Perşembe, 07 Nisan 2011 |
SEÇİMLER YAKLAŞIRKEN (2)
Değerli dostlar seçimler yaklaşırken başlıklı birinci yazımda seçeceğimiz vekillerin nasıl olması gerektiği noktasında görüş ve düşüncelerimden önemlilerini aktardım. Siz seçiciler bunları çoğaltır ya da azaltırsınız. Sizin bileceğiniz iş. Bu günkü yazımda da seçimlere girerken gerek dış dünyadan gerekse içten bazı misaller vererek özellikle göreve talip olan kardeşlerimizi hangi olayların beklediğini özetle yazmak istedim.
2011 yılı seçimlerine sayılı günler kala dünyada ve ülkemizde durum;
YAKIN KOMŞULARIMIZ;
—Çevremizdeki ülkelerde ateş çemberi ve çember gittikçe daralıyor. Zulüm gören halklar bir bir uyanarak başlarını değiştirme eylemini başlatarak iktidarları sallamaktadır. En son Libya da olan durum çok vahim. Allah orada olanlara yardım etsin (âmin) Bir tarafta iktidar bir tarafta muhalefet bir tarafta demokrasi ihracatçıları ve hepsinin hedefi öldürmek.
—Kendi dindaşlarını arkasına alan şer güçler (haçlı ülkeleri) bizlerinde dolaylı/direkt oynadıkları oyunda rol vermektedirler.
—Oyun çok büyük, pastada öyle. Amma bizim bu oyunda ne işimiz var. Peygamberimizin bir hadisi şerifini burada yazmak anlamlı olacaktır. “Müslüman Müslüman’ın dostudur” ona zulmetmez onu düşmana teslim etmez”
—Demokrasi ihraç eden ülkeler kendi menfaatlerine ters düşenleri idam ederek ortadan kaldırırken bize gelince insan haklarını önümüze koymaktadırlar.
—İngiltere’de parlamentoya milletvekili başörtülü girerken bizde başörtülü milletvekili meclise giremediği gibi başörtülü bir doktor (en son Bolu Devlet Hastanesi yaşanmış bir hadise) vazifesini çok iyi yaptığı halde başını örttüğünden görevden uzaklaştırılmıştır.
İÇTE DURUM;
—İktidar yapılan ve yapılacak işleri bir bir sayarak desteğin devam etmesini talep etmektedir. Başta Ulaşım ve Sağlık noktasında yapılan iyileştirilmeleri tamamlamak için bir dönem daha halkın desteğini beklemektedir.
Gerek tek başına iktidar olmanın gerekse Cumhurbaşkanının da aynı eğilimde olma avantajı ile 2 dönem den sonra bu kez halk onayı alınan yapılacak yeni anayasayla çalışmak için bir dönem daha destek istenmektedir.
—Halk; madem tüm çıbanbaşı Anayasa onu da değiştirin bakalım diye 90 dakikası biten maça 5 dakika (5 yıl) daha uzatmamı verecek yoksa perşembenin gelişi çarşambadan belli olur diye maçı mı bitirecek. Bu halkın bileceği bir iş. Çıkacak karara saygılıyız.
Ülkede genel durum; AB uyum yasaları
Uygulanan ekonomik tedbirler çerçevesinde özelleştirmelerle kurum/kuruluşlar bir bir elden çıkarılmasına rağmen, açıklık bir türlü kapanmamakta, halkın beklentisi başta terör ve işsizlik had safhaya ulaşmaktadır. Terörist başı ise her dönem olduğu gibi bu dönemde aslanlar gibi bakılmaya devam etmektedir. Şehit anaları her gün ağlıyor. Şehitlere her gün yenileri eklenmektedir
—AB uyum yasaları adına bir kere verilen taviz devamlı tavizler doğurmakta tabiri caizse köpekler, kurtlar salınırken taşlar bağlanmaktadır.
—Zinanın suç olmaktan çıkarılmasından sonra ahlaksızlık diz boyu her tarafta patlama yapmış bu patlama basın yayınla her taraftan gençlerimiz ve neslimiz abluka altına alınmıştır. Bu ahlaksızlığın ne boyuta geldiğini öğrenmek için ilimizin göbeğinde kent parkımızı ziyaret etmeniz yeterlidir. (Parkın içindeki caminin namaz saati dışında neden kapalı olduğunu panosundaki yazıdan anlarsınız)
—Kayıp ve faali meçhul cinayetler gün be gün artmaktadır. Her gün TV’ler de bununla ilgili onlarca programlar yapılmaktadır. Kayıbı olanlar hiç olmazsa ölüsü de olsa görüp sahiplenmek için elinden geleni yapmakta ve güvenlik güçlerinden, halktan yardım beklemektedir.
—Hırsızlık diz boyu, çalanın çaldığı yanına kar kalmaktadır. Caydırıcı önlemler yetersiz kalmaktadır. En son ve çarpıcı örneği köyümüz(eşme)den ve komşu köylerden toplanan iş makinesi, el aleti ve çapa motorlarını yürütenler bu gücü nerden aldığı bilinmemektedir. Herkes kendi malını bekleme durumuna gelmiştir. Bunun için illerden sonra kazamızda market, işyerleri hatta camilerden sonra şimdide şehir giriş ve çıkışlarına ve önemli yerlere mobese kameralar konmalıdır.
—Gençlerimiz evlenememekte asgari ücretliye de kolay kolay kız verilmemektedir. Ya işi yoksa en büyük problem burada yatmaktadır.
—Boşanma davaları her gün çoğalmakta aile yuvaları yıkılmaktadır. Çocuklar yetim ve öksüz bırakılmaktadır. Nedir bu koku yoksulluğun… b…ku! Yoktan yoksulluktan anlamayan gençler daha cicim aylarında boşanmaktadır. Ev geçindirmek gittikçe güçleşmektedir. Başbakanımız en az 3 çocuk diyor ama verilen asgari ücret bir çocuklu aileye yetmiyor. 3 çocuğu üniversitede olanlara Allah kolaylık versin .(Âmin)
—Kontrolsüz basın ve yayınlar ile tarihimizle alay edenlere bir şey yapılamamakta Şanlı tarihimizi kanları ile yazan ecdadımıza saldıran hainlere bir şey yapılamamaktadır..
—Tankla tüfekle geçilemeyen ülkemizi nasıl geçilmesi gerektiğini iyi bilen güçler her tür hile ve desiselerini yurt içinde uygulayarak cirit atmaktadırlar.
—Tüm bu olumsuzluklar böyle devam ederken hükümet bu olumsuzlukların anayasadan kaynaklandığını söylerken; Halkın içinden de “hırsızın hiç mi suçu yok diyenlerin sayısı da gittikçe çoğalmaktadır. Ve bu durum seçime ciddi şekilde yansıyacaktır.
—Eğitim, işsizlik, tarım üreticisi ürettiğine iyi taban fiyat, küçük esnaf ve sanatkârların ayakta durma çabası, orta direk diye tabir edilen kısım ortadan kalkmış vaziyette insanlar ya fakirdir ya zengin bir hal almıştır. Bir kalemde sıraladığım maddeler bunlarla sınırlı değildir.
—Milletvekili aday adayları; eski vekil(mevcut)ler bizim tecrübemiz var bu çocuk işi değil, derken yenileri siz çok yoruldunuz kazlardan da ders almıyor musunuz demektedirler.
MUHALEFETTE CEPHESİNDE DURUM
—Muhalefet lafta yeter artık derken halinden memnun gibi farklı alternatifler göz doldurucu öneriler vererek inandırıcı olamamaktadırlar.
Burada Bir kıssa;
Zamanın birinde Milli Eğitim Bakanı “şu okullar olmasa şu milli eğitimi öyle güzel yönetirim” demişti. Güzelde söylemiş içten gelmiş dışarı vurmuş. İktidar “Şu muhalefet olmasa hükümeti bir o kadar daha iyi yönete cem” diyebilir.
Bence öyle değil! Muhalefet olmasa hükümet 1 gün ayakta duramaz Muhalefetin desteği çok... Nerden biliyorsun? Çünkü hiç muhalefet yok... Peki, bu akşamları ağız dalaşı ne? El insaf dünya para alıyorlar o kadarcık ta olsun yani. Bakmayın öyle birbirlerini yediklerine 15 dakika molada arkada ne yapıyorlar? Hep beraber çay içiyorlar. Normal bir durum. Kavga ülkenin daha iyi yönetilmesi içindir. Şahsi kimsenin kimseyle alıp vereceği olmaz/olmamalıdır. Benim tasvip etmediğim; muhalefetin muhalefet olmak için yapılmasıdır.
Ana muhalefet ya da yavru muhalefet yapılan işler hakkında“Bunlar güzel- bunlar kötü ben/biz olsak daha fazlasını yapardım/yapardık. İçte şöyle şöyle davranırdım… Dışta da one minute yerine five years derdim” dese/deseler daha inandırıcı olurlar. Değil mi?
Veya yukarıda bir sürü olumsuzlukların nasıl çözüleceğinin hakkında yapacaklarını ve noter tasdikli olarak yarın seçmenin önüne oy istemeğe giderken koymalıdır.
5 yıl süre ile seçilen milletvekillerimizin muhalefet partili milletvekilleri gecede 5 saat uyuyorlarsa iktidar 2 saat uyku ile yetinmelidir. Yeni seçileceklerde bunu göze almalıdır Neden? Onun gayesi sorunlara çözüm üretmektir de ondan.
Çalışmak için çok malzeme var ben sade vatandaş olarak bir kısmını yukarı yazdım biraz da siz yöneteceğiniz halkın içine girin ve ne istediklerini sorun soruşturun ama seçimden seçime değil. Daha nelerle karşılaşacaksınız ve çook şaşıracaksınız. Benden hatırlatması..
Tüm olumsuzlukları ortadan kaldırmak için görevi ibadet aşkı ile yapmak isteyenleri şimdiden tebrik ederim. Rabbim iyi niyetlerini zayi etmeden hem bu dünyada hem de ahirette karşılarına çıkarsın diyorum.
Önümüzdeki 5 yılda mecliste şenlik var! Nasıl mı? Bir daha ki yazımda İnşallah.. Seçimler yaklaşırken 3’te buluşmak üzere... Sadi Karakaya hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1905 | E-posta
|
|
|