Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Çocuklarından Ana/ Babalarına Mektup (2)
Çarşamba, 23 Mart 2011

Dünden devam;
Sevgili anne ve babalarımız,
Diyoruz ki; hiçbir toplumda hiçbir egemenin geleceğimizi rehin almaya hakkı yoktur.
Bazı dalkavukların fantezilerindeki haliyle "bedava eğitim" değilse de, parasız eğitim kamusal bir haktır.
Biz, sıfırcıların iddia ettikleri gibi eğitimin "sıfır lira" olmasını istemiyoruz, parasız olmasını istiyoruz, kamusal eğitim istiyoruz.
Üniversitelerde ve geleceğimiz hakkında borç sahibi değil, söz sahibi olmak istiyoruz.
Eğitim hak değil, çünkü zorunluluk değil, diye buyurmuşlar. Biz de diyoruz ki, eğitim satın alınamaz, çünkü bazılarının ayrıcalığı olarak ve ayrıcalıkları korumak için değil, olsa olsa ortadan kaldırmak için yararlıdır.
Hak da zorunluluk değil özgürlüktür.
Tarih boyunca haklar viski ve biftekli yemek masalarında bahşiş edilmemiş, sokaklarda direnişle alınmıştır; hak verilmez, alınır, alacağız.
Sevgili anne ve babalarımız,
Biliyoruz ki, sizler kendi deneyimlerinizden direnmenin riskli olmasına rağmen hak elde etmenin tek yolu olduğunu biliyorsunuz.
Ama bizler için de endişeleniyorsunuz. Korksa bile cesaretten vazgeçmeyen, baskıya, soruşturmaya, tehdide, cezaya ve hakarete direnen onurlu oğullarınıza ve kızlarınıza kulak verin;
"Yavrum herkes kendini kurtarır olan sana olur, aman diyeyim kınalı kuzum' deme anne. Çünkü sen bana destek çıkmadıkça olan bana, ona, buna değil hepimize oluyor."
"Hani bana 'bu aralar ortalık çok karışık, olaylara fazla karışma!' diyordun ya baba.
Senin olaylar dediğin şey benim üniversitemin kendisi.
Üniversitemi, beni de içine katarak kendilerine benzetmek istiyorlar; beni değiştirmek istiyorlar.
Ben olaylara şimdi karışmazsam eğer, yarın sen kardeşimi okutacak para bulamayacaksın.
Ya da onun üniversite diye kazandığı yer, 'üniversite' olmayacak artık.
Bırak, olaylar bana, sana, bize bu kadar karışıyorsa, ben de olaylara karışayım..."
"Arkadaşım Ömer Çetin parasız eğitim istemedi anne.
Onun tek isteği annesine babasına kardeşlerine rahat bir gelecek sunmak, kendi hayatını da devam ettirebilmekti.
Silahlara ayrılan bütçelerin gölgesinde kalıp unutulan harç parasını ödemek için çalıştığı inşaattan düşüp öldü.
Soner'i de hatırlıyorsundur anne.
Soner Semih Sipahi, hani sınavların dershanelerin tekelinde olduğu bu dönemde annesi onu okutmak için hapse düşmüş, o da gençliğinin acılarına canına kıyarak isyan etmişti.
Güya "bedava" olan bu eğitimin artık tamamen ticaret olmasını istiyorlar baba.
Hayallerini bitirdikleri, okuldan attıkları, öldürdükleri çocuklar yetmiyor, daha da fazlasını istiyorlar, umut tüccarlığı yapıyorlar."
"Lütfen yanımda ol artık baba.
Bizi de arkadaşlarımızla aynı kaderi paylaşmaya zorluyorlar baksanıza.
Soruşturmalarla gözaltılarla uzaklaştırmalarla teker teker hayallerimizi, sevinçlerimizi, okuma hakkımızı yaşamımızı elimizden alıyorlar."
"Sadece bizim değil sizlerin de 'okuyup büyük insan olacak benim oğlum/kızım' hayallerinizi elinizden almaya çalışıyorlar okumamızı engelleyerek.
Sizlerin de bizi okutmanızı engellemeye, suçluluk ve çaresizlik içinde kendi olmayan gemilerimizi kurtarma derdine düşürmeye çalışıyorlar, parayı öne sürerek."
Değerli anne ve babalarımız,
Oğullarınızın, kızlarınızın seslerini duymazlıktan gelmeyin, onlara karşı polisle, sıfırcılarla ve türlü çeşit tehditle işbirliği yapmayın.
Çocuklarınıza hakaret edilmesine, onların gözetlenmesine, fişlenmesine izin vermeyin.
Koruma isteğinizi duyarsızlık ve kontrol istenciyle kirletmeyin.
Onların onurlarına, cesaretlerine ve korkularına saygıyla yaklaşın.
Beraber olup haykıralım ki kirlenen ceketlere, açılan pankartlara ve yumurtalara karşılık umutlarımızı, hayallerimizi, hayatlarımızı elimizden alamasınlar.
Bazıları için memleket "ala" olabilir; ama ancak cesaretlerini, umutlarını ve hayallerini kaybedenler için.
Bazıları bu "ala" memleketin "ala" olmasının müsebbibi addettiklerini alkışlamayı tercih edebilir.
Biz ellerimizi alkışlamak için değil, birbirine kenetlemek için kullanacağız.
Sayımız şimdilik belki bir avuç ama, bizim hala umudumuz var, daha iyi bir memleket hayalimiz, direnme gücümüz ve cesaretimiz var. Onların kulakları var duymazlar, gözleri var görmezler... Ama biz onların kahredici alkış seslerini bastıracak kadar haykırabiliriz, haykıracağız.
Bir Grup Üniversite Öğrencisi…


Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1893 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.