızda açıklayacağımız bir dizi operasyon
yapıldı. Asıl endişe verici olan ise toplumun bağışıklık sitemleri olan toplumsal
tepki ve direnç (12 Eylül darbesiyle yerle yeksan olmuştur ) ve ordunun paralize
edilmesidir. Bunların olmayışı maalesef ülkemizi hasta adam konumuna
düşürmektedir. Bunlar bu zor süreçte en çok ihtiyacımız olan şeylerdir. Bu zor
süreçte şayet bunları aktive edemezsek inanın çok sıkıntılı günler bizi
bekliyor. Soljenitsin gibi beni de bu tepkisiz toplum korkutuyor bilesiniz.
Allah yardımcımız olsun. Vecihi Tekin hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2405 | E-posta
|
|
|