Allah yolunda öldürülenleri ölüler demeyiniz “Onlar bizzat tarafından rızıklandırılmaktadır.” diyerek şehitlerimizi ayeti ile müjdeleyen Rabbimize hamd. Ben bir defa daha dünyaya gelmek istemem. Ancak ilahi kelimetullah(Allahın kitabı) için tekrar tekrar şehit olayım ve o şekilde Rabbime gideyim diyen o Resule sonsuz selatü selam olsun.
Değerli dostlar;
Dün Çanakkale de resmi rakamlara 250.000 gayri resmi sonuca göre 400.000 bir o kadar da düşman askerlerinden zayiatla bu cennet vatan bizlere emanet edilmiş ve şairin “Toprağı sıksan fışkıracak şüheda” dediği toprakların üzerinde yaşıyoruz ve yine;
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı,
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı,
Sen şehit oğlusun incitme atanı,
Verseler de dünyayı sen verme bu cennet vatanı” mısralarıyla içinde bulunduğumuz konumu, en güzel şekilde anlatmıştır.
Sevgili okurlarım;
Mesele büyük, davamızda büyük. Davamız; ülkemiz, bayrağımız, dinimiz, namusumuz. Ülke savunması yolunda şehit olmak bunun için şahadetin en güzeli.
Halit Bin Velid bütün katıldığı savaşları kazanmış vücudunda 1cm kılıç darbesiz yer kalmamış böyle bir hak aşığı ; savaşlarda değil yatağında son nefesini verirken hüngür hüngür ağlamış ve hey gidi Koca Halid sen yatakta ölecek insan mısın demiştir.
Fakat niyetler amellerden üstündür. Şahadet ruhu ile yaşarsan eğer yatağında dahi ölsen yine şehit hükmündesin. O makam herkese nasip olmaz.
Adam dine, imana, Allah’a ve Onun kelamı Kuran’a küfür ediyor. Yolda giderken bir kör kurşuna gidiyor, oluyor basın şehidi kimisi nöbeti ibadet aşkıyla tutuyor, kimisi nerden düştük buraya küfürü basıyor, gelen bir musibet illa bomba olması gerekmez. Bir araçta kaza geçiriliyor. 2 kişi de ölüyor. Bunların hangisi şehit bu yorumu size bırakıyorum.
Defalarca hacca gitmiş defalarca nafile, umre yapmış bir kişi askeri nizamiyenin yanından geçerken askere seslenir “Asker” der. Asker “buyur amca” yolcu devam eder “Ben şu kadar hac ve umre yaptım. Ben bunların sevabını sana vereyim. Sende bana bu tutmuş olduğun 2 saatlik nöbetin sevabını bana ver” deyince Asker yaptığı işin büyüklüğünü anlar.
Evet dostlar iş bu kadar önemli ve hassas. Şair ne güzel söylemiş.
“Zannetmeki ecdadın yatar uyurdu.
Ecdadın yatıp uyusaydı. Sen nerden bulacaktın bu yurdu”.
Ve yine ;
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak uğrunda ölen varsa vatandır.”
Ecdadımız ilahi kelimetullah uğrunda ve cenneti görür gibi o makamların sevdası ile yanmışlar ve ülkemiz bugüne kadar gelmişse bizlerde bu emanetlere sahip çıkmak durumundayız.
Bu inanç ve duygular bizde olduğundan dolayı sabrederiz, taşkınlık yapmayız. Alkışlarla – Islıklarla şehidimizin cenazesini gösteri yerine cevirmeyiz. Öfkemiz var ama sessizliğimiz ağır başlılığımızdandır. Aklı selim hareket etmemiz taşkınlık yapmamamız eylemleri yapanları kahr ediyor. Öyle şehit anneleri- babaları var ki “onları sevindirmemek için ağlamıyorum” diyor. Ana yüreği tabi ki hüzünlüdür. Baba da öyle ama birde kader var ya; Kadere inanan kedere üzülmez. Eninde sonunda ölmek var ya o zaman şehide üzülmek değil onların haline sevinmek lazım. Gıpta etmek lazım, bir şehidin cenazesi başbakanın cenazesi gibi kalabalık oluyor. Bu daha dünyadaki nimeti ya ahireti siz düşünün.
Vatan savunmasında ölenlerin yanında başka şehitlerimizde vardır ; Bunlar deprem, sel, yangın, gibi afetlerde ölenler doğumda ölenler gibi; Daha dün Van’da meydana gelen küçük kıyamet gibi gelen depremde şehit olup Hak’ka yürüyenler hepsi şehitlerimizdir
Şehitlerimiz (1) başlıklı yazımın sonuna gelirken tüm şehitlerimizi rahmet minnet ve şükranla anarım Bir dahaki yazımda buluşmak üzere…
Sadi KARAKAYA (24.10.2011) Sadi Karakaya hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2204 | E-posta
|