Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Çocuklarından Ana/ Babalarına Mektup
Salı, 22 Mart 2011

Biliyoruz ki, son zamanlarda öğrencilerin başına gelenler sizleri endişelendiriyor.
Bir yandan sizin oğlunuz/kızınız olan bizler "olaylara" karışmayalım istiyorsunuz, bir yandan da gaz bombalarının sisinde her bir polis tekmesinde, canı yanan her öğrenciyle birlikte sizlerin de canınızdan can gidiyor.
Her ne kadar medyadaki dalkavuklar pervasızca bize hakaret ederken sizler de bizimle beraber sinirlenseniz de, içinizden "sen de karışmayıver oğlum, kızım" diye geçiriyorsunuz.
Size arkadaşlarımızdan bahsetmek için yazıyoruz bu mektubu.
Medya dalkavuklarından ve polis şiddetinden yakınmak için.
Ne için mücadele ettiğimizi anlatmak için ve sizden destek istemek için yazıyoruz.
Zorluğuna karşın direnmenin onurunu tercih eden çocuğunuza kulak verin:
"Anne, baba! Ortaokul yıllarımda sınıfta uzuneşek oynadığım için kulaklarımı çekip bana ceza verdiğini zanneden öğretmenime öfkelenmiştiniz ya; devir bir kez daha öfkelenme devridir. Çünkü istekleri gerçekleşirse, ancak ve ancak çocuğunun eğitimine 50.000 TL ''yatırım yapabilen'' anne ve babaların çocuklarının okuyacağı bir dönemi yaratacak bir CEZACI ile karşı karşıyasınız.
Öyle bir cezacı ki, yalakalık yaptığı zatlara sesimizi duyurmak için uzuneşek oynadığımızda kulaklarımıza yapışmayı dört gözle bekleyen biri o.
Müfettiş gelmeden sınıfa tehditler savuran sıfırcı."
Bu cezacılardan biri, geçenlerde önce "maliyetlerden" bahsederek, sanki bu memleket sizlerin alınteri üzerine değil de, bazılarının hamasi lafları, buyurgan sesleri, kıytırık fikirleri, viski ve bifteklerle şişirilmiş, fitness centerlerde indirilmiş göbekleri sayesinde ayakta duruyormuş gibi, "parasız eğitim olmaz" buyurmuş.
Öğrenci "başkaları bize baksın" diyormuş.
17 yaşında, üstelik bir sınav marifetiyle kendi belirsiz geleceğine savrulmaktan başka çaresi olmayan öğrencinin geliri varmış gibi, üstüne üstlük eğitim sanki hali hazırda parasızmış gibi, sözüm ona eğitimi bedavaya getirmek isteyenlere çatıyor.
Meğer üniversite eğitimi zorunlu değilmiş, hak da değilmiş.
Lise eğitiminin zorunlu olmadığını bilmiyor hazret, tıpkı tüm eğitimin nasıl bir cendere ve nasıl bir zorunluluk olduğunu anlamadığı gibi.
Cehaleti aşikar olunca da aynı beyzade, gece uyumayıp planlar programlar hazırlamış; öğrenci hemen vermeyecekmiş eğitim parasını da, bir işe girip 5 bin lira geliri olduğunda ödeyecekmiş.
Buna kargalar bile güler, dediğinizi duyar gibiyiz.
Her okuyana, her yalakalık yapana o paralar, o işler verilmiyor ne yazık ki.
Onlarca yeni üniversite açmakla memleket refaha da ermiyor, olsa olsa eğitim tüccarları umut süsü verilmiş çaresizlik satmakta ustalaşıyor.
Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler diyen gerçekten olmuş mu tarihte bilmiyoruz ama bazıları benzer bir cehalet ve küstahlıkla tarih yazıyor günümüzde.
Bu hakaretamiz lafların ürkütücü gücü tam da içerdiği bu cehaletten kaynaklanıyor. Cebindeki para ve kuyruğuna takıldığı kodamanlar nasıl bir güven sağlıyorsa, hayatları cendereye sokulmuş genç insanları, daha iyi bir hayat istedikleri için suçlamaya, onları borçlandırmanın ve rehin almanın hayallerini kurmaya kadar varıyor bazıları.
Şaşırtıcı değil, herkesin Mahmut Hoca kadar vicdan ve sağduyu sahibi olmasını bekleyemeyiz.
Sevgili anne ve babalarımız,
Diyoruz ki; hiçbir toplumda hiçbir egemenin geleceğimizi rehin almaya hakkı yoktur.
Bazı dalkavukların fantezilerindeki haliyle "bedava eğitim" değilse de, parasız eğitim kamusal bir haktır.
Biz, sıfırcıların iddia ettikleri gibi eğitimin "sıfır lira" olmasını istemiyoruz, parasız olmasını istiyoruz, kamusal eğitim istiyoruz. Üniversitelerde ve geleceğimiz hakkında borç sahibi değil, söz sahibi olmak istiyoruz.
Eğitim hak değil, çünkü zorunluluk değil, diye buyurmuşlar. Biz de diyoruz ki, eğitim satın alınamaz, çünkü bazılarının ayrıcalığı olarak ve ayrıcalıkları korumak için değil, olsa olsa ortadan kaldırmak için yararlıdır.
Hak da zorunluluk değil özgürlüktür. Tarih boyunca haklar viski ve biftekli yemek masalarında bahşiş edilmemiş, sokaklarda direnişle alınmıştır; hak verilmez, alınır, alacağız.
Sevgili anne ve babalarımız,
Biliyoruz ki, sizler kendi deneyimlerinizden direnmenin riskli olmasına rağmen hak elde etmenin tek yolu olduğunu biliyorsunuz.


Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1856 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.