Şurası muhakkak ki muhalefete vaade bulunmak suç bu ülkede'
Tamam, öyle bir kayıt, kanun yok ama bizzat Başbakan Hazretlerinin emri ve tavrı var.
Hele bir 'şunu yapacağız' demeyi görün' Anında fırçayı yiyorsunuz; Hadi ordan! Bunlar ancak laf üretir. Neyle yapacaksın? Kaynak göster. Bunlar ancak konuşurlar. Sorun bakalım bir programları, bir projeleri var mı?
Diğerlerini bilmem de MHP'nin var.
İşte 2011 seçimleri beyannamesi'
Dinledim, okudum, izledim ve şunu anladım ki bu öyle alelade bir seçim beyannamesi değil, o başlı başına Türkiye'nin kurtuluş reçetesi'
Dinlemeyenlere, izlemeyenlere, okumayanlara tavsiyem; taassuplarını ve at gözlüklerini çıkarıp bu beyannameyi en azından bir kere okumaları'
MHP seçim beyannamesi ile ilgili düşmemiz gereken bir dip not var; Başbakan Erdoğan'ın tavrı'
Önceki gün MHP Milletvekili Tunca Toskay kısmen değindi, ayrıntılarını yüz yüze konuşabildik ve gördük ki iktidar partisi bu beyanname karşısında büyük bir panik yaşıyor.
Bir de intihal (aşırma) söz konusu...
Ayrıntısını TuncaToskay'dan alıyoruz;
'Malumunuz, siyasi hayatımızın yapısal sorunlarının başında siyasi ahlak ve dürüstlük açığı geliyor.
Siyasetin kirlenmesinin, yozlaşmasının ve ahlaki meşruiyet temelinin aşınmasının başta gelen nedenlerinden birisi de bu marazi durum.
AKP döneminde bu hastalıklı yapı daha da ağırlaşıp tedavi kabul etmeyen kronik bir nitelik haline geldi.
Siyasetle hiçbir ahlaki, vicdani ve hukuki kayıt tanımayan AKP bu konudaki iflah olmaz zihniyeti ve siciliyle siyasi tarihimizin karanlık sayfalarında hak ettiği yeri almıştır.
Bu sakat siyaset anlayışının en mümtaz temsilcisi ve örneği hiç şüphesiz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Başbakan'ın siyasi künyesinde taşıdığı 'milli irade dolandırıcılığı', 'inanç hortumculuğu' ve 'siyaset karaborsacılığı' gibi sıfatlarına son olarak 'siyasi kapkaççılık'da eklenmiştir.
Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz yılsonundan itibaren 2023 vizyonuna sarılması, Cumhuriyetimizin 100.yılına giden süreçte 2023'e yürüyoruz sloganıyla, 2011-2019 seçimlerini AKP'nin kilometre taşları olarak gösteren iddialarla bilbordlara çıkması bunun en son örneği olmuştur.
Malumunuzdur 2023'de Türkiye'nin 'Lider Ülke' olma vizyonunu stratejik hedef ve proje olarak ilk defa 1999 Seçim Beyannamesiyle Milliyetçi Hareket ortaya koymuştur.
Bugün Başbakan'ın her vesileyle söz ettiği 2023'de ülkemizin dünyanın en büyük on ekonomisinden birisi olması, bizim 57. Hükümet ortağı olduğumuz 2000 yılında; Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planına koyduğumuz hedeftir.
Siyasi sermayesi tükenen Başbakan'ın, bizim 11 yıl önce belirlediğimiz hedefleri şimdi sahiplenmesi kendisi açısından bir gelişmedir.
Bununla birlikte vizyonunun bunu kavramaya, misyonunun da bunu gerçekleştirmeye yeterli olup olmadığı ayrı bir meseledir.
Ancak, burada asıl üzerinde durmak istediğim husus, Başbakan'ın 'siyasi intihal' ve kapkaççılığı bir adım daha ileri götürerek, kamuoyu önünde tescil ettirdiğimiz 2011-2023 vizyonuna da sahip çıkmaya çalışıyor olmasıdır.
31 Ekim 2010 tarihinde Ankara'da yaptığımız 'Millet ve Devlet Bekası İçin Güç Birliği' toplantısında Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, konuşmalarında hedefimizin 2011-2023 dönemini kapsayan 12 yılda tek başına ve kesintisiz bir MHP iktidarı olduğunu vurgulamıştı.
2011, 2015 ve 2019 yıllarında yapılacak TBMM'nin 24,25 ve 26 dönemlerini kapsayan 12 yıllık döneme ilişkin ekonomik, sosyal ve siyasi hedef ve politikalarımızı '2023: Yükselen Ülke Türkiye Vizyonu'yla kamuoyuyla paylaşılmıştı.
Bu gerçek ortadayken ve kayıtlara geçmişken Başbakan Erdoğan ve AKP'nin '2023'e yürüyoruz; 2011-2023' sloganını sahiplenmesi, siyasi kapkaççılık olduğu kadar, Türkiye'ye vereceği hiçbir şeyi kalmayan AKP'nin iflasının da tescili olmuştur.
Bu slogan ve kavramsal yaklaşımın, MHP'nin kamuoyuna çok önceden açıkladığı siyasi projeyi sahiplenmek olduğu açıktır.
En azından Başbakan'ın ilham kaynağının MHP olduğu inkar ve tevil götürmez bir gerçektir.
Başbakan ve partisinin siyasi kapkaç anlayışının, siyasi geçmişlerine ve siyasi anlayışlarına bakıldığında aslında yadırganacak bir yönü bulunmamaktadır.
Ancak, gönül isterdi ki, Başbakan ve AKP Milliyetçi Hareket'ten milli birlik ruhu, milli kimlik şuuru, ilkeli, temiz ve dürüst siyaset anlayışı ve sorumluluk ahlaki konularında da keşke ilham alabilseydi.'
MHP'nin konuyla ilgili değerlendirmesi böyle'
Konu tali bir konu'
Asıl önemlisi bu beyannamenin bir şekilde vatandaşa aktarımıdır.
Hele bir de önümüzdeki seçimler sanal gündemlere ve manipülasyonlara kurban edilmez de, halk sandıkta sadece iktidarın icraatlarını sorgulayarak irade beyanında bulunursa, bu AKP'nin işi zor diye düşünüyorum. Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1911 | E-posta
|