|
Yer Alifuatpaşa…
Ziyaretçimiz AKP Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ…
Sebebi ziyareti orada yapılacak bir mini yerel seçim…
Ama genel ve yerel yönetim konusunda söyleyebileceği pek fazla bir şey yok.
Tek rakipleri de MHP olunca ne yapsın?
Yüzyılın palavrasını sıkacaktır haliyle; "APO'yu asacağız dediler, Ada tahsis ettiler!"
Hadi size oy verenler biat ve itaat kültürüyle beslendikleri için siz ne derseniz inanıyorlar ama sizden olmayanlar konuyu bir araştırsa ne yapacaksınız?
Aman canım, bizim millet balık hafızalıdır, üç günde unutur mu diyeceksiniz?
E, oy oranlarına bakınca da galiba haklısınız…
İşin aslına gelirsek;
Bebek katili APO, 15 Şubat 1999'da getirildi. 56. Hükümet zamanı… MHP Meclis'te değil.
MHP'nin Meclis'e girdiği 18 Nisan 1999…
Yani tahsisatı yapan MHP değil…
Ne var bunda canım, iktidara gelince tahsis etmişlerdir? Koskoca Bekir Bozdağ yalan mı söyleyecek?
Doğruları söylemediği kesin;
Çünkü APO 19 Şubat'da İmralı'ya tıkıldı.
Yahu hazır mıydı?
Hazırdı…
Tüm Türkiye APO'nun yakalandığını ancak uçak Türkiye semalarına girince (nolur nolmaz diye) öğrendi ama bu ülkenin Başbakanı APO'nun misafirhanesini hazırlama emrini 4 gün önceden vermişti.
Bugünküler gibi orayı bir saraya çevirme ihtiyacı da hissetmedikleri için hazırlıklar çabucak bitmişti.
Kaynak; Hürriyet'den Sedat Ergin'in merhum Ecevit ile yaptığı röportaj;
Ecevit açıklıyor; "Ne zaman ki, Apo'nun Türkiye'ye getirilebileceği yolundaki kanaatimiz kesinleşti, hemen İmralı'daki hazırlıklara başladık. Getirilmesinden 3-4 gün önce diyebiliriz."
Bekir Bozdağ bunu ilk kez yapmıyor.
Bir gün de elinde bir belge, mal bulmuş mağribi misali Meclis koridorlarında dolaşıyor "APO'yu MHP kurtardı, işte kanıtı" naraları atıyordu.
Nedir o belge?
12 Ocak Liderler Zirvesi Kararları…
Süreç şöyle işledi;
APO'nun yargılanması 31 Mayıs 1999'da başladı. 29 Haziran 1999'da idam kararı çıktı. 25 Kasım'da Yargıtay 9. Dairesi oy birliği ile idam kararını oy birliği ile onayladı.
Terörist başı 25 Kasım 1999'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdu.
Zirve 12 Ocak 2000'de yapıldı.
Bahçeli derhal asılsın diyor. Hükümet ortakları Ecevit ve Yılmaz uluslar arası yükümlülükleri öne sürüyorlar ki ortada önceki hükümetler döneminde imzalanmış bir Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi var.
APO'nun da bir başvurusu…
AİHM 30 Kasım 1999'da ihtiyati tedbir kararı verdi;
"Mahkeme 30 Kasım 1999 tarihi itibariyle başvuruyu incelemeye aldığını ve mahkeme iç tüzüğünün 39'uncu maddesi gereğince aşağıda belirtilen ihtiyati tedbire karar verilmiştir.
İnsan Hakları Mahkemesi, sözleşme hükümlerine başvuranın şikâyetinin kabul edilebilirliğini ve esasını etkin bir biçimde sonuçlandırana kadar, idam cezasının infaz edilmemesi için gerekli bütün adımların atılması ister."
Ha bu arada merak edenler de TBMM tutanaklarından o sözleşmenin imzalanmasının görüşüldüğü oturumun tutanaklarına bir baksınlar, bakalım APO'yu MHP kurtardı diyenler, o oylamada ne konuşmuşlar, nasıl oy vermişler?!!!
Bir ipucu vereyim; Bu sözleşme REFAH-YOL Hükümeti zamanında imzalandı.
Neyse…
Zirve 7 buçuk saat sürdü.
Karar şu şekilde çıkmıştı;
Bilindiği gibi Türkiye'nin de yargı yetkisini kabul etmiş olduğu AİHM'nin Türk yargısınca verilmiş kararları değiştirmesi hiçbir şekilde söz konusu değildir. Anayasamızdan ve uluslar arası taahhütlerimizden kaynaklanan süreç tamamlandığında dosya, gereği için ivedilikle TBMM'ye gönderilecektir. Genel başkanlar, hukuka saygı içinde aldıkları bu kararın, terör örgütü ve yandaşı çevrelerce milleti ve devleti ile Türkiye'nin yüksek menfaatleri aleyhine kullanılmak istendiğinin değerlendirilmesi hâlinde, erteleme süreci kesilerek infaz sürecine derhâl geçilmesi hususunda görüş birliğine varmışlardır."
MHP bununla da kalmadı, bastırdı ve terör, savaş ve çok yakın savaş suçlarına ölüm cezası verileceği hükmünün getirildiği Anayasa değişikliği gerçekleştirildi.
Hadi canım sende! MHP samimi olsaydı, hükümetten çekilirdi! derler, diyorlar da.
İyide ne değişirdi?
Bu da koalisyon ortağı Mesut Yılmaz'ın zirveye dair değerlendirmesi;
"7.5 saat zorlu bir görüşme yaptık. İstihbarat raporları okundu. Her şey bütün detayıyla ele alındı. Ama yine de karşımda hükümeti bozmaya çok kararlı bir Devlet Bahçeli gördüm."
Sözün özü; Güneş balçıkla sıvanmaz. Ancak birkaç beyinsizi kandırabilir, belki bir süre daha iktidarda kalabilirsiniz ama yalanın vebalinden kurtulma şansınız hiç yok.
Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 2016 | E-posta
|
