İslam'ın 5 şartından biri olan Hac menasikini yerine getirmeye niyet eden yol masrafını biriktirip bir an önce bu yola başvuran kardeşlerimi tebrik eder Rabbim niyetlerini kabul etsin ve kabul edilmiş bir hacla sağ salim tekrar sevdiklerine kavuşmayı nasip etsin..Oralara gidebilmek nasip işi kimisi 5 kimisi 6 yıldır yazılmış gitmeyi bekliyor.

 Gidilen yerin ne anlama geldiğini birkaç kıssa ile özetlemek istiyorum. Arafat'ta tam duaların yapıldığı zamanda birisi def çalıyormuş, bir hacı kardeşimiz “hey be adam sen ne yapıyorsun biz ne yapıyoruz” diye serzenişte bulununca def çalan “Sen burasının nasıl bir yer olduğunu öğrenememişsin” der ve ilave eder “burası TOPTAN PAZARYERİ” der “burada dua edende bir def çalanda bir” der. Yani burada herkes duaların içine girer demek istiyor.

Bazıları için ömürde bir defa farz olan bir daha belki gitme fırsatı olamayacak bu yolculuğu dolu dolu geçirmek lazım diye düşünüyorum. Orada acaba köyde ne yapılıyor, ayvalar, elmalar, hele şu bizim takım ne yaptı, gibi dünya işleri düşünmek konuşmak yerine sevapların kat ve kat olduğu bir’e 100 bin sevap verildiği bu yerde tavaf ederek namaz kılarak kuran okuyarak Kabe'ye bakarak sonsuz sevaplar kazanılmalıdır.

Hac'dan dönüşte kafilede saf bir kimse ile uyanık geçinenler kafa yapmak ister. Bilindiği üzere önceleri hacca binek hayvanları ile gidilirmiş. Saf olan kimsenin yanında şöyle bir senaryo kurarlar derler ki biz beratımızı aldık diyeceğiz. “Ben size soracam siz hepiniz evet aldık” diyeceksiniz. Sıra saf adama gelince "Hayır ben almadım" der. Ve hemen kafileyi bırakır Kabeye geri döner Kabenin örtüsüne yapışır hüngür hüngür ağlar yarabbi herkese vermişsin bana vermedin. Beni mahrum bırakma deyince önüne bir kağıt düşer filancanın oğlu filana ismi soy ismi ile birlikte gözü yaşlı bu saf adam kağıdı kaptığı gibi kafileye yetişir. Sevinç içinde bende aldım bende aldım der; Ne aldın yav der bizim uyanıklar. O “Beratımı aldım der işte belgesi” birde bakarlar ki Rabbimizin kudret kalemi ile yazılmış bir kağıt filan oğlu filana “ diye ..Bizim uyanıklar işte şimdi baltayı taşa vurduk biz havayı aldık derler..

Hacca gidip gelmişlerden bir önceki yazımda bahsettiğim yaşanmış olayları kimi bir şiirle kimi bir hac notları alarak kaleme almakta ve burada eş ve dostları ile paylaşmaktalar. Bir kardeşime nasıl buldun deyince "Tek kelime ile anlatayım her şey mucize. Dağ-taş her yer insan, bu insanlar ne yer ne içer, ihtiyacını nasıl karşılar Rabbim hepsinin kolayını veriyor" der.

Bazıları da bu yolun farkında değil: Arkadaşım haydi kalk bu tavafı yapmazsak hacı olamayız. Bizim üşengecin verdiği cevap “Bırak tavafı yav oraya gidince sana da hacı diyecekler bana da ne fark eder yat aşağı demiş. Böyle şuursuz hacılar için söylenmiş bir söz “insan hacı olmaz gitmek ile mekkeye eşek derviş olmaz taş çekmekle tekkeye” Hacca gitmiş Kuranın emirlerine karşı

Hacca gitmiş sünnete karşı

Hacca gitmiş alimlere karşı

Hacca gitmiş “hırsızın kolumu kesilir ben bu Kuranda da yazsa böyle kitaba inanmam der.

Hacca gitmiş Rabbimizin miras konusunda taksimatını haksızlık olarak görür ve nefsine göre yorum yapar.

Hacca gitmiş hastalıklarını bırakamamış komşunun sınırı ile oynar ona hakaret ve eziyet eder.

Hacca daha gitmeden önce hacı olmak lazımdır. Bir kardeşimiz yıllar önce dargın olduğu komşusu ve aynı zamanda akrabası ile yolculuk öncesi barışmış ve helalleşmiş olduğunu duyunca bu kardeşimiz daha oraya gitmeden hacı olmuş dedim.

Çünkü şeytanı orada değil burada taşlamış ve bacağını kırmış olduğu için kendisini tebrik etmiştim.

Ne mutlu o yolculara ki gittiği yerin neresi olduğunun bilinci içinde olanlara

Ne mutlu o kimselere ki yaptığı hacla günahları sıfırlayanlara.

Çünkü hac günahları sıfırlar.

Yeni iman etmiş biri cahiliye dönemindeki günahları sıfırlar.

Ve yine 2 namaz, 2 Cuma 2 umre 2 hac arası yapılan şirk olmamak ve kul hakkı olmamak kaydıyla günahları siler duyurulmaktadır.

Bir kardeşimiz hacdan geldi kendisine ziyarete gittiğinde benim hacılık hava alanında kaldı dedi.Nasıl oldu dedim bir halksızlığa uğramış adama ana avrat…. yukardan aşağı hepsini okudum dedi..Bu izlenimleri niçin yazıyorum bu yola giden hem maddi hem de manevi çaba sarfeden zahmete katlanan kardeşlerimizin çok sabırlı olmaları gerekmektedir. Giderken ve dönerken 3 şeyi beraberinde götürmeleri gerekiyor. Nedir onlar? Sabır, sabır, sabır.

Zengin varlıklı ve sağlıkı bir kardeşimize size hac farz olmadı mı? dedim yok daha var dedi .Nasıl dedim “ben ticaret adamyım “ bunun ne engeli var” deyince “Ben ticarette Yalan demeden haram yemeden duramam illa bu alışverişlerde haram karışır” dedi. Bu kendince uydurulmuş hacca gitmeme mazereti. Böyle bir mazeret hiçbir yerde geçmemektedir.

 Birde halk dilinde Hacca gidecen ama haccı tutacan :böyle bir şey de yok.Bu neye benzer namazı kılacan ama namazı tutacan tutamazsan kılma gibi bir saçmalık olur. Bunlar daha o yolculuğa baştan gitmemek üzere söylenmiş saçma sözlerdir.Haccı muhafaza etmek tabiî ki son derece güzel öyle ölsen günahsız gidiyorsun bundan güzel ne var ki. Ama tutamam deyip gitmemek çok saçmalık olsa gerek.

Bu duygu ve düşüncelerle bugünkü yazımın sonuna gelirken hac gibi kutsal yolculuğa çıkmış kardeşlerimize duamız “sağ salim gidip kabul olmuş bir hacla tekrar sevdiklerine dönmeleri”,Bizlerin de onlardan istediği duaların kabul olduğu bu mekanlarda bizler içinde ve buralara gitmek isteyip te bir türlü çeşitli nedenlerden dolayı gidemeyenlere dualarına katmalarıdır.

Rabbim bu yolculuğa gidenlere tekrar gitmeyi gidememiş olanlara da en kısa zamanda helalından kazandıkları paralarla haclar ve umreler yapmayı nasip etsin. (Amin )

Bir başka yazıda buluşmak ümidiyle …

Sadi Karakaya (09.10.2011)

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum