Pazartesi, 05 Aralık 2011 |
1-PARİS SİRKİ ŞEHRİMİZDE ESTİ GEÇTİ
Kasım ayının son haftası kentimizde olan Paris Sirki izleyicileriyle tekrar buluştu ve gösterilerini yaparak iyide para kazanarak ayrıldılar. Çocuğumun okul aile birliği aldığı kararla minik yavrularımızı oraya götürdüler. Gösteri dönüşü çocuğuma ne gördün anlat bakalım dedim. En sevdiği masal kitabını anlatır gibi hepsini bir güzel anlattı
Aslanların nasıl laf dinlediğini
Eşek dediğimiz ve daha çok eskiden yüklerimizi çeken hayvanların nasıl birerli 3 erli 5 erli gezdiklerini nasıl yuvarlandıklarını
Şirin köpeklerin yaptıkları numaraları ve eğitmenlerin onları her harekette mükâfat olarak bir şeyler verdiklerini,
Akrobasi hareketlerde havada uçuşan göstericilerin mindere düşmeden nasıl birbiriyle havada tutuşup sallandıklarını vs.
Sirki ziyaretin öğretmenler günü (24 Kasımda) olması bu günün güzel bir anı olarak kalması açısından anlamlı ve heyecanlı geçmesi küçüklerin unutamayacağı bir gün olarak hafızalarında kalmıştır.
Bu gösteri hem öğrencilerimiz, hem öğretmenler gününde öğretmenlerimiz açısından, hem de biz veliler açısından çok anlamlı ve çok dersler çıkarılması gereken bir gündür diye düşünüyorum
Önce öğretmenlerimiz açısından;
Elin adamı aslanları eşekleri köpekleri eğitiyor ne istedi ise yaptırıyor da biz neden çocuklarımızı eğitemiyoruz. Bizim çocuklar Fırınsızın çok affedersiniz eşeklerinden köpeklerinden daha mı geri zekalı eğitim sistemi mi yanlış yoksa okutulan kitaplar mı yetersiz. Yoksa zaman mı yetmiyor? Bunun eğitimcilerimiz tarafından yorumlanmasını hassetsen rica ediyorum. Batılılaşıyoruz diye insanlarımız batıyor mu ?
Öğrencilerimiz açısından;
Biz ne kadar az çalışıyoruz, Ya da bu hayvanlar kadar dahi olamıyoruz. İşimiz gücümüz okumak. Onu da oflaya pofluya yapıyoruz.Öğrencilerimiz çalıştıklarında ve işlerini dikkatli yaptıklarında her biri kendi yeteneğine göre bir iş yapabileceğini hissetmiştir. Elin adamı bu gösteriyi yapabiliyorsa sen de yapabilirsin en yetenekli kimseler Türkiye’den çıkar. Nasıl mı köyümüm toprağı (Eşmeden) çıkan merhum; efsane pilot Hüseyin Çapoğlu gibi. Çapoğlu ağabeyimiz kendi döneminde Dünya'ya meydan okumuş. Kullandığı savaş uçağı ile kimsenin yapmayı düşünemediği hareketleri yaparak dünya birincisi olmuştur.
Veliler açısından
Boş beyinleri çok iyi değerlendirmemiz lazım; Öğretmen öğrenci veli bağlantısını iyi kurarak çocukları başarı grafiklerini iyi izlememiz lazım Kitap mı az geliyor yardımcı kaynak istenirse hiç itiraz etmeden almak lazım. Bu işin en ucuz ve kolay tarafı. Zor olanı onu alınca müfredat içinde işlenmesi ve verim elde etmek yardımcı kaynak olarak değerlendirilmesi; Bu da öğrenci ve öğretmenin işidir.
Çocukların başarılarını iyi takip edip Onları küçük te olsa mükâfatlandırmak lazım. Sirkte aslanlar köpekler o numarayı yapıyor ama hareket bitince arkadan yiyecek ikramı geliyor. O ikram olmasa o numaralar da biter. Biz veliler diyoruz ki önce çalışın ödül arkadan gelecek.
2-ÖZEL PARKTA MAHSUR KALDIM
Geçen hafta şehrin göbeğinde özel bir büroya ait özel park sahasına kilidi açtırarak aracımı park ettim. 2 saat sonra ayrılmak istedim birde ne göreyim özel park sahasının önüne bir vatandaş aracını park etmiş. Yani biz kapıyı açtık ama dışarı çıkamıyorum. Ne mi yaptım hep beraber ibretle takip edelim.
Önce polis çağırayım dedim 155 yerine yanlışlıkla 156 yı çevirmişim. Karşıma çıkan asker ;şehir içine biz karışmayız siz 155’ i polisi arayın dedi.
Hemen 155'i çevirdim karşıma çıkan polis memuru biz o işe bakmıyoruz siz çözüm masası 153'ü arayın.
153'ü aradım orası da yine bir numara verdi. Merkez belediyesi zabıta ekiplerinin numarasıymış.
Verilen numarayı aradım orası Büyükşehir'e ait siz Büyükşehirin şu numarasını arayın
Yeni verilen numarayı aradım Tamam beyefendi biz hemen oraya elamanlarımızı yönlendireceğiz dedi. Yaklaşık 20 dakika telefon trafiğinden sonra çok şükür bir yere ulaştım deyip şöyle bir nefes alıp beklemeğe başladım.
5-10 dakika bekledim gelen giden yok 15-25 dakika bekledim gelen giden yok.
Hemen şu söz aklıma geldi çaresizseniz eğer çare sizsiniz
Bir an aklıma itfaiye geldi Ama itfaiyeyi niye çağırayım ortada yangın falan yok. Şimdi itfaiyenin gelmesi için arabayı ateşe mi vereyim. Yok yok tövbe…Sonra etrafa baktım özel bahçe kapısı 2 tarafa açılıyor fakat bir tarafı kilitle sabit diğer tarafı duvara sıkıştırılmış bir zorlama ile (park kapısının diğer kanatını) bulduğum kalas parçasıyla zorla açarak aracımı ve kendimi oradan kurtardım. Belediye hala gelecek…
Peki beni mahsur bırakan uygunsuz park yapan araç kimin “Telefonla bu aracın plakasını söyledim.”
Yalnız sarı kağıt üzerinde siyah yazı ile 3-4 satırlık bir ifade var ön camdaki kağıtta
1.Ordu komutanlığı…
…………………….. yoksa bu kağıttan sebep mi araç kaldırılamadı?
3-SAKINAN GÖZE ÇÖP BATAR;
Sakarya Büyükşehir belediyesi; bulunduğum Serdivan - Bahçeli evler semtinde bozuk yolları kazıyarak yeni asfalt döktü. Güzelde oldu ancak; Bu arada daha önceden tehlikeli yerler statüsünde olan mahalle girişindeki kasisler alınan kararla kaldırılmış. Ferdi Tepkimi mail olarak çözüm masasına attım. Kasis kalktı araçların hepsi ambulans gibi hızlı dedim; gelen cevap “Alınan karar gereği oraya kasis gerekmiyor”.
Konuyu çalıştığım işyeri Tüvasaş makamına sözle aktardım. Makam bizim yazılı dilekçemiz var sonuç olumsuz cevabı kapıya astık dediler.
Derken geçen Çarşamba akşamı saat 19 00 sıralarında mezkur yerde bizim büyük oğlumuza bir araba çarpıyor. Allahtan ufat tefek sıyrıklarla fazla bir şey olmuyor. konuyu mahalle muhtarına aktardım. Ne derler binaya bacadan değil kapıdan girilir. Muhtar Büyük şehir ulaşım dairesini bu konuyla ilgili daha önce aradıklarını söyledi. Cevap bakarız olmuş daha bakacaklar.
Benim yanımda ilgilileri tekrar aradı 'Burada trafik kazaları oluyor' dedi. Tekrar 'Tamam bakarız' deyip savuşturdular. Aradan 4 gün geçti gelen giden yok . Bu iş böyle çözüleceğe benzemiyor.
Oğluma "Bunun çözümü var" dedim .”Ya buraya kaymakam olacan ya da vali o zaman belki çözülür”dedim.
Hastanede trafik kazası deyince ifade aldılar. Ertesi günü SERDİVAN karakoluna çağrıldık orayada ifade verdik .Davacımızsınız Biz “ hayır arabanın plakasını bile almadık. Kimi dava edelim. Dava edilecek yer varsa Büyük şehir Belediyesi dava edilmeli. Ama onlarda şu anda uğraşacak ne gücümüz ne de zamanımız var. “
Şimdi buradan Büyükşehir Belediye Başkanımıza sesleniyorum.
1-Bahçelievler de UKM kararıyla kaldırılan kasissin tekrar konması için kaç kişinin yaralanması ya da ölmesi gerekli.
2-Bu bahsettiğim yerden 160 haneli Tüvasaş lojmanlar sakinleri aşağı mahalleye çarşıya iniyor. Bahçeli evler sakinleri ise çarşı otobüsüne binmek için bu geçiti kullanıyor.siz bu nüfusun sayısını biliyor musunuz.? Onu da Serdivana sorun; Ben şöyleyim siz zahmet etmeyin “15bin”.
3-Araçların hızını kesmek için başka çözüm ve yaptırımlarınız varmı? Misal araç hız kontrol, Akıllı kavşak , butonlu yay geçidi gibi B, C planınız varmı?
4-Vatandaşın sorununa cevabınız seçimden seçime mi olacak. Yoksa bana oy verirseniz sizin dediklerinizi yapacam diye malzememi biriktiriyorsunuz.
Son bir soru; çocuğumuza çarpan kırmızı kamyonet kime ait onuda emniyet bulsun yer; Adapazarı 30 kasım saat 19 00 bahçeli evler mahallesi. O da faali meçhullere mi kaydoldu.Yok canım bu kadar kamera var şehirde 2 saatte bulunur.Ama biz peşinen davacı değiliz demişiz. Önemli değil önemli olan başkasının burnu kanamasın. Onun için mezkur yere kasis istiyoruz. Ya da caydırıcı diğer unsurlar..
Herkese kazasız belasız günler dilerim..
Sadi Karakaya (04.12.2011) Sadi Karakaya hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2285 | E-posta
|
|
|