Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
İstikbal Hırsızlığı
Cumartesi, 09 Nisan 2011

İSTİKBAL HIRSIZLIĞI

Evladı YGS'ye katılmış ve bu konunun muzdaribi bir baba olarak bu sınavla ilgili
gelişmeleri ve devlet erkanının tavırlarını kaygı ve üzüntüyle izliyorum. ÖSYM gibi
neredeyse yarım asra yakın tarihi olan ve bugüne kadar hiçbir şaibesi olmamış bir
kuruluşun getirildiği hal tek kelimeyle utançtır, rezalettir; daha da vahimi bu
konuda doyurucu hiçbir açıklama olmamasıdır.

Sınavla ilgili ilk bomba birkaç okulda sadece kız öğrencilerin sınava alındığıyla
ilgili duyumla patladı ve bunun akabinde ÖSYM den yapılan birkaç okulda kız
öğrencilere manipülasyonla pozitif ayrımcılık yapıldığı açıklaması zihnimi
bulandırdı. Beni demek ki bu sınavda bir manipülasyon yapıldı düşüncesine sevketti
ve bu gün tespit edilebilen sadece kız öğrenci alınan okul sayısı 17 öğrenci sayısı
6100 kız öğrenci. İster istemez insan düşünüyor, 'Bu kız öğrencileri belirlerken neler
kriter alındı, bunlar hangi okulun, hangi dershanenin öğrencileri?'.

Bir diğer enteresan konu da sınava bir iki gün kaldığı bir anda gerek bazı
dershanelerde, gerekse meşhur  Google  muzda mod,medyan ve algoritmalar konusuna
artan ilgi ve bunu müteakip de bu gün artık herkesin diline yerleşen
algoritma.Dahası sınav sonrası Artvin de bir dershane sahibinin yakaladığı doğru
cevabı bulma yöntemi ve ardından ÖSYM de hiçbir deneyimi olmayan sırf  kendileri
gibi düşünüyor diye atanmış,tekstil sahasında profesör olmuş sayın Ali Demir'in
gülünç açıklamaları,kendisi meramını anlatmayı beceremeyince de soruların basım yeri
METEKSAN matbaası müdürünü demeç yardımına çağırması trajikomik. En son ÖSYM basın
açıklaması da sınav kitapçıklarında şıkların diziliminde z5 medyan yani 5'li tekrar
kuralının olduğudur. Hani ilk açıklamasında sayın ÖSYM başkanı böyle bir kural
olmadığını söylemişti.Yazık ülkenin düştüğü hale bakın evlatlarımızın düştüğü hale
bakın daha da acısı bir bilim adamının düştüğü hale bakın.Bu gün artık doğru cevabın
bulunmasına dair o kadar çok ipucu çıkarıldı ki sayısını bilebilmek mümkün değil.Bir
diğer kuşkulu olayda ilk kez bu sınavda her adaya özel soru kitapçığı
hazırlanması,bu yöntemle istediğiniz her insana nokta atışıyla pozitif veya negatif
ayrımcılık uygulamak mümkündür. Bu konu sınava daha çok şaibe katmaktadır.

Daha da düşündürücü olan sayın Reis-i Cumhur adli soruşturmaya intikal etmiş bir
konuda kalkıp  Ben ÖSYM başkanının açıklamalarından tatmin oldum  sözü ve hemen
ardından Milli Eğitim Bakanımızın bunu tasdiklemesi ; demek ki artık yargıya da
gerek yok şayet Reis i cumhur tatmin olduysa biz de tatmin olmak zorundayız.

Bu sınava 1.700.000 evladımız yıllarca hazırlanarak katılmış ve tüm hayatlarını
tayin edecek bu sınav maalesef üzerine gölge düşürülerek evlatlarımıza kabuslar
gördürmektedir.Hani bir söz vardır dilimizde şuyu u vukuundan beter diye ve aynen
öyle olmuştur.Bu olay yakın tarihimizde bir ilktir ve bu olay bir gelişmiş ülkede
cereyan etmiş olsaydı tepkiler ayyuka çıkardı,tsunami gibi önünde ne varsa götürürdü
ama maalesef toplum narkozlu olduğu için bir tepki yok,olan haklı tepkilerde değişik
illerde yapıldığı gibi jop ve göz yaşartıcı gazla engelleniyor.Ama toplum uyandıktan
sonra ne olur bilemem.Bir de yavaş atın tekmesi pek olur derler bakalım göreceğez
öyle mi?

Bu saatten sonra sınav iptal edilse ne olur,edilmese ne olur? Şayet edilirse
evlatlarımız yeniden bir Çin işkencesi yaşayacaklar,edilmezse birileri paraşütle
iner gibi ülkenin en iyi okullarına hak etmedikleri halde kapağı atacaklar ya da; bu
sınava katılan çocuklarımızın beyinlerinde ölünceye kadar  kalacak acaba
soruları.Daha da kötüsü çocuklarımızın motivasyonu dibe vurmuş,ülkeye,devlete
güvenleri de maalesef kalmamıştır ve sistemin bu güveni tekrar kazanması uzun yıllar
alacaktır.Maalesef bir sınav yüze göze bulaştırılmıştır.

LİBYA
Okurlarım hatırlayacaktır bir önceki yazımda izlenen politikalar nedeniyle Libya
halkının bize düşman kesilmesi endişem maalesef gerçekleşti.Şu an Libya da
isyancılar bizi protesto ediyorlar ve elçiliklerimizi basıp bayrağımıza el
uzatıyorlar, Kaddafi'nin de NATO kuvvetleriyle hareket eden Türkiye hakkında iyi
şeyler düşündüğünü sanmak biraz fazla optimistlik olur diye düşünüyorum ve ne
diyelim hayırlısı olsun demekten başka.Yani Libya da ne İsa ya ne de Musa ya
yaranabildik vesselam. Bayrağımız Diyarbakır da ayaklar altına alınıp yerine
paçavralar çekilirken, Libya'da bayrağa el uzatılmış çok şey sayılmaz.


Vecihi Tekin hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 4057 | E-posta

Yorumlar (18)
RSS Yorumlar
1. 09-04-2011 22:21
bunu neden görmediniz
bir kaç sınıfta tesadüfen kız öğrenci olmasını görüp eleştiriyorsunuz.militan laikçi yazarlar da bunu haremlik selamlık uygulaması diye eleştirdiler.peki vecihi bey kanunda olmamasına rağmen bazı okullarda ki görevlilerin başı kapalı kız öğrencileri sınava sokmadığını niye yazmıyorsunuz.o çocuklar yunan evladımı.onların mağduriyetini niye görmüyorsunuz.sizin gibi sağ bir partide siyaset yapan birinin bunu yazmaması garip.
Yazar yavuz selim (Misafir)
2. 09-04-2011 22:23
Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
her tasin altindan birileri mi cikiyor ne:)
planlanmis programlanmis gelecegi ,kodlanmislarin oynadigi ve gosterimin sifresiz olmasina ragmen kral ciplak diyemeyen %50 ye ithaf olunur..
Yazar Tufan (Misafir)
3. 09-04-2011 23:54
uzman görüşü
tüm özel öğretim kurumları derneği (TÖDER)in görüşü şöyle:dünyadaki tüm sınavların cevap anahtarlarında bir algoritma olur.yanlışlık basına dağıtılan kitapçıktaki doğru cevapların aynı yerde bırakılarak dağıtılması.öğrencilere dağıtılan kitapçıktaki algoritmayı çözmeye ise sınav süresi yetmez.en az 2 gün gerekir.burda önemli olan algoritmanın belli kişlere verilip verilmediği.bu da mantıksız bir şey.algoritmayı vereceğine doğrudan cevap anahtarını verirler.
Yazar yavuzselim (Misafir)
4. 10-04-2011 00:03
uzman görüşü
ARKADAŞLAR İSMİNİ AÇIKLAMA CESARETİ DAHİ GÖSTERMEDEN SÜTRE GERİSİNDEN AKLINCA BİR ŞEYLER SAVUNDUĞUNU SANAN KİŞİLERİ ASLA MUHATTAP ALMAYACAĞIMI SÖYLEDİM.LÜTFEN BİLİNSİN.TARTIŞMA YÜREKLİ İNSANLARLA YAPILIR.....
Yazar VECİHİ (Misafir)
5. 10-04-2011 01:20
uzman görüşü
BİRİLERİ GOOGLE DAN BİRAZ DAHA DERSİNİ ÇALIŞSIN,MUHTEREM ÜSTAD BİZE MEDYAN VE ALGORİTMALAR KONUSUNDA EMİNİM MÜKEMMEL BİR KONFERANS DÜZENLEYECEKTİR.......
Yazar VECİHİ (Misafir)
6. 10-04-2011 08:54
sinirlenmeyin vecihi bey
bu köşede yazarlık yapıyorsanız,yazdığınız yazılarda siyasi ise,altınıda yorum yapılıyorsa niye eleştirilere tahammülsüzlük gösteriyorsunuz anlamadım.ben ismimi açıklamak zorunda değilim çünkü ben yorumcuyum.sizin beni muhattab alma gibi bir mecburiyetinizde yok.ben sizin yazılarınızı kendi fikrim ile çürütüyorum.siz  
ise bana meydan okuma derdindesiniz.acaba yazılarınızın gerçek olmadığını ispatladığım için mi kızıyorsunuz.tıpkı libya yazınızda ki gibi.eleştirilere açık olmanız gerek vecihi bey.ya da yazınızdan yorum bölümünü kaldırın.ben insan olarak sizi seviyorum,ama siyasi görüşlerimiz çok farklı bu yüzden en acımasızca sizi eleştirmeye devam edeceğim.bana da cevap vermek zorunda değilsiniz bunu belirteyim.beni izlemeye devam edin.
Yazar yavuz selim (Misafir)
7. 10-04-2011 09:06
şaibesiz ÖSYM mi?
ÖSYM gibi 
neredeyse yarım asra yakın tarihi olan ve bugüne kadar hiçbir şaibesi olmamış ..... diye yazmış vecihi bey.vecihi bey sanırım türkiye de yaşamıyor.öyle çok uzağa değil 3-5 ay öncesinin gazetelerini okusun.ÖSYM eski başkanı Ünal Yarımağa nın neden istifa ettiğini okusun yeter.ÖSYM de çalışan 300 kişinin akrabalık derecesini,hangi partinin yandaşı olduğunu okusun yeter.kanıtlanmış kopya suçlarını okusun yeter.ama görmek için göz gerek.belki bilmiyordur diye yazıyorum,bilmeyenlere öğretmek benim görevim.
Yazar yavuz selim (Misafir)
8. 10-04-2011 09:33
bir uzman daha
Tarafın sorularını yanıtlayan Bilgi üniversitesi matematik bölüm başkanı prof.Ali Nesin her cevap anahtarının bir algoritması olup olmadığı sorusuna Tabii ki var. En aptal algoritma, doğru cevapları ezberle! algoritmasıdır. Cevap anahtarı çıktıktan sonra mesele algoritmayı bulmak değil, mesele birbirinden değişik on binlerce soru kitapçığı için kolayca ve birkaç saniye içinde doğru sonuç veren tek bir algoritma bulmak. Ama eğer bulunan algoritma 40 saat sonra sonuç veriyorsa beş para etmez, çünkü o zamana kadar sınav çoktan bitmiş olur.vecihi bey siz bence kılavuzlarınızı değiştirin.sizin gibi sağ bir partilinin marjinal komunüst zihniyetli,işçi partili,ergenekoncu yazarların görüşünü okuyupta burda yazmanız en başta partinize hakaret.
Yazar yavuz selim (Misafir)
9. 10-04-2011 09:49
libya da çuvalladın
vecihi bey ilk libya yazısın da fena çuvalladı.oysa ben kendisini uyarmıştım,okuyup araştırma yapmadan,hükümet muhalifi, orta doğu hakkında hiçbir bilgisi olmayan komunist zihniyetli yazarların yazısını okuyup bi şeyler yazmış diye.şimdi ise konuyu toparlamaya çalışıyor güya.ne isa ya ne musa ya yarandık diye.iyi de türkiye bayrakları yakıp türkiye yi eleştirenler kaddafi muhalifleri.onlar NATO bize silah verecekti türkiye karşı çıktı,şimdi kaddafi bizi ezecek diyorlar.e şimdi vecihi bey siz ilk yazınızı bir daha okuyun isterse.tüm okurlarımdan özür dilerim,libya da türk politikası hakkında yanlış yazmışım diyeceğinize hala tereyağı gibi üste çıkmanız çok tutarsızca.sanırım bu size ders olmuştur.bundan sonra anlamadığınız bir konu hakkında yazarken iyi bir araştırma yaparsınız.
Yazar yavuz selim (Misafir)
10. 10-04-2011 12:14
Yavuz Selim'e
Yavuz Selim,hakikaten çok ukelanın birisin.Sen kimsin ki ahkam kesiyorsun.Sende yürek olsa gerçek isminle yazarsın.Gerçekler sadece senin inandıklarınmıdır.Başkası başka düşünce içinde olamaz mı.İnsanlar senin inandığını kabul etmek zorunda mı.Şu döneme kadar bu ülkede bu kadar rezalet yaşandımı. Her olumsuz olaya kılıf buluyorsun ya helal olsun sana.Efendilerine çok iyi şakşakçılık yapıyorsu. Sen bilirsin ama sana naçizane tavsiyem herşeye yorum yazma.Sanki gıcıklık olsun diye yazıyormuşsun gibi geliyor bana.Vecihi kardeşim çok güzel tesbitlerde bulunmuşsun, eline sağlık.Bu Yavuz Selim sahte ismi kullanan kişi tescilli, moralini bozma.Allaha emanet ol.
Yazar İlhan KAÇAR (Misafir)
11. 10-04-2011 14:13
Yavuz Selim'e
İLHAN DEMİRDEN KORKAN TRENE BİNMEZ DİYE BİR SÖZ VAR TÜRKÇEDE VE ÇOK SEVERİM BU SÖZÜ.CAHİL İNSANLARIN DÜŞTÜĞÜ KOMİKLİKLERE GÜLMEM AMA CAHİL OLMADIĞINI SANAN GOOGLE AYDINLARININ DÜŞTÜĞÜ KOMİKLİKLER BENİ ÇOK GÜLDÜRÜYOR.BEN 1 YIL EĞİTİM FAKÜLTESİNDE OKUDUM ÖLDÜYSE ALLAH RAHMET EYLESİN SAĞ İSE ALLAH ÖMÜR VERSİN ÜLKENİN ÖNDE GELEN PEDAGOGU İBRAHİM ETHEM BAŞARANDAN SINAV TEKNİĞİNİ ÖĞRENDİĞİMDEN HABERİ YOK BU VATANDAŞIN.SANIRIM 3 YIL ÖNCEYDİ BİR VATANDAŞ GEYVE HABER DE GIDAYLA İLGİLİ AHKAM KESİYORDU CEVAPLARINI ALINCA YAZI YAZMAĞA DA YEMİN ETTİ.İNSANLAR BİLDİKLERİ KONULARDA AHKAM KESMELİ BİLMEDİKLERİ KONULARDA AHKAM KESERLERSE TRAJİ KOMİK DURUMLARA DÜŞERLER.ŞİMDİ BU DA AĞABEYLERİ GİBİ HEP MAĞDURLARI OYNUYOR.KARDEŞİM MİLLET SENİ SORUNLARI ÇÖZESİN DİYE İKTİDAR YAPTI ŞİKAYET EDESİN DİYE DEĞİL.İKTİDARSIN BAŞÖRTÜSÜ SORUNUNU NİYE ÇÖZÜMSÜZ HALE GETİRDİN.O SORUNDAN EN ÇOK MUZDARİP OLAN BENİM BENİM EŞİMİN BAŞI KAPALI OLDUĞUNU MEMLEKETTE CÜMLE ALEM BİLİR.İKTİDARSIN ADAM GİBİ NE DİYE SINAV YAPAMADIN.KPSS Yİ YAZMAK İSTEMEDİM O DA SENİN YÜZÜNE GÖZÜNE BULAŞTIRDIĞIN BİR ŞEY.SENİN GÖREVİN ÇÖZÜM ÜRETMEK MAZERET ÜRETMEK DEĞİL.LİBYA DA HANGİ YAZIM ÇÖKTÜ BENİM ANLAMADIM.ŞU AN ÜLKEYE KADDAFİ DE,İSYANCILAR DA SÖVÜYOR YANİ HALKIN DÜŞMANLIĞINI KAZANDIK ÇOK ŞÜKÜR BU MU BAŞARI ?ARKADAŞLAR BENİM YAZILARIM ANLAYAN VE DÜŞÜNEN BEYİNLER İÇİNDİR,PAPAĞANLAR VE GOOGLE AYDINLARINA AĞIR GELİR.BİLGİLİ İNSAN CESURDUR,CESUR İNSAN DA HER YERDE ASLANLAR GİBİ İSMİNİ AÇIKLAR.BUNDAN KORKAN DA ACİZ İNSANDIR....
Yazar vecihi (Misafir)
12. 10-04-2011 15:13
yazınız duruyor orda vecihi bey
vefa bir semt adı olmamalı yazınız da özetle, haçlıların libya ya çöktüğünü,petrole konduğunu,Türkiye hükümetininde haçlı ittifakında yer alarak yanlış yaptığını,kaddafi ye vefa borcumuz olduğunu,muhaliflerin amerikanın adamları olduğunu yazdınız.ben ise türkiye nin tezinin, ilk başta libya ya tüm yabancı müdaheleye karşı olduğunu,kaddafinin gitmesi gerektiğini,demokrasi gelmesini, ama bunu libya halkının kendisi yapması gerektiğini yazdım.gelinen nokta türkiye nin istediğini aldığının göstergesi.fransa yı operasyonun komutasından dışladık,komuta yı NATO ya aldırdık,amerika askerlerini çekeceğini açıkladı.muhalifler NATO dan daha fazla silah istedi ancak türkiye kabul etmedi.bu yüzden türkiye protesto edildi.türkiye daha fazla libyalı kanı dökülmemesi için tarafları uzlaşarak antlaştırma peşinde.dünkü gazetelerde muhaliflerin türkiye den özür dilediği,masaya oturmaya hazır olduklarını ilettikleri yazıyordu.kaddafi de temsilcisini bakan davutoğluna göndermişti.göreceksiniz yakında bir uzlaşı çıkıp bu mesele bitecek.o zaman yazınızın yanlış olduğunu daha iyi anlıycaksınız.
Yazar yavuz selim (Misafir)
13. 10-04-2011 15:27
baş örtüsü mü dediniz.
iktidarsın başörtüsü sorununu niye çözmediniz diyorsunuz.yani bunu kahve köşesinde oturan adam dese hadi diycem de sizin gibi DP ilçe başkanlığı yapmış bir siyasetçinin kullanması çok garip.heralde 2008 da kapatma davası açıldığı zaman siz türkiye de değildiniz.türkiye de türban konusu siyasetin çözeceği bir konu değildir.türban konusu kurumlar arası uzlaşma ile çözülecek bir konudur.tıpkı YÖK de olduğu gibi.şimdi üniversitelerde türban sıkıntısı var mı yok.çünkü üniversite kurumu uzlaştı.yavaş yavaş diğer kurumlar da zamanla düzelecek bu iş.bu yüzden EVET dedik.tabi sizin parti HAYIR cephesindeydi.sizin de HAYIR oyu verdiğinizi tahmin etmek hiç de zor değildir.yanılıyormuyom yoksa.
Yazar yavuz selim (Misafir)
14. 10-04-2011 15:53
baş örtüsü mü dediniz.
SEN KONUŞ KONUŞ BATIYORSUN KONUŞTUKÇA,DUA ET ÇOK SEVDİĞİM BİR AİLENİN ÇOCUĞUSUN VE GENÇ BİR İNSANSIN.SANAT OKULUNDA BUNLARI ÖĞRETMEZLER SANA HAKLISIN.HOŞ OKUDUN DA O SANATINI DA ÖĞRENEMEDİN YA.BİR KERE BEN İLÇE BAŞKANI DEĞİLİM İLÇE BAŞKANI MAHALLELİN EROL ATALAY.BEN İL YÖN. KRL ÜYESİYİM.SEN GOOGLE DAN BİRAZ DAHA DERSİNİ ÇALIŞ.........
Yazar vecihi (Misafir)
15. 12-04-2011 17:49
kuş bakışı
vecihi bey yorumlarınızda neden arkadaşın sorularına cevap veremiyorsunuz..vermediğiniz sürece yazdığınız yazınında bizim için hiç bi önemi kalmıyor..bence karsınızdakını kucumseyecegenıze yazdığı yorumlara cevap verınız..üstelik kim oldugunu da ogrenmıssınz bak kaçmak için sebeb kalmamış !! bi de dua et sevdiğim bi ailenin cocugusun sozunuzu bi tehdit olarak algılamamamız yanlıs olur mu sizce ?
Yazar dr. (Misafir)
16. 15-04-2011 13:57
kuş bakışı
BU PİLAV DAHA ÇOK SU KALDIRIR..HER GÜN YENİ BİR ŞAİBE VE ÖSYM BAŞKANI HALA YERİNDE BU NE PİŞKİNLİK.... 
 
SAYIN ABBAS GÜÇLÜ-MİLLİYET GAZETESİ. 
 
 
 
YGSde şimdi de yanlış tarih iddiası 
ÖSYM Başkanı Demirin adaylara gönderdiği mektupta basına verilen soru kitapçığının sınavın yapıldığı 27 Marttan sonra düzenlendiğini belirtiliyor. ÖSYMnin internet sitesinde ise kitapçığın oluşturulduğu tarih 24 Mart 
ÖSYM Başkanı Ali Demir konuştukça, ortaya yeni iddialar atılıyor. Demir, adaylara gönderdiği teselli mektubunda, basına verilen kitapçık konusunda aynen şunları söyledi: 
Bu soru kitapçığı, ÖSYMnin hazırladığı master soru kitapçığı olması gerekirken, gereksiz yere master soru kitapçığından basitçe türetilmiş bir kitapçıktır. Bu soru kitapçığı, sınav bittikten sonra türetildiğinden ve sınava giren hiçbir adaya verilmediğinden hiçbir adaya üstünlük sağlanması söz konusu olmamıştır. 
Yukarıdaki cümleden ne anlıyoruz? Basına verilen kitapçık, sınav bittikten sonra yani sınavın yapıldığı gün olan 27 Marttan sonra düzenlenmiş. Oysa ÖSYMnin internet sitesine girip, bu sınav kitapçığı ve cevap anahtarının oluşturulduğu tarihe baktığınızda karşınıza 24 Mart 2011 Perşembe 09.45-14.20 tarih ve saati çıkıyor. Yani sınavdan üç gün önce hazırlanmış! 
Prof. Demir bu iddiaya nasıl bir açıklama getirecek bilmiyoruz. Ama artık çok iyi bildiğimiz bir şey var ki, ÖSYM ile ilgili her bilgiyi en az on defa çek etmek gerekiyor. 
Söz konusu tarihleri, gazetemizin teknik servislerine de sorduk. Gözümüzden kaçan ya da yanıldığımız bir nokta var mı diye. Onlar da baktılar, saatler otomatik olarak belirleniyor yani hangi saatte oluşturulduysa, değiştirildiyse hepsi bir bir kaydedilir dediler. 
Yanıltıcı tek bir ihtimal olabilir o da ÖSYMnin takvim ve saat sistemi çalışmıyor ya da yanlıştır. Onun dışında söz konusu iddialar doğru gibi dediler. Bu kez de diğer ÖSYM belgelerinin oluşturulduğu tarihlere baktık. Örneğin önceki gün yayınlanan mektubun oluşturulma tarihini inceledik ve bir anormallik göremedik. 
Mektup 12 Nisan 2011 tarihi taşıyor. Oluşturulma tarihi ise 11 Nisan 2011. Yani adaylara gönderilmeye başlanmadan bir gün önce düzenlenmiş... 
 
Master kitapçık? 
ÖSYMnin internet sitesinde basına verilen kitapçığının yanı sıra bir de kendisinden sık sık söz edilen master kitap var. Ve işte onun oluşturulma tarihi: 5 Nisan 2011 Salı. Yani sınavdan 9 gün sonra! Şimdi gelin de işin içinden çıkın! 
Açıklamalara göre, master kitabın daha önce, basına verilen kitabın da daha sonra hazırlanmış olması gerekiyordu!.. 
Ortada sehven de olsa bazı gariplikler var ve bütün bunlar da kafaları karıştırıyor. 
Artık zehir hafiyelere bile taş çıkartan velilerden gelen tüm iddiaları yayınlamaya kalksak aylarca sürer. Ve hemen hepsi de ÖSYMnin açıklamalarından daha inandırıcı... 
ÖSYM Başkanı Demirin hatalar konusunda sehven açıklaması kimilerine inandırıcı gelmese de, inananlar da var. Bunlardan birisi de benim. Hemen her şey öylesine süratle gerçekleşiyor ve üzerinde öylesine büyük bir sınav yükü var ki, zamana karşı yarışıyor. Bu zaman dilimini bizzat kendisinin kontrol etmesi de mümkün değil. Hem işin acemisi, hem de yeni ve çok büyük bir projeyi başlattı. Bir kaç yıl sonra olsa, muhtemeldir ki bu sehven hataların hiçbirisini yapmazdı. Ama şimdi, ne söylese tartışmalı hale geldi. 
Şu an kadarki süreçte olduğu gibi bundan sonrası için de yine her kafadan bir ses çıkıyor. Hangi karar alınırsa alınsın hepsi de sancılı olacak ve daha da önemlisi hiçbir karar ne ÖSYMyi ne de kamuoyunu tatmin edecek. Ama bu arada sehven de olsa söz konusu şifreleme konusunda ciddi anlamda fikir yürütenler var. İşte onlardan birisi de konunun uzmanlarından Ş.S.: 
Sınav uzmanıyım. İşin çamurunda kulaç atan biriyim. Kitapçık hazırlamadan optik okumaya, değerlendirmeden yazılımı dizayn her işin içindeyim. 
Herkes tutturdu bir şifre de şifre... 
 
Olayın özü şudur... 
Bilgiye gerek duymadan çözümü mümkün kılan her türlü sistemin esas ve gerçek adi kopyadır... Anlaşılıyor ki kopya örtbas edilmeye çalışılıyor. Bilgiye gerek duymadan çözümü sağlayan bir sistem varsa bunun adı kopyadır. Kopya varsa, bunu kullanan mutlaka birileri de vardır. 
Bu ancak sınav evraklarından yani verilen cevapların analiz edilmesi ile (Kopya - şifre ile cevapları benzeşik olan adaylar küçük bir yazılım ile saptanabilir) olay bu kadar basittir... 
ÖSYM lafı dolaştırıyor. Okunmuş optik formlar ile bilgisayar ortamına alınmış cevaplar arasında fark olup olmadığı, optik formların tekrar okunup iki verinin karşılaştırılması ile çok basit olarak oynama olup olmadığını da gösterebilir. Şimdi de yanlıştan bahsediliyor. Bu nasıl bir yanlıştır ki sistem kendi içinde 30 soruyu çözdürecek kadar bir büyük iç tutarlılığa sahip. Bu sınav kesinlikle iptal edilmelidir. 
Küçük bir ilköğretim okulunda bile bir sorunun hatalı okunması veya kopya söylentisi ile okul karışırken ÖSYM ülke çapındaki bir böyle önemli bir sınavda bu şekilde sıyrılamaz. Kopya çekenler, bağımsız bilirkişi heyetinin sınav sonuçlarına el koyması ve verilen cevaplardan yola çıkarak analizler yapması ile ancak bulunabilir. 
Bu inceleme yapmadan hiç kimsenin tatmin olma durumu söz konusu olamaz. Bırakın tatmin olmayı, olayın vahametinden rahatsız olmaları gerekir... 
Özetin özeti: İncelenecek daha çok iş var ama kim yapacak?.. 
 
 
 
 
 
Soru kitapçığının basına dağıtıldığı tarihi farklı farklı gösteren belgeler.
Yazar VECİHİ (Misafir)
17. 15-04-2011 15:01
kuş bakışı
BU KONUYLA İLGİLİ YİNE SAYIN ABBAS GÜÇLÜ NÜN BİR YAZISI..SANIRIM YORUMCULARA YETERLİ CEVAP OLUR... 
 
ÖSYMden müthiş itiraflar 
ÖSYM Başkanı Ali Demir ve onun açıklamalarından tatmin olanlar, YGSdeki şifreleme iddialarına günlerce karşı çıktılar. Ama gelinen son nokta, itirafın ve ikrarın da ötesinde tam anlamıyla beceriksizliğin daniskası. 
ÖSYM Başkanı Demir, adaylara gönderdiği mektupta bir şifreleme olduğunu açıkça kabul ediyor. Ama sehven yani yanlışlıkla oldu diyor. Oysa bilgisayarla, internetle, yazılım programlarıyla hiç ilgisi olmayanlar da çok iyi bilir ki, bilgisayarlar, kendisine komut verilmediği sürece, durduk yerde herhangi bir işlem yapmazlar. Üstüne üstlük, doğru cevap, en büyük seçeneğin sağında olsun diye şifreli bir komut hiç vermezler. 
Başkan Demir ya olayın vahametini görmek istemiyor ya da kamuoyunu enayi yerine koyuyor. 
Mektubunda öylesine çelişkiler var ki, onları bir bir ele almadan önce, önümüzdeki günlerde daha pek çok itirafta bulunacağını şimdiden hatırlatmak isteriz. Özellikle de kitapçık sayısı ve cevap anahtarı konusunda! Ankaradan gelen bilgilere göre, ortada ne 1 milyon 700 bin kitapçık var ne de 1 milyon 700 bin cevap anahtarı! Bırakın milyonlu rakamları yüz binli, hatta binli rakamlar bile mümkün değilmiş. ÖSYM, umarız bu konudaki net sayıları da bir an önce açıklar!.. 
 
Demir kendi kendini yalanlıyor! 
ÖSYM Başkanı Demirin üniversite adaylarına gönderdiği mektup, adayları sakinleştireceğine daha da kızdırdı. Velilerin mektuba yönelik tepkileri de dinmek bilmiyor. Hukukçular ise Demirin mektubunun ikrar yani hatayı kabul etme anlamına geldiğine dikkati çekerek, yargının işini kolaylaştırdığını söylüyorlar. 
ÖSYM Başkanının, YGSye yönelik olarak yapılan haberleri, senaryo ve huzur kaçırıcı olarak nitelendirip, bu haberleri yapanlar hakkında, kamuoyunu karamsarlığa sürükledikleri gerekçesiyle, haklarında gerekli inceleme, soruşturma ve yasal işlemler yapıldığını söylemesi de çok manidar. Yani bir anlamda aba altından sopa gösteriliyor. 
Demir keşke bu enerjisini ve boşa geçen 10 günlük süreci, medyaya kızma yerine, soruları sehven şifreleyenleri bulmak için harcasaydı. Bak işte o zaman çok daha inandırıcı olurdu. 
En büyük çelişkisi ise soru kitapçıklarına yönelik araştırmanın bitip bitmediği konusunda. Mektubun bir yerinde Sınavda adaylar tarafından kullanılan soru kitapçıklarının incelemesi devam etmektedir derken, bir başka yerinde ÖSYM size hak ve adalet ölçülerinde modern çağın imkânlarını kullanarak sınav hazırlamış, yürütmüş ve değerlendirmelerini tamamlamıştır diyor. Bir anlamda her şeyin bittiğini ve çok yakında sonuçların açıklanacağını söylüyor. Peki daha tüm soru kitapçıklarının incelemesi bitmeden, ortada bir şaibe olup olmadığına nasıl karar verilmiş ve sonuçların açıklanma noktasına nasıl gelinmiştir? 
 
Kaç kitapçık var? 
ÖSYM Başkanı hazır itiraflara başlamışken, sınavda gerçek anlamda kaç farklı kitapçığın ve kaç farklı cevap anahtarının kullanıldığını da kamuoyu ile paylaşırsa, kafalar çok daha netleşir. 
Bir adım daha öteye gidersek, bu projenin orijinalinde kaç kitapçık ve kaç cevap anahtarı öneriliyordu, devşirme uygulamada kaç kitapçık ve cevap anahtarı uygulandı? 
Bu sayılar Ankarada çok net biliniyor. O zaman sizlerin bildiğini, kamuoyu neden bilmiyor? Başbakana, Cumhurbaşkanına neden yanlış ya da eksik bilgiler veriliyor? 
Daha da önemlisi ille de şeffaflık derken bazı bilgiler neden kamuoyundan saklanıyor? 
 
Sistem LYSde revize edilecek mi? 
Yine Ankaradan gelen bilgilere göre, YGSde başı epeyce ağrıyan ÖSYM, haziran ayında yapılacak LYSde ciddi değişikliklere gidecekmiş. YGSde kazanılan tecrübe, LYSde dikkate alınacak ve ona göre yeni düzenlemelere gidilecek deniliyor. Yani kitapçık sayısı azalabilir, yani basit şifrelemeler yerine çok ciddi ve karmaşık şifreler uygulanabilir, yani haremlik selamlık sınav uygulamasından vazgeçilebilir... 
Özetin özeti: YGS üzerindeki şaibeler kalkmadan, vicdanlar rahatlamadan, sadece bazılarının değil herkesin tatmin olduğu bir noktaya gelmeden, sınav sonuçlarının alelacele açıklanması, ek sorunları da beraberinde getirir. Bizden söylemesi, ileride neden kimse bizi uyarmadı denilmesin
Yazar VECİHİ (Misafir)
18. 15-04-2011 23:41
kuş bakışı
SANIRIM YORUMCULARA CEVAP OLMUŞTUR.BU ÖSYM BAŞKANINA VE BİR BİLİM İNASNINA YAKIŞAN TÜRK MİLLETİNDEN ÖZÜR DİLEYİP İSTİFA ETMEKTİR.BU OLAY ÖYLE AZ BUZ BİR OLAY DEĞİL HÜKÜMET DÜŞÜRECEK BİR OLAYDIR.BİR BAŞKA ÜLKEDE OLSAYDI ŞİMDİYE HÜKÜMET İSTİFA EDERDİ,AMA BURADA BUNU ANLAYACAK SİYASİ NEREDE?
Yazar VECİHİ (Misafir)

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.