Banu Avar il il dolaşarak Türkiye'nin görünmeyen yüzünü anlatıyor.
En son Türk Eğitim-Sen Artvin şubesinde bir s sivri sinek saz babından;
Artık Türkiye'de sağcı, milliyetçi, dinci, solcu, ulusalcı diye adlandırılan kavramlar tamamıyla ortadan kalktı. Ülkesini sevenler adlı yepyeni bir kavram ortaya çıktı.
Medyam tüm dünyada beş altı ailenin elinde. Medyadan aldığınız tüm bilgiler yalan.
Öncelikli olarak bunu bilmelisiniz. Yalan mekanizması ile sarılmış durumdasınız.
Aynı zaman uyutma mekanizması ile sarılmış durumdasınız. Aynı zamanda da aç ve işsizsiniz.
Dolayısıyla bu tertibi iyice anlarsak mesele çok kolaylaşıyor. Bunu çünkü daha öncede birçok kere denediler. Yapılan olay gayet basit. Diyor ki; kardeşim ben bitiyorum, köşeye sıkıştım. Yirmi senelik petrolü kaldığından bahsediyor Amerika. Avrupa ise zaten bitik. Bütün bunları idare eden bir piramit yapılanma var dünyada. Piramidin en başında oturanlar küresel sermaye, yani en büyükleri. Elli, altmış hatta yüz tane şirketleri var. Ağa babaları bir piramidin en üstünde oturuyor. CPM denen Türkçesiyle Dış İlişkiler Konseyi denen bir Masonik yapı bütün Dünya'yı rezil etmek üzere, el koymak üzere orada duruyor.
Onun altına doğru indiğimiz zaman insan sayısı çoğalıyor ve bu çoğalan insan sayısı o tepede oturanların çıkarına hizmet edecek şekilde ayarlanıyor. Bütün dünya en tepedeki Masonik örgütün istekleri doğrultusunda ki nedir onların istekleri; bütün dünyanın madenine, gazına, minerallerine, sularına sahip olmak, özellikle bu, bölge su konuda çok vahim bir durumla karşı karşıya. Çünkü yakında, yani 2015 yılı itibariyle bütün arabaları elektrikli yapacaklar. İnsanlar bütün arabaları şuandaki benzin istasyonu gibi elektrik istasyonunun önüne çekecek, alacak oradan elektriği devam edecek. 2015 için planlanan olay bu.
Dolayısıyla küresel şirketler Türkiye'nin bütün akarsularına el koyacak ki ülkenin tüm elektriğini sömürsünler.
Şu anda bunların hesapları yapılıyor. Elektrik verecek tüm akarsulara el konması hedeflerden biriydi, işte şimdi el koyuyorlar.
Şablon böyle. Öncelikle en tepede bulunan iki yüz tane şirketin ağababaları, biz bu bölgelere el koymak zorundayız. Bu bölgelere el koyacağız ki biz yaşayabilelim. Yaşamak için bunu yapmak zorundalar. Yoksa onların esamisi okunmayacak zaten orada.
Buraya el koymanın, Asya'ya girmenin tek bir yolu var. O da Türkiye'yi kırmak. Türkiye bir bütün olarak kalırsa oralara girmek imkansız. Aynı zamanda zaten Türkiye'yi taşeron olarak kullanmak zorunda. Türkiye olmadan Amerika, Avrupa yani bütün bu hesapları yapanlar Asya'da rahat hareket edemiyorlar. Nursultan Nazarbayev bana "Turgut Özal zamanında Türkiye'yi aldık buraya. Amerika'nın taşeronu olan bazı işadamları ile girdiniz buraya. Şimdi de bir takım okullar açarak yine Amerika'nın taşeronu olarak giriyorsunuz buraya. Yahu siz ne zaman Türk olarak buraya geleceksiniz."dedi. Hayretler içinde kaldık. Çünkü çok doğru bir tespiti var. Devamlı taşeron olarak içeri girmek durumundayız. Onlarda biliyorlar. Türkiye'nin taşeronluğunda oraya girebilirler. Tek başına oralara girip rahat hareket edemezler.
Türkiye'nin dört bir tarafına set örülüyor. Siber dünyaya el konulmaya çalışılıyor
Bir füze kalkanı, ona bağlı olarak siber kalkanlarla ve siber Dünya'ya el konulmasıyla tek kalan iletişimimiz olan internette yakında elimizden çıkacak. Böyle bir tehlike ile karşı karşıyayız. Bütün bu füze kalkanı ve wikeleaks sızıntılarını direkt olarak siber savaş çerçevesinde değerlendirebilirsiniz. Çünkü internet çok serbest bir şekilde iletişim ve özgürleşme imkanı sunuyor. Onlar uyutma vasıtasıyla yaptılar. Ama ben ve benim gibi birçok insan internet vasıtasıyla sizlere ulaşabiliyor. Bununda önünün kesilmesi lazım.
İstihbarat akışı sağlanıyor, kesilmesi lazım.
Bir diğer konu ise askeri ve sivil örgütlenme imkanı sağlıyor. Bunun için Nato'nun son stratejik planında hiçbir ülke için tehdit değildir ama siber dünyaya el koyacağım, deniz yollarını ve enerji yollarını denetime alacağım diyor.
Nato'nun bir ay önce imzalanan belgesinde yer alanlar bunlar.
Bu çerçevede uzaya dev bir uydu gönderildi. Amerika bu konuda tek bir laf etmedi. İlk olarak Dünya'da ki herkesin legal olarak artık dinlenebilmesi, legal olarak bütün siber Dünya'nın denetiminin yolu açıldı. İkincisi Füze kalkanının siber dünyayla, iletişimle ilişkili gerekli olanlar yapıldı. Üçüncüsü enerji ve deniz yolları ile ilgili çeşitli bahaneler üretildi. Zaten yol şu, bir olay oluyor o olay çerçevesinde bir önlem alınıyor.
Yarın; Bugün bu ülkeyi yönetenleri kimler yetiştirdi? Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1962 | E-posta
|