Cuma, 30 Eylül 2011 |
Hz. Ali bana bir kelime öğretenin kölesi olurum demiş. Bir kelime öğretenin kölesi olunursa bizlere hem dünyevi hem de uhrevi ilimleri öğreten hocalarımıza nasıl teşekkür etmemiz lazım. Bunu siz okuyucularıma bırakıyorum.
Benim için iki meslek favoridir. Biri öğretmenlik diğeri peygamber mesleği olan din görevliliği yani imamlık-vaizlik. Peki, bu nasıl öğretmen, nasıl imam olmalı bu farklı bir konu ama kısaca anlatmak gerekirse; mesleğini seven heyecan duyan işi ibadet aşkı ile yapanlar olmalıdır. Böyle kimselere de gerek ferdi gerek toplumsal olarak (kişiden çok )mesleğe itibar etmemiz lazımdır diye düşünüyorum.
Tabi’i ki başta devletimiz bu iki zümreyi özellikle koruyup kollamalı onları başka işler yapmaya sevk etmeyecek şekilde maddi durumunu gözetmelidir.
Atalarımız;
1 yıl sonrası için tohum,
10 yıl sonrası için ağaç,
100 yıl sonrası için bir nesil yetiştiriniz demiştir. Sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi de öğretmenler sayesinde olacaktır.
Ülkemizin ileriye gittiğini ya da geriye mi gittiğini öğrenmek için herkes kendisine baksın: Eğer çocuklarımız bizi ilimde bizleri geçmişse ülke ileri gidiyor demektir. Yok, sizin çocuğunuz ve torunlarınız sizin bilgi birikiminize gelememişse o zaman ülke yerinde sayıyor ya da geri gidiyor demektir.
Yaratıcımız sanatı ile her yarattığını farklı farklı surette yarattığı gibi iç dünyalarını da farklı –farklı yaratmıştır. Bu dünyada herkese farklı roller (işler) vermiştir. Herkesin bu dünyada yapacağı bir iş vardır. Bunun için biz öğrenci velileri çocuklarımızın yeteneklerini iyi bilip-öğrenip buna göre seçim yapmasını sağlarken; hem kendisi hem de ülkemiz ve insanlık için daha faydalı olur diye düşünüyorum.
Öğretmenlerimize birkaç kelam;
Değerli öğretmenlerimiz, sizlere emanet ettiğimiz çocuklarımız yarının büyükleridir. Kimin ne olacağını baştan kestirmek mümkün değildir. Çok zekâlı gibi gözüken bir çocuk yarın hiçbir şey olamayabilir. Bunun yanında zekâsı kavraması çok yavaş olan çocuk yarın bir yıldız olabilir. Bu yıldızı yetiştirmek size de ana-babasına da yeter. Onun için bu günün çocuklarının her birinin bir yıldız olabileceğini aklınızdan çıkarmayınız..
Çocuklarımız bizlerden daha çok sizlerle birlikte kalmaktadır. Onun için sizlerin her hareketiniz, bakışlarınızı-mimiklerinizi hepsi banta kaydediyor. Onlara iyiyi-güzeli, adapları, örflerimizi, bizi biz yapan değerlerimizi iyi öğretiniz ki ülke olarak yarınlara daha emin adımlarla yükselebilsin Bu da ancak ve ancak yapmaktan geçer. Severek yapılmayan meslek ise sahibine zulüm gelir unutmayalım…
2011-2012 öğretim yılının tüm eğitim camiasına ve ülkemize hayırlı uğurlu olmasını dilerim.
Sadi KARAKAYA (30.09.2011) Sadi Karakaya hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2082 | E-posta
|
|
|