ÇANAKKALE DESTANI
- Şehitlerimizin Aziz Ruhlarına -
Yıl 1915,
18’indeyiz Mart’ın.
Bir dünya çullanmış üzerimize,
Topuyla, tüfeğiyle,
Uçak ve zırhlı gemileriyle,
Bir dünya çullanmış üzerimize…
Ne çıkar bundan,
TÜRK olarak gelmişiz dünyaya.
İsterse Felek,
“Her türlü cefasını, toplasın, gelsin ”
Biziz cefaları serecek yere…
Yıl 1915,
18’indeyiz Mart’ın.
Tanrı’m bize mi doğuyor ?
Kanlısırt ufkundaki gün ?
Tanrı’m, biz mi doğuyor ?
Düşman!
Kendine gel biraz,
Pek tekin değildir,
Çanakkale’nin suyu,
Asla geçilemez, bu Boğaz !
Bizi,
Ne topun yıldırır, ne tüfeğin.
İşte, şimdi başlıyor seninle,
ÇANAKKALE’de cengimiz.
Yurt savunmasında bizim,
Yoktur dünyada dengimiz…
Sen misin Mustafa Kemal’im,
İleri diyen,
Hemen çıktık bak, siperden.
Sırtına yükledi, kahraman Seyit,
276 kiloluk mermiyi.
Koşuyor, bataryasına ateşler içinden.
Az sonra bu mermi,
Denizlere gömecek,
Elizabet'i, Buvet’i…
Yıl 1915,
18’indeyiz Mart’ın.
Yanıyor Anafartalar bugün, yanıyor,
Düşman gemileri yan yatmış,
Batıyor…
TÜRK’ÜZ ve güçlüyüz.
Yiğit olarak doğarız hep anamızdan.
MUSTAFA KEMAL’in dediği gibi :
“Bağımsızlık bizim karakterimizdir.”
Bir karış toprak uğruna,
Kimimiz ŞEHİT oluruz,
Kimimiz GAZİ.
Değişmez hiçbir zaman,
Alnımızdaki bu yazı…
Dünyadaki her boğaz,
Geçilir belki,
Lâkin,
Geçilemez bizim bu,
ÇANAKKALE BOĞAZI…
Fahri ERSAVAŞ Fahri Ersavaş hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 6411 | E-posta
|