Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Şeker'in Tadı Kaçtı
Cumartesi, 26 Şubat 2011

Şeker Fabrikası olayı zaman zaman gündemi işgal ediyor, sonra anlaşılmaz bir biçimde tartışmalar bıçak gibi kesiliyordu.
En son tartışma da, MHP'nin köşeye sıkıştırdığı yönetim ve iktidarın bir manevra ile ortaya çıkardığı (sanki daha önce bilinen bir şey değilmişçesine) bir belge ile Şeker'de yaşanan bütün olumsuzlar ve pislikler halı altına süpürülmüştü.
Neydi o belge?
Efendim MHP iktidarda iken Şeker Fabrikasının tasfiyesi yönünde bir karar almış.
Dolayısıyla o gün bunu yapanların, bugün Şeker hakkında fikir beyan etmeye hakları yokmuşmuş!
İşin ilginç tarafı MHP'de yuttu bu zokayı ve birden ateşkes ilan edildi.
Ne oldu düzeldi mi fabrika? Hayır…
Pislikler temizlendi mi? Hayır…
Ama en azından yöneticiler ve iktidar muhalefeti susturup, geçici de olsa bir nefes aldılar.
Sonra bir baktık aşağıda paylaşacağımız soru önergesi ile CHP atağa geçmiş, haklı olarak.
Hadi MHP'ye bir kılıf taktılar da bakalım CHP'nin bu atağını nasıl kesecekler, ben de merak ediyorum.
İşte 17 Şubat tarihli o soru önergesi;
TBMM Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sn. Nihat Ergün tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını Anayasa'nın 98 ve İçtüzüğün 96. maddeleri gereğince saygıyla talep ederim.
Atilla Kart
CHP Konya Milletvekili
Ülkemizde şeker sektörü–şeker pancarı üzerine büyük oyunlar oynanmaktadır.
Bu oyunun içinde pancar üreticisi hep mağdur edilmekte ve sömürülmektedir.
Hükümet de bu süreçte üzerine düşen denetim görevini yapmamakta, pancar üreticisinin sömürülmesine zemin hazırlamaktadır.
Bunun son örneği Adapazarı Şeker Fabrikasında yaşanmıştır.
Adapazarı Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı ve bir bölüm üyelerin;
Adapazarı Şeker Fabrikası A.Ş'ne ait 200.000 metrekare yüzölçümündeki gayrimenkulün üzerindeki yapılarla birlikte Asya Katılım Bankası AŞ'ne sattıkları,
Bu satış esnasında şirketin yasal hak ve çıkarlarının korunmadığı,
Teknik takibe göre Şeker şirketinin bazı üyelerinin yaptıkları görüşmelerde 40 milyon dolar seviyesinde değerlerden söz edilirken çok daha düşük değere taşınmazın satıldığı,
Başkan ve üyelerin yapmış oldukları seyahat harcamalarının haksız ve keyfi olarak şirkete yükletildiği,
İçki, müzik ve eğlence giderlerinin şirkete fatura edildiği, bir gecelik konaklama gideri olarak 600-700 TL ödemenin yapıldığı,
Adapazarı Şeker Fabrikasının uğradığı, uğratıldığı zararların tutarının milyon dolarlar seviyesinde olduğu;
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının 08.12.2010 tarih – 2009/5738 – 2010-7125 sayılı iddianamesinde dayanaklarıyla dile getirilmiştir.
İddianamedeki suçlamaların büyük ölçüde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulunun 05.03.2010 tarih – 1 sayılı inceleme raporu ve diğer bulgulara dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Adapazarı Şeker Fabrikasının taşınmazlarının ve likit varlığının talan edildiği anlaşılmaktadır.
Ancak, Cumhuriyet Başsavcılığı bu talana rağmen sadece güveni kötüye kullanma iddiasıyla şüpheliler hakkında dava açmıştır.
Oysa mevcut bulgulara göre Türk Ceza Kanununun çıkar örgütlenmesine ilişkin hükümlerinin beraberinde nitelikli dolandırıcılığa ilişkin hükümlerin ya da benzeri yoğunlukta suç iddialarının değerlendirilmesi gerekirken; sadece güveni kötüye kullanmayla sınırlı olarak iddianame düzenlenmiş olmasının da ayrıca irdelenmesi gerektiğini yeri gelmişken ifade ediyoruz.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının ise kendi bünyesindeki Teftiş Kurulu raporuna rağmen yöneticiler hakkında ne gibi işlem yaptığı henüz bilinmemektedir.
Ortaya çıkan tablo ve bulgulara göre; bu talan süreci Bakanlık tarafından adeta himaye edilmiştir.
Bu bilgi ve değerlendirmeler ışığında soruyoruz:
(1) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun konuyla ilgili 05.03.2010 tarih-1 sayılı inceleme raporunun idari ve adli yönden gereği yapılmış mıdır?
Raporun içeriği nedir?
İddianameye yansıyan bilgilere göre ve rapor içeriğinin ciddiyeti karşısında, gerekli idari önlemler alınmış mıdır?
(2) Şirketin uğradığı nakdi zararların dışında, 200.000 metrekare yüzölçümündeki olağanüstü değere sahip gayrimenkulün usulsüz olarak satılmasından dolayı; taşınmazın iadesi ya da istirdadı veyahut tapunun iptaliyle iadesi kapsamında dava açılması yoluna bugüne kadar neden başvurulmamıştır?
Başvurulduysa gelişmeler ve sonucu nedir?
Bu soru önergesine verilecek cevabı ve davanın ne şekilde sonuçlanacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.


Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1705 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.