"Sesimizin milletimize ulaşmasını engelleyenler, varsınlar milletimizle kucaklaşmamıza da engel olsunlar bakayım" diyerek yurt gezisini sürdüren MHP Milletvekilleri dün ilimizdeydiler.
Tuna Tan Tesislerindeki basınla buluşmalarına, gazeteyi temsilen ben de gittim.
İzlenimlerimi ve MHP'nin Seçim Beyannamesi'nin ayrıntılarını, fırsat bulursak kendileriyle de özel görüşerek aktarmaya çalışacağız.
Bugünlük MHP Sakarya milletvekili aday adaylarından Avukat Alirıza Acartürk'ün, bu ziyarete ve genel çeçim çalışmalarına dair görüşlerini aktaralım.
İşte değerlendirmesi;
"Gerek Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, gerekse parti üst düzey temsilcileri ve milletvekillerimiz, gittikleri her yerde büyük bir izdiham, heyecan ve bayram havasıyla karşılanıyorlar.
Hele Genel Başkanımızın, Osmaniye, Hatay, Mersin illeri ve ilçeleriyle bir kısım beldelerine yapmış olduğu bu gezilerinde karşılaştığı yoğun coşkuyu, en muhalif televizyon kanalları bile gizleyemediler ki "Bahçeli nerde, izdiham orada" manşet haberiyle verenler oldu.
Bu ziyaret ve gezilerde "tüm bu sıkıntıların bir tek çözüm yolu vardır. O da; MHP'ni üç dönem tek başına iktidar olmasıdır" diyerek, partimizin hedefini ortaya koyuyorlar.
Bu hedef karşısında Türk milliyetçileri olarak bizler de; hangi partiden olursa olsun tüm sağduyulu vatandaşların milli bir irade ittifakıyla, MHP çatısı altında birleşmesine köprü olmak için çalışmalıyız.
Çalışmalı ve köprü olmalıyız ki, hem terör ve işsizliğin, hem de her türlü sosyal ve kültürel bunalımların bir ahtapot gibi sararak nefes alamaz hale getirdiği halkımızı; dirlik ve esenliğe, huzur ve güvenliğe, itibarlı bir yaşam ortamına kavuşturalım.
Bu iddiayı gerçekleştirecek güç, kudret, şuur ve azim, ancak ve ancak; milli ülkülere sahip Türk milliyetçilerinin işidir.
Bugün burada toplanan kalabalıktan da anlaşılacağı üzere yürekli, azimli ve kararlıyız. Coğrafi bütünlüğümüzün ve milli bağımsızlığımızın ancak kendi milli ekonomik kaynaklarımıza sahip çıkmakla, milli gelirin adil ve eşit paylaşımla sağlanabileceğinin şuurundayız.
Bu milli şuur, milletimizin ekonomik gelişmesini de esas alan bir milli kalkınma hamlesiyle, insanımızı fakirliğin ve çaresizliğin pençesinden kurtaracaktır.
Şüphesiz ki, arzu etmememize ve bu yaşanılanları lanetlememize rağmen, ancak AKP zihniyeti ve işbirlikçileri tarafınca bilinçli olarak sürdürülen rant ekonomisi' sayesinde bugün yaşanılan ekonomik bunalım, zenginle fakir arasındaki makası fakirlerin aleyhine daha da açılmıştır.
Bu nedenle açlık ve yoksulluk sınırındaki yaklaşık 20 milyon insanımızın perişan durumu; MHP'nin teveccüh görmesi, kendisine umut bağlanması için de, ayrı bir fırsattır.
Zira tüm Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin iki katından fazla bir iç ve dış borçlanmayla devletimizin geleceğini ipotek altına aldıran AKP İktidarı, milli bağımsızlığımızı tehdit eden bir ekonomik bağımlılık alanı ve kirli ilişkiler ağı oluşturmuştur.
Diğer taraftan AKP zihniyetinin yaptığı bir diğer tahribat da; insanımızı gündelik geçim derdiyle meşgul ettirip, milli konulara karşı duyarsızlığa itmiş olmasıdır.
Tabiatıyla bu ve benzeri kuşatılmışlığın mengenesinde olup, milli hassasiyetleri aşındırılan milletimizin belirli bir kesiminin, milli duyarlılığı ikinci plana itmesi pek de şaşılacak bir sonuç değildir. Çünkü hedeflenen budur.
Bunun içindir ki, tarihte eşine rastlanmaz bir şekilde alel-acele mahkeme edilerek serbest bırakılan, ellerine T.C nüfus cüzdanı verilip adeta yangından mal kaçırırcasına Habur sınır kapısından içeri soktukları PKK'lı katillerin bu gelişini, Türk milletine karşı bir gözdağına, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı bir isyan provasına döndürenler, yakılan Türk bayraklarıyla beraber ortalığı savaş alanına çeviren ayaklanmalar, çok çabuk unutulmuştur.
O dönemde yaşananları görmezlikten gelip; "merak etmeyin, ülkemizde güzel şeyler oluyor diyen" bugünkü siyasal iktidarın bu ve benzeri teslimiyetçi politikaları, maalesef bu ekonomik sebeplere bağlı olarak göz ardı edilmiştir.
Böylece iki dönemdir tek başına iktidara gelen AKP'nin ekonomik uygulamaları neticesinde, yoksulluk ve yolsuzluğun anaforunda ezilen, ancak kapısına bırakılan yardım paketleriyle yarı aç, yarı tok bir vaziyette hayatını sürdürmeye çalışan bu ezik ve çaresiz insanlarımız, yaşananlara daha ne kadar müsaade eder bilmeyiz.
Ancak biz Türk milliyetçililerine düşen görev; Sayın Bahçeli'nin işaret ettiği "üç dönem İktidar" hedefini gerçekleştirmek uğrunda büyük bir gayret sarf etmektir.
MHP'nin 'tek başına İktidar'ında halkımızın ekonomik mutluluk ve refaha, huzur ve güvenliğe kavuşacağına milletimizi ikna etmektir.
Bu manada, bu ziyaretin ve sair parti çalışmalarının hedefimize ulaşmamız noktasında katkılar sağlayacağına inanıyorum."
Böyle diyor Alirıza Acartürk…
Önümüzdeki günlerde de görüşebildiğimiz diğer MHP kurmaylarının görüşlerini aktaracağız. Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1968 | E-posta
|