Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Çanakkale Ruhu
Cumartesi, 19 Mart 2011

Tarihin önemli dönüm noktalarını bütün ayrıntılarıyla güncelleştirmeden, bugünü anlamak ve yarını yönlendirmek mümkün değildir.
Anadolu insanının yakın tarihindeki önemli dönüm noktalarından biri de Çanakkale Savaşı'dır.
Bu savaşta elde edilen muhteşem zaferin tarihimizde çok özel ve önemli bir yeri var.
Bu zafer, kahraman ecdadımızın, dünyaya parmak ısırtan bir iman ve kahramanlık destanı.
Milletimizin, iman ve azminin, metanet ve gücünün, vatan sevgisinin açık bir göstergesi.
Ecdadımız bu savaşta gösterdiği kahramanlıkla tek vücut haline gelmiş bir milletin, vatanı istilâ etmek isteyen düşmana karşı bağımsızlığını, onurunu ve bayrağını korumak için neler yapabileceğini bütün dünyaya gösterdi.
Çanakkale Savaşı, aradan geçen yıllara rağmen hâlâ tazeliğini koruyor. Dile kolay, hemen hemen her üç evden biri Çanakkale'ye evlâdını göndermiş, nice yiğitler bu savaşta şehit ya da gazi olmuş, analar evlâtsız, kadınlar dul, çocuklar yetim kalmış.
Nice sevdalılar da, kavuşmak mahşere kaldı diyerek, sevdalarını yüreklerinin derinliklerine gömmüşler.
Çanakkale Zaferi, yokluk ve yoksulluk döneminin başarısıdır. Maddî ve siyasî açıdan devletin tıkandığı bir dönemde meydana geldi. Maddî imkânların neredeyse tabana vurduğu, düşmanların ise çok güçlü bulunduğu bir savaştır.
Bu zaferin bir tek doğru izahı vardır. O da Mehmetçiğin imanı ve güçlü bir komutadır.
Ölürsem şehit, kalırsam gazi dedirten iman, askerimizi kahramanlaştırdı.
Kana, kine ve inanılamaz bir ateş sağanağına rağmen Mehmetçik, adının ilham ettiği imanı hiç unutmadan, bir gül bahçesine girercesine şahadete koştu.
Mehmetçiği ayakta tutan güç, düşmanlarını şaşkına çevirmişti. Zira böylesine bir direnci onlar değil düşünmek, hayal bile edememişlerdi. Düşman cephenin her ihtimali hesaba katmıştı, ama bu imanın kahramanlaştırma derecesini bilememişti. Ateş püsküren çeliğe karşı Mehmetçik, iman dolu göğsünü siper etmişti. Hem de onca kana, kine ve acımasızlığa rağmen insanlığından bir şey kaybetmiyor, düşmanının seviyesizliğine asla düşmüyor, böylece savaşa güzellik getiriyordu.
Hastaya, yaralıya, silâhsıza, teslim olana ateş etmiyor, esire misafir muamelesi yapıyordu. İmanından kaynaklanan merhameti öyle coşkundu ki, onu "tek dişi kalmış medeniyet"in acımasızlığı bile söndüremedi. Bu merhametten düşmanı da yararlandı.
Çanakkale savaşları, dünya tarihine geçen en kanlı savaşlardan biri olduğu kadar, Türk askerinin savaş sırasındaki centilmenliğini de ön plâna çıkaran ilginç bir insanlık dramı oldu. Çanakkale'de üsteğmen olarak savaşa katılan, 8,5 ay süren savaştan sağ olarak kurtulduktan sonra 1967 yılında Avustralya Genel Valisi olan Lord Casey, kaleme aldığı anılarında, Çanakkale Conkbayırı cephesinde göğüs göğüse savaş olurken, Türk askerinin yaralı bir İngiliz subayını kucağına alarak tedavisi için siperlerin arkasına götürdüğüne gözleriyle tanık olduğunu anlatarak, "Mehmetçiğin mertliği, vatan ve insan sevgisi, bütün insanlığın örnek alacağı bir haslettir" diyerek bu olayı tüm dünyaya duyurdu.
Bu savaş sadece bir savaş değil, bu savaş pek çok yönüyle aynı zamanda bir kahramanlık destanıdır.
Bu büyük savaşın yaşandığı günlerde gençliğimize ve geleceğimize ışık tutacak kıymette Çanakkale Ruhunu yansıtan son derece önemli hadiseler de meydana geldi ki bunları yeni nesillere aktarmak boynumuzun borcudur.
Mesela; Seddülbahir ve Conkbayırı'nın büyük kahramanlarından biri de Bombacı Mehmet Çavuş'tu.
Bu kahraman Anadolu çocuğu, İngilizlerin siperlerimize fırlattığı el bombalarını korkusuzca hemen yakalar, karşı tarafa fırlatır ve zararını kendilerine dokundururdu. İngilizler bunu anlamış olacaklar ki bombaları birkaç sayı saydıktan sonra fırlatarak Mehmet Çavuş'un iadesini önlemeye çalışmışlardı.
İşte böyle bir bomba Mehmet Çavuş'un elinde patlayarak sağ bileğinden kopmasına sebep ol-
muştu.
Bu yiğit delikanlı, vazife şuuruyla hastaneden tabur kumandanına yazdığı mektupta şöyle diyordu:
"Sağ kolumu kaybettim, zararı yok, sol kolum var. Onunla da pekala iş görebilirim. Beni müteessir eden ve yine kıtama iltihak edip düşmanla çarpışmama mani olan şey yaramın henüz kapanmamış olmasıdır. Hastaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için beni mazur görünüz, affediniz muhterem kumandanım..."
Vatan topraklarının sevdası üzerine, dünyada hiçbir sevda olamaz!
Yeni mühendis çıkan, gönüllü olarak Çanakkale'ye giden ve orada "Bir hilâl uğruna, tertemiz alnından vurularak vatan topraklarıyla bütünleşen" bir kahramanın, şahadetinden önce nişanlısına yazdığı ve gönderemediği mektubunda, nisanlısına hitaben şöyle diyordu:
"Buralara gelmeden önce, dünyada senin sevginin üstüne hiç bir sevginin olamayacağını düşünürdüm... Ne olur bana darılma... Kucağımda gülümseyerek, şehadet getirerek ruhunu teslim eden arkadaşlarım benim halet-i ruhiyemi öyle bir hale getirdi ki, artık benim için üzerime çamur olarak bulaşan vatan topraklarının sevdası üzerine, dünyada hiçbir sevda olamaz… Ne olur beni boşuna bekleme, senin mutlu olmanı ve beni unutmanı istiyorum... Artık tek arzum, arkadaşlarım gibi vatanımın uğruna şehit olmak."
Çanakkale'den "askeri" olarak düşmanlarımız, o günden sonra strateji değiştirerek milletimizi ayakta tutan manevî değerleri ortadan kaldırma metodunu benimsediler.
Dolayısıyla bizim de, o ruhu yaşatmak ve yeni nesillere aktarmak olmalıdır öncelikli stratejimiz…
Bütün şehit ve artık hayatta olmalar gazilerimizi, rahmetle minnetle anıyorum.
Ruhları şad olsun...


Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1951 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.