|
İnanılması güç ama gerçek!
Bir Milli Eğitim Bakanı, ki o, bu ülkenin yani yaklaşık 350 bin öğretmenini istihdam edemeyen Milli Eğitim Bakanı; öğretmen ithal edecekmiş'
Sendikalar bu saçmalığa ne cevap vermiş ola ki diye şöyle bir sanal alemi dolaştım, paylaşalım;
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk;
Milli Eğitim Bakanlığı'nın, önümüzdeki yıldan itibaren yılda 10 bin olmak üzere 4 yılda 40 bin yabancı öğretmen istihdam etmeyi planladığı gündeme bomba gibi düştü.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve ekibinin Fatih Projesi kapsamında bir süredir yürüttüğü çalışmaya göre yabancı öğretmenlerin, 'İngilizce dil dersi' için istihdam edileceği belirtilmektedir.
AKP iktidarının Milli Eğitim Bakanları ilklere imza atmaya devam etmektedir.
Eğitim camiası bu kez de kendi öğretmenlerine güvenmeyen bir Milli Eğitim Bakanı ile karşı karşıyadır.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu projesi kendi yetiştirdiği öğretmenleri diskalifiye eden, onlara üvey evlat muamelesi yapan, öğretmenine güven duymayan bir zihniyetin ürünüdür.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın akıllara zarar projesi eğitim camiasında infiale neden olmuştur.
Türkiye'de atanmayı bekleyen 350 bin öğretmen varken, eğitim fakültesi mezunları işsizliğin pençesinde kıvranırken, bakanlık kapısında öğretmenler 'atanmak istiyoruz' diye eylem yaparken, Bakan Çubukçu KPSS skandalı dolayısıyla mağdur olan öğretmenlerin acısını dindirmek için 30 bin ek öğretmen alımı yapmaya yanaşmazken; Milli Eğitim Bakanlığı'nın 40 bin yabancı öğretmen istihdam etmeyi planlaması öğretmenlerimize büyük bir hakarettir. Tam bir deli saçması olan bu proje, öğretmenlerimizi rencide etmiştir.
Birçok kez aşağılanmaya, horlanmaya maruz kalan öğretmenler, yine Bakanları tarafından ters köşeye yatırılmıştır.
Sayın Nimet Çubukçu, öğretmenleri yurtdışından ithal edecekse, öğretmenlerimizin yıllarca eğitim fakültelerinde dirsek çürütmesine hiç gerek yoktur.
Hatta eğitim fakültelerine kilit vuralım, belki o zaman Sayın Çubukçu bakanlığını daha rahat yönetebilir.
Öğretmenlerini istihdam etme becerisinden yoksun olan Milli Eğitim Bakanlığı'nın, gözünü yabancı öğretmenlere dikmesi, yabancı öğretmen ithal ederek, çocuklarımızın iyi bir İngilizce eğitimi göreceğine inanması tam bir ibret vesikasıdır.
Bakanlık çocuklarımızın İngilizce öğrenemediğini düşünüyorsa, o halde çuvaldızı kendisine batırmalı ve bunun sorumluluğunu İngilizce öğretmenlerine yıkmak yerine, müfredat programlarını baştan aşağı yenilemelidir.
Bir noktayı da merak ediyoruz: Bakanlık hangi bütçe ile yabancı öğretmen istihdam edecektir?
Bakanlığın projesinden de anlaşıldığı gibi; Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesi, yabancı öğretmen ithal etmeye müsaitken, kendi öğretmenini istihdam etmeye müsait değildir. Öğretmen atamalarında Maliye Bakanlığı engeli ile karşılaşan Milli Eğitim Bakanlığı, yabancı öğretmen istihdamında hiçbir engelle karşılaşmayacak gibi görünmektedir.
Dolayısıyla ortada tam bir kandırmaca vardır.
Bakanlığın bu projesi biz eğitimcilere de ilham kaynağı olmuştur.
Türk Eğitim-Sen olarak, projeye onay veren Milli Eğitim Bakanı Çubukçu'yu şiddetle kınıyor ve 'İthal Bakan İstiyoruz' kampanyası başlatıyoruz.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun; görevini layıkıyla yerine getiremediğini, Türk milli eğitiminin sorunlarından habersiz olduğunu, eğitimciler adına hiçbir olumlu icraatta bulunmadığını, eğitim sistemini felç ettiğini düşünüyor ve yurtdışından Milli Eğitim Bakanı gönderilmesini talep ediyoruz.
İthal Bakan eğitimimizin sorunlarına belki Sayın Çubukçu'dan daha kısa sürede hâkim olur ve Sayın Çubukçu'dan daha yaratıcı önerilerle karşımıza çıkar.
Unutulmamalıdır ki; ister Bakan, ister Başbakan olsun, hiç kimse öğretmenlerimizle alay edemez, onları incitemez.
Bu projeyi uygulamaya yürekleri yetmeyecektir.
Türk Eğitim-Sen olarak, böyle bir projenin hayata geçirilmesi durumunda da her türlü eylemi meşru göreceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Öte yandan Sayın Bakan'ın bilmediği bir husus var: 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nden birçok öğretmen gönüllü olarak Türkiye'ye geldi. Ancak bunun eğitimimize hiçbir faydası olmadı. Aksine bu öğretmenler Türkiye'de misyonerlik faaliyetlerinde bulundu.
Böyle bir projenin uygulanması halinde de Türkiye'de misyonerliğin meşru hale gelmesi hükümet eliyle sağlanmış olacak ve bunun şerefi de hükümete ve Sayın Bakan'a ait olacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Konuyla ilgili, bir de yetki mücadelesi kızıştığı için, yılın belli aylarında o da ancak icazet alarak sendikacılık yapabilen malum sendikanın tepkisi var ama paylaşmaya gerek duymuyorum.
Çünkü iki gün sonra gündeme getirilmesinden ve aşağı yukarı aynı cümlelerden oluşmasından belli ki yukarıdaki açıklamanın kopyası'
E, aslı varken taklidine rağbet etmenin anlamı yok'
Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 2004 | E-posta
|
